12/02/2011

Portobello Cadısı-Paulo Coelho

Arada sırada burada bir kitap kategorisi olduğunu hatırlasam iyi olacak kendi adıma :)



Gizemli bir kadının öyküsü
Onu yakından tanıyan, belki de hiç
tanımayan dostlarının ağzından
Kim olduğumuzdan emin olmasak da, kendimize karşı her zaman içten olma cesaretini nasıl ediniriz?
Paulo Coelho, yeni romanı Portobello Cadısı’nda bu sorunun yanıtını arıyor. Portobello Cadısı, Athena adlı gizemli bir kadının öyküsünü, onu çok iyi tanıyan -ya da hiç tanımayan- yakınlarının ağzından anlatıyor.

İnsanlar bir gerçeklik yaratıyorlar, sonra da kendi yarattıkları gerçekliğin kurbanı oluyorlar. Athena işte buna başkaldırdı ve bunun için büyük bir bedel ödedi...
Heron Ryan, gazeteci

Athena, duygularımı biraz olsun göz önüne almadan kullandı ve yönlendirdi beni. Hocamdı, kutsal sırları aktarmayı, aslında hepimizde var olan o bilinmeyen gücü uyandırmayı üstlenmişti. O yabancı denize atıldığımızda, bize yol gösterenlere körü körüne güveniriz, çünkü bizden daha fazla bildiklerine inanırız...
Andrea McCain, tiyatro oyuncusu

Athena’nın en büyük sorunu, 21. yüzyılda yaşayan bir 22. yüzyıl kadını olması ve bu gerçeği hiç gizlememesiydi. Bir bedel ödedi mi? Kuşkusuz, ödedi. Ama coşkuyla taşan gerçek benliğini bastırsaydı, çok daha büyük bir bedel ödeyecekti. Durmadan başkaları ne der diye kaygılanan, kırgın ve mutsuz biri olacaktı.

Deidre O’Neill, Edda diye biliniyor

Portobello Cadısı kitap fuarından standdaki elemanın önerisiyle aldığım ve her zaman ki gibi yanıldığım bir kitap oldu :) Bana güvenin, maalesef yayınevi çalışanları kitaplar ve yazarlar hakkında sizden daha fazla bilgi sahibi değil. Paulo Coelho'yu ilk okuduğumda çok sevmiştim. Piedra Irmağı çok enteresandı benim için ama henüz 17 yaşındaydım o zaman. Veronika Ölmek istiyor yine etkileyici bir hikâyeydi. Sonra bu etkiyle neredeyse bütün kitaplarını okudum son çıkanlar hariç.

Portobello Cadısı büyük bir merakla ve ilgiyle başladığım ama hayal kırıklığına uğradığım bir kitap oldu. Okurken o kadar sıkıldım ki; bir süre sonra dayanamayıp sonuna baktım. Ne desem ki eğer 5. Dağı, Zahiri falan okuduysanız çok yeni bir şey bulamayacaksınız bu kitapta. İsimler, yer ve mekân değişiyor ama temelde hep aynı şeyler. Aynı Hristiyan söylemler, güç-ışık içinizde mesajları. Sevemedim bilmiyorum belki bendedir sorun.

5 yorum:

tarih84 dedi ki...

oğğ bu kitabı bitirmene çok sevindim. hatırlıyorum ameliyat olduğun dönemde elindeydi.baya uğraşmıştın okumak için.sırf bitirdiğin için bile bu yaız takdire şayan:) bazen kitaplar sizlere yeni soluk katacakken soluğunuzu alıp derin bir bıkkınlığa bırakıyor. benimde beni deli eden kitaplar elimde dolanıyor.tek fark ben çabucak bitirmek için kendimi oradan oraya atıyor hatta parçalanıyorum sebebi ise ödev konusu olması:(

admin dedi ki...

Ne diyorsun güzelim kâbusum oldu bu kitap :) Valla atladım yoksa bende ne olursa olsun keyif için bile olsa bir kitabı asla yarım bırakmam :( Hep aynı şeyler işte sıkıyor bir süre sonra.

rümeysa dedi ki...

simyacı zaten mükemmel bir kitaptı zaten bu kitapla ününe ün kattı zahiri okuduğumda hayal kırıklığına uğradım veronika ölmek istiyoru film olarak izledim çok beğendim güzeldi tabi bütün kitapları güzel değil ne yazık ki..

admin dedi ki...

Rümeysa son okuduğum kitaplarında kendini tekrarlar buldum Coelhoyu o yüzden beğenmedim. Simyacı bir klasiktir ben de çok severim.

harang dedi ki...

Benimde en çok sevdiğim kitabı Simyacıydı,onun dışında diğer kitaplarını okumadım. genellikle tercihim Rus edebiyatıdır....

Yorum Gönder