23/02/2011

Hyun Bin Hava Alanı Şıklığı



Offf yazmayacaktım ama nasılsa yakında gidiyor. Adam 2 sene yok ortalarda :) Bildiğiniz gibi Hyun Bin Şubat 15'de Berlin film festivaline katılmak üzere Almanya'ya uçtu. 21 Şubatta da geri döndü. Ödül alamamış olsa da gerek Alman, gerek dünya basınının oldukça ilgisini çektiği söyleniyor. Ülkesini temsil etmeye yaban ellere gitti, giderken de sade ama pahalı giysileriyle hava alanı şıklığını gözler önüne serdi. Neden bilmem üzerindeki her bir parçayı tek tek incelemiş fiyatını yazmış siteler. Adam dünya kadar para kazanıyor tasarımcı kıyafetleri giyecek tabii ki. Ama pek çok kişinin dediği gibi muhtemelen sponsorları hediye etmiştir giysileri. Bundan alâ reklam mı olur?


Yalnız dikkatimi çeken bir şey oldu bir kaç tane Alman hayran hava alanında bekliyormuş Hyun Bini güya 8 senedir hayranlarmış. Hyun Bin o zamanlar daha yeni çıkış yapmıştım demiş. Alman kadın izleyiciler pek ilgi göstermiş Binie'ye. Ha işte orada dur bütün dünya kadınları tamam da kusura bakmayın Caroline vukuatından sonra kaldıramam Alman hayranları :D Bir gidin ya erkek mi yok memleketinizde? Ayrıca hiç de inanmıyorum Kore dalgasının Almanya'da yayıldığına, İnternettten tanıyan üç-beş kız toplanmış abartılı laflar etmiş hepsi bu. Dağılın bakayım evlerinize, teker, teker. Hadi canım, hadi bekleme yapmayın :)


Deri Ceket/ Giorgio Brato: 1,710 $ / (bu parayla ben gardrop dizebilirdim :) )

T-Shirt/Alexander McQueen: 350 $;

Kot Pantalon/DSQUARED: 790$

Atkı/Julian David: 790$

Gözlük/Dolce&Gabbana: 300$


Botlar/Giorgia Armani: 1.000 $

Sırt Çantası/L'inoi: 700 $

Buda dönüş kombini, Man in Black :)


Image and video hosting by TinyPic

20/02/2011

Gelecek Program

Böyle bunları yazacağım diye duyurunca, yazma süreci biraz hızlanıyor. Hem de artık söz vermiş gibi oluyorum oturup yazmaktan başka seçenek kalmıyor :)

Secret Garden (Ben yazmazsam olmaz değil mi? Hem beklersiniz :P)

Coffee Prince (Gong YOO'yu neden sevdiğimi hatırlamak için :) )

DBSK/JYJ/KARA falan (enteresan bir konu)

Eskiden izlediğim bir kaç bir şey emin değilim. Her zaman ki gibi araya giren, eklenen, çıkan şeyler olabilir. Beni izlemeye devam edin :D

18/02/2011

Zevksizsin-Çirkinsin Evet Sen Im Su :D

İtiraf edeyim ilk gördüğümde bu resmi vayy dedim. Hyun Bine değil kıza Hyun zaten taş her daim :) Ama kızın güzelliğinin yanıltıcı olduğunu ışık parlaması yüzünden öyle göründüğünü anlamam kısa sürdü. Kızım bu zamana kadar hep yakışıklı partnerlerle çalıştın. Kore'de neyse de Avrupa'da hem ülkeni temsil ediyorsun, hem kendini, hem de partnerini. Adam bu kadar şık ve yakışıklıyken utanmadın mı bu kadar basit görünmeye? Biraz daha özen göstersen olmaz mıydı? O sırt dekoltesi olmasa rahibe sanacaktım seni. Almanya'da Berlin Film festivaline katılan Come rain, come shine ya da I Love You, I Don't Love You filminin gösterimine gitmişsin 'Başrol' oyuncusu olarak, bu mudur? Keşke, beni mahçup etseydin. Ne güzel kız deseydim. Git gözüm görmesin seni kaybol! :) :)







17/02/2011

Hyun Bin Aşırı Doz :) -Vogue Çekimi-

Artık kelimeler kifayetsiz kalıyor bu adamın yakışıklılığı ve başarısı karşısında. Gong Yoo ile aynı derecede seveceğim neredeyse. Yaaa evet o kadar :) Daha fazla yorumum yok.

Vogue Korea dergisi bu çekimi geçen yıl Late Autumn filminin çalışmalarına başlanmadan ayarlamış ve Çinli  rol arkadaşı Tang Wei film promosyonu için Kore'ye geldiğinde gerçekleştirmişler bu fotoğraf çekimini. İkisi de çok hoş görünüyor. Gerçi şu anda Hyun Bin, Berlin'de ama gitmeden yine ses getirecek bir iş yaptı.






14/02/2011

So Ji Sub Rapper Olursa


Oyunculuk konusunda yeterince iyi değilmiş gibi bir de müzik dünyasına adım atmış So Ji Sub. Uzun ve karmaşık cümlelerden anladığım kadarıyla So Ji sevenlerine farklı ve eğlenceli yanını göstermek istemiş. Klibin tamamı 17 Şubatta gösterime girecek. Yayınlanan ilk teaser-ön izleme çok sevimli görünüyor. Klipte Kore'nin ünlü komedyenleri eşlik etmiş So ji'ye








12/02/2011

Portobello Cadısı-Paulo Coelho

Arada sırada burada bir kitap kategorisi olduğunu hatırlasam iyi olacak kendi adıma :)



Gizemli bir kadının öyküsü
Onu yakından tanıyan, belki de hiç
tanımayan dostlarının ağzından
Kim olduğumuzdan emin olmasak da, kendimize karşı her zaman içten olma cesaretini nasıl ediniriz?
Paulo Coelho, yeni romanı Portobello Cadısı’nda bu sorunun yanıtını arıyor. Portobello Cadısı, Athena adlı gizemli bir kadının öyküsünü, onu çok iyi tanıyan -ya da hiç tanımayan- yakınlarının ağzından anlatıyor.

