İçinde yemek tarifleri, aşk öyküleri ve kocakarı ilaçları bulunan roman.
Başlık İngilizce'ye direk çevrilmiş. 'Like water for (hot) chocolate' Sıcak çikolatanın içine katılan su gibi. İki farklı element, birbirini tamamlıyor anlamında kullanılmış. Ayrıca 'Como Aqua Para Chocolate' Meksika'da sık kullanılan bir deyimmiş. 2 türlü kullanımı olduğu söyleniyor. Biri, birisi çok sinirlendiğinde 'su gibi kaynadığında' diğeri cinsel anlamda güzel/seksi bir kadını tarif etmek için 'sıcak çikolatanın içindeki su gibi'
Büyülü Gerçekli tarzı severlerin, - ki ben bayılıyorum- beğenerek okuyacağı bir kitap. Tita'nın aşkı, hüznü, keder, neşesi, şehveti pişirdiği yemeklere yansıyor. Oradan da, yemekleri yiyen insanları etkliyor. Yemek pişirerek, konuşan, ağlayan, seven, sevişen bir kadının hikayesi 'Acı Çikolata.' Ne yazık ki tariflerin günümüzde ve ülkemizde uygulabilirliği yok. Ancak bazı geleneksel tariflere ulaşmak ve denemek mümkün elbette.
Mutfağa ve yemeklere olan hassasiyeti daha doğmadan belli olan Tita, mutfak masasında doğuverir. O kadar çok ağlar, o kadar çok ağlar ki; gözyaşları kuruduktan sonra 3 çuval tuz çıkar.
Ailenin en küçük kızı olan Tita, geleneklere göre, ölene kadar annesine bakmaz zorundadır. Bu yüzden asla aşık olmasına izin yoktur. Evliliğin sözü bile edilemez. Bu sebeple kendisini görüp, aşık olan Pedro Tita'nın annesinden red cevabı alır. Ancak eğer isterse ortanca kızı ile evlenebileceğini söyler. Pedro sırf Tita'ya yakın olabilmek için bu teklifi kabul eder.
Titanın Pedro'nun kendisine verdiği güllerden yaptığı bıldırcın yemeği
Filmi her ne kadar, kitaba sadık kalarak çekilmişse de, beklediğim kadar iyi değildi. Öncelikle yemeklerin ön planda olduğu bir kitapta-filmde, görsel bir şölen bekliyorsunuz ama öyle olmadı. Pedroyu canlandıran oyuncu çok bebek yüzlü, çok çocuksuydu bence. Kitabın yanında çok yavan kalmış film.
Tita ve Pedro'nun aşkı tüm engellere, yasaklar ve geçen yıllara rağmen azalmadan sürüyor. Asıl gerçek dışılık bu bence : ) Büyülü gerçeklik tarzını bilmeyenler için şöyle açıklayayım, gerçekler ve düşler birbiri ile dikkatli bir şekilde harmanlanır. Böylece iç içe geçmiş iki dünya, tek bir gerçekli altında birleşir. Olmaz denilen herşey aslında, gerçeklerin biraz abartı, biraz düşsel şekilde ortaya konmasıdır.
Tita'nın yaşadığı olaylardan sonra huzuru ve dinginliği bulduğu doktor, hayata yeniden tutunması sağlıyor.
"... Anneannemin çok ilginç bir teorisi vardı: Derdi ki, biz insanlar her ne kadar içimizde bir kutu kibritle doğmuşsak da, onları tek başımıza yakamayız, tıpkı deneyde gördüğümüz gibi, oksijen ve mum ışığı gerek. Diyelim ki oksijen, sevdiğimiz insanın soluğundan bize ulaşabilir; mum ise, çeşitli gıdalar olabilir, müzik, okşama, söz ya da ses gibi ve bunlardan biri parlama nedeni olup kibritlerden birini yakar. Bir an, derin bir heyecanla kendimizden geçeriz. İçimiz sımsıcak olur; ama zamanla söner gider, ta ki yeni bir patlamayla yeniden canlanana değin. Yaşamak için, her birimiz kendimizdeki alevlendiricileri keşfetmek zorundayız, çünkü bunlardan biri harekete geçtiğinde, ruhumuz için gerekli enerjiyi sağlar. Bir başka deyişle, bu alevlenme ruhumuzun gıdasıdır."
Tabii bu alevlenmelerin hepsinin aynı anda olmasını da büyük bir tehlikeye yol açacağını söylüyor Doktor. Bana biraz Buffy&Angel ilişkisindeki, bir anlık gerçek mutluluk olayını hatırlattı. Tutkudan yangına sebep olan bedenler, hüzünle pişirilen düğün pastasından yiyerek göz yaşlarına boğulan misfirler... Meksika yemekleri, köhnemiş adetler ve arka planda yokluk ve devrimin şöyle bir geçildiği 'Acı Çikolata' kolay okunan bir kitap. Kitap okumaz istemezseniz filmde kötü değil. Ancak bazı küçük detayları kitapta bulabilirsiniz ancak.
Karakterlerin tanıtımı ve bahsedilen yemeklerin ne olduğunu görmek için buraya bakmanızı öneririm. Bir Marquez olmasa da, okuması keyifli bir kitap.
4 yorum:
Bahsediyordun biraz fikrim vardı ama şimdi yazını okuyunca merak ettim. Okunmaya değer bir kitap listeme ekledim, belki ön sıralarda değil ama illaki birgün okuyacağım.
Kesinlikle okumaya değer bir kitap. Kafan dinç olduğunda oku mutlaka :)
Merhabalar!
Böyle daha önce severek okuduğunuz blog sayfalarında diziler/filmler haricinde bu tarz tanıdık şeyler görmek de ayrı güzel oluyor. :))
(Bu arada blog sayfalarına yorum yaz(a)mama durumumu da az evvel kırdığım için pek mesudum.:)Çotaaannnk diye dalıp da yazamam sanıyordum ama ahanda buna da yazdım gitti valla:D)
He ne diyordum, bence de hoş, tatlı bir roman. Uzuuuuuuunca bir zamandır Türk Edebiyatı haricinde bir şeyler okuyamayan ben, vallahi tek oturuşta bitirivermiştim kitabı :D
Çottannk diye yorum yapmaya devam et bence. Kır zincilerini iyi oluyor :) Tavsiye etmek istediğim bir iki kitap daha var. Zamanı gelince paylaşacağım. Teşekkürler yorumun için :)
Yorum Gönder