28/08/2011

Neler İzledim...

REBOUND



Nobuko ilk gençlik yıllarını epey kilolu geçirmiş, yaşadığı büyük kalp kırıklığının ardından yetişkinliğe adım attığında zayıflayıp, hatta bir moda dergisinde iş bulur. Biraz 'Devils Wear Prada'daki Mirandayı hatırlatan bir patronu vardır ve çalışanları ondan deli gibi korkar.


Bu kız mesela iki hafta gibi kısa bir sürede 20-30 kilo veriyor. Sonra tekrar alıyor, sonra yine veriyor. Ne bir sarkma, ne bir hastalık hiç bir şey olmuyor Nobukomuza :) Akla mantığa ters tabii takılmadan izlemek lazım. 



Nobuko vakti zamanında çok lezzetli pastlar yapan bir şefin pastanesinin müdavimiymiş ve bu sayede hem çok kilo almış hem de yediği pastalar onu çok mutlu etmiş. Yıllar sonra dergide bir makale hazırlaması gerekince oğlu ile tanışıyor ve yine pasta tatması gerekiyor... Bu yeniden kilo almasını sağlayacak bir iş olduğundan çekiniyor önce ama sonra dayanamayarak yiyor. Yalnız tatmak diye bir kelime yok kızımızın sözlüğünde :) Afedersiniz öküz gibi yiyor. Benim diyen obez öyle yiyemez :) Ben yılların şişmanıyım onun yarısı kadar bile pasta yiyemem, bir kere bayar. Mantık aramayacaktık ama unuttum :D Neyse işte bu kilo alma-verme aşamasını anlatıyor dizi. Tabii bu arada pasta şefi ile aralarında bir yakınlaşma oluyor. Çocukluk hayali pasta fırıncısının gelini olmak. Peki başarabiliyor mu? Seyredin görün :) Eğer dış güzellik, iç güzellik konulu yapımlarını sevmiyorsanız beğenmeyebilirsiniz. Ama ben ilk kez bir Japon dizisi izlerken eğlendim. Yanınıza yiyecek bir şeyler alın izlerken çünkü o pastaları gördükçe insanın ağzı sulanıyor. Tavsiye ederim zaten 10 bölüm çerezlik hemen biter. Yalnız maalesef Türkçe alt yazısı yok ya da ben bulamadım.



QUE SERA SERA


(Ne olacak, olacak demek İspanyolca)



Öncelikle hayır kesinlikle hayır o sarışın kadının korkunç İngilizcesi ile söylediği şarkıyla alakası yok dizinin. Adı benziyor sadece :) Sevgili Kimbapsuşinin önerisi ile izledim onun güzel yazısı için buraya buyurun. Ama ondan önce benim Kdrama alemine Güney Amerika'dan çekip derinlere dalmasını sağladığım Raquel bahsetmişti bu diziden. Kendisi benim 'masterpiece' im :) Bir yerel bir uluslararası öneri alınca izlenmeli dedim ama çıktı gitti aklmdan. Geçenlerde yine Kimbap kız ile :) konuşurken aklıma geldi. Bu sefer unutmadan bakayım dedim.


Tae Joo zengin kadınlarla çıkan bir playboydur, kadınlar onu, o kadınları mutlu eder. Tabii ki hiç biri ile duygusal bir bağ kurmaz ve unutmakta zorlanmaz. Ancak bir gün kapısına gelen bir kız Han Soon kaderini tamamen değiştirir. Tesadüf eseri tanıştığı bu şapşal :) kızı kolay kolay unutamaz. Cha Hye Lin bir alışveriş merkezi sahibinin zengin, kibirli kızıdır. Moda sektöründe  çalışmaktadır ve aslında başarılıdır da. Oppa dediği beraber büyüdükleri Shin Joon Hyuk ile bir ilişki yaşamış ama engellerden dolayı ayrılmışlardır. Klasik olarak adam Amerikaya gitmiş (çünkü dünyada başka ülke yok :) ) ve yıllar sonra geri dönmüştür. Bu dördünün yolları bir noktada kesişir ve birbirlerinin hayatlarında köklü değişikliklere yol açarlar.


Que Sera Sera bildiğimiz anlamda Kore dizileri klişelerine yer vermiyor. Elbette başta biraz bu klişelerden besleniyor ama kesin şu olacak dediğiniz noktada yanılabiliyorsunuz ki bu güzel bir şey. Aşkla değişen, gelişen adamları-kadınları anlatan hikâyeleri seviyorum. Aşık olunan kişiden ziyade, karakterin kendi içindeki yolculuğu ve duygularını keşfi ve aslolanın aşkın kendisi olduğu vurgusu ön plana çıkıyor.



LİE TO ME



Yoon Eun Hye çok sevdiğim bir oyuncudur. Türkiyede Kore dalgasının yayılmasında payı büyüktür çünkü genç nesil 'Düilerimin Prensi' dizi ise ile kendisini tanıyıp, Kore'ye merak saldı. Kang Ji Hwan ise yakışıklı başka sözüm yok :D Şaka, şaka listemde yer almasa da severim kendisini.  Gelelim diziye Gong Ah Jung, Turizm Bakanlığında çalışan bir devlet memurudur. Annesini küçük yaşta kaybetmiş babasıyla yaşamaktadır. Üniversite yıllarında ki sevgilisi o zaman ki en yakın arkadaşı tarafından elinden alınmıştır ve yıllarca bunun ezikliğini yaşamıştır falan. Hyun Ki Joon da yine klasik olarak zengin, kibirli, yakışıklı ve bekâr bir 'chaebol' (Artık ne olduğunu biliyoruz bir çeşit Koç, Sabancı gibi zengin ailelerin varisleri.)  Tesadüfen karşılaşırlar (ahh o tesadüfler bizi neden bulmaz :) ?)  Aslında Sevgili Hikaru'nun cümlesini alıntılıyorum aynen. Bence diziyi net özetliyor.



Konusunu kısaca “eskiden platonik âşık olduğu adam arkadaşı tarafından elinden alınmış olan devlet memuru kızımız Ah Jung’un, kıskanç arkadaşını uyuz etmek amacıyla zengin bir adamla evli olduğu yalanını atması ve akabinde gelişen olaylar” diye özetleyebiliriz

Dizi 2010 da ve geçmişte tutan dizilerin bir kolajı gibi. Hepsinden biraz ortaya karışık yapmışlar. Hoş romantik sahneler var içinde. Hele dillere destan bir kola sahnesi var ki günlerce konuşuldu. Buna rağmen, öyle çok ciddi bir beğeniye ulaşamadı eğer oyuncular farklı olsaydı, belki de ilk bölümde bırakırdı millet seyretmeyi. Listeniz uzun, vaktiniz azsa es geçin derim. Zamanınızın bol olduğu bir günde, izleyecek bir şey bulamıyorum dediğiniz anda açın Lie To Me'yi seyredin. Dizi ile ilgili detaylı bilgi almak istiyorsanız Mydestiny ve Hikaruivy bloglarına alalım sizi :)


7 yorum:

hikaruivy dedi ki...

Bu Rebound'u izlesem mi izlemesem mi bir türlü karar veremiyorum... Kore'den sıkıldım artık, japon semalarına uçasım var, ama başroldeki kızı sevmem pek... bir de mantık aramayacaksın diyorsun ya, o yüzden kararsız kaldım...

que sera sera ise mutlaka izlenecekler listemde; ama bakalım ne zaman sıra gelecek?

Lie to me'de benim efsanevi (!) cümlemi alıntıladığın için teşekkür ederim lafeacım ^^ o cümleyi nasıl kurabildiğime şaşıyorum, sonuna geldiğimde başını unutmuştum :P

hikaruivy dedi ki...

Bu arada neden senin blogunda benim avatarım bu kabız olmuş gibi ıkınan yeşil yaratık acaba? :P

Besra dedi ki...

QUE SERA SERA'yı geçen yıl izlemiştim evet Kore kılişelerini barındırmayan bir dizi fenada değil ama ben bu dizi sayesinde Eric Won'dan o kadar nefret ediyorumki başka dizilerini dahi izlemek istemiyorum birde dizideki iki hatunda çirkindi ikisinede sinir oldum :D

LİE TO ME'iyi hiç merak etmiyorum izlemeyeceğimde konusu itibariyle çok klişe birde Kang Ji Hwan nedense bir türlü ısınamadım ona Yoon Eun Hye'ya yazık oluyor son dizi seçimleri felaket onu daha iyi dizilerde görmek isterim mesela MinHo'yla bir projede görmeyi çok arzu ediyorum :D

Bende Japon dizisi izlemek istiyorum ama bu hatununkini değil kendisini sevmiyorum :) :)

lamina dedi ki...

lie to me yi izleidm cnm, dedğin gibi izleyecek başka bişiy yoksa ve boş vakit varsa izlenebilir ancak...

http://laminapropria.blogspot.com/

admin dedi ki...

Hikaru: Sen Japon dizilerine benim kadar mesafeli değilsin bence izle. Takılma fazla benim yaram var gocundum o bakımdan :)) Bu arada o avatar neden öyle bilmiyorum. Otomatik olarak çıkıyor. Kendine bir profil fotosu seçersen Wordpressde o çıkar bundan sonra :)

Besra: Dediğim gibi çoook boş vaktin varsa izlersin. Öbür türlü gereksiz. Evet ya hatunlardan biri YOOppamla film çekti ama. :)) Allah çirkin şansı versin ne diyeyim :)

Laminia: Yoon Eun Hye hatırına izleniyor işte.

tarih84 dedi ki...

REBOUND: yeme bizi tr alt yazı olsada sen beğenmez illa ing. izlersin:) diziyi atlayarak izledim, tam da izlenir de vakit yok:( bu ikiliyi seviyordum zattai kareshi de izlemiştim ahh ne de yakışıyoırlardı. haklısın dizide mantık aramamlı da dizi olduğu için aslında. bazen insanın metabolizması deli gibi kilo aldırabiliyor tabi 20-30 kilo da 2-3 haftada alınıp verilmez.Seren serengil bir ayda 17 kilo veriyorsa kız da 1 ayda 10 kilo verse doğal derim.
QUE SERA SERA: erıc moon'a gıcık olma sebebim di ki spylı diziye kadar.ahh kızın ömrünü yedi yetmedi hayatını kararttı be, çok üzülerek izlediğim bir diziydi:( vay be tam nostalji yaşadım 2009 da izlemiştim, müziğini de çok severdim.
LİE TO ME: valla bu diziyi sırf Yoo eun hye hatrına izledim ki kızı da hiç sevmedim. giyim kuşam saç rengi derken dur bakayım dedim. klişeydi ama izlerken çok da heyecanlandırdı. ilk 4 bölüm zor geçti sonrası ışık hızı derken 8. bölüm sarstı güzeldi.

admin dedi ki...

Canım ben sizin için söyledim :) Yoksa ben İngilizce seyrederim genelde. Bu dizide kilo alma verme olayı öyle mantıksız ki ama boşverip izliyorsun. Que Sera Sera'nın müzikleri çok güzeldi gerçekten de. Valla işte Lie To Me oyuncularının hatırına izlenecek sıradanlığında ötesinde bir diziydi.

Yorum Gönder