İnsanlar bir gerçeklik yaratıyorlar, sonra da kendi yarattıkları gerçekliğin kurbanı oluyorlar. Athena işte buna başkaldırdı ve bunun için büyük bir bedel ödedi...
Heron Ryan, gazeteci

Athena, duygularımı biraz olsun göz önüne almadan kullandı ve yönlendirdi beni. Hocamdı, kutsal sırları aktarmayı, aslında hepimizde var olan o bilinmeyen gücü uyandırmayı üstlenmişti. O yabancı denize atıldığımızda, bize yol gösterenlere körü körüne güveniriz, çünkü bizden daha fazla bildiklerine inanırız...
Andrea McCain, tiyatro oyuncusu

Athena’nın en büyük sorunu, 21. yüzyılda yaşayan bir 22. yüzyıl kadını olması ve bu gerçeği hiç gizlememesiydi. Bir bedel ödedi mi? Kuşkusuz, ödedi. Ama coşkuyla taşan gerçek benliğini bastırsaydı, çok daha büyük bir bedel ödeyecekti. Durmadan başkaları ne der diye kaygılanan, kırgın ve mutsuz biri olacaktı.

Deidre O’Neill, Edda diye biliniyor

Portobello Cadısı kitap fuarından standdaki elemanın önerisiyle aldığım ve her zaman ki gibi yanıldığım bir kitap oldu :) Bana güvenin, maalesef yayınevi çalışanları kitaplar ve yazarlar hakkında sizden daha fazla bilgi sahibi değil. Paulo Coelho'yu ilk okuduğumda çok sevmiştim. Piedra Irmağı çok enteresandı benim için ama henüz 17 yaşındaydım o zaman. Veronika Ölmek istiyor yine etkileyici bir hikâyeydi. Sonra bu etkiyle neredeyse bütün kitaplarını okudum son çıkanlar hariç.

Portobello Cadısı büyük bir merakla ve ilgiyle başladığım ama hayal kırıklığına uğradığım bir kitap oldu. Okurken o kadar sıkıldım ki; bir süre sonra dayanamayıp sonuna baktım. Ne desem ki eğer 5. Dağı, Zahiri falan okuduysanız çok yeni bir şey bulamayacaksınız bu kitapta. İsimler, yer ve mekân değişiyor ama temelde hep aynı şeyler. Aynı Hristiyan söylemler, güç-ışık içinizde mesajları. Sevemedim bilmiyorum belki bendedir sorun.

Kim Su Hanmu/Secret Garden Tekerlemesi

Secret Garden bitmesine rağmen yankıları sürerken benim izlerken ezberlemeye çok gayret ettiğim tekerlemeyi buldum internette ve sizlerle de paylaşayım istedim.


Korea Fanstan alıntıdır.

http://www.korea-fans.com/forum/printthread.php?tid=44757&page=50



김수한무 거북이와 두루미
kimsuhanmu kobugiwa turimi


삼천갑자 동방삭 치치카포 사리사리센타

samçangabca dongbancag çiçikapo sarisarisenta

워리워리 세브리캉 무두셀라 구름이

woriwori seburikang muduserlla kurumi

허리케인에 담벼락 담벼락에 서생원

horikeyine tampyerang tampyerange sosengwon

서생원에 고양이 고양이에 바둑이

sosengwone koyongi koyongie padogi

바둑이는 돌돌이

padoginın durlduri

Anlamları

1. 김수한무 2.거북이와 두루미 3.삼천갑자 동방삭 4.치치카포 5.사리사리센타 6.워리워리 7.세브리캉 8.무두셀라 9.구름 10.허리케인 11.담벼락 12.서생원 13.고양 14.바둑 15.돌돌
Anlamları:


김수한무 : Yaş sonsuzdur

거북이와 두루미 : Kaplumbağa ile turna kuşu (uzun ömrü simgeler)


삼천갑자 동방삭 : Çinde en uzun süre yaşadığına inanılan 동방삭(Dongbangsag) isimli biri

삼천갑자 onun yaşadığı sene 180.000 yıl 치치카포 : Afrika'da en uzun sene yaşayan Çiçikapo isimli biri.

사리사리센타, 워리워리, 세브리캉 : Uzun süre yaşamış efsane insanların adı. Sarisarisenta, Woriwori, Seburikang

무두셀라 : Kutsal kitap'da 969 sene yaşadığına inanılan yaşlı adam. Muduserlla

구 름 : Bulutlar, onlar hiç yok olmayacaktırlar yani bir nevi sonsuzluğu simgeler. Bu yüzden bulut olmak Muduserlla olmaktan daha iyidir. Yani o ölmüştür ama bulutlar hep yaşar.

허리케인 : Kasırga, fırtına, Onlar bulutun anlamsızlığını gösterir. Şöyle ki fırtına onları üfleyebilir bu yüzden fırtına olmak bulut olmaktan daha iyidir.

담벼락 : Duvar, set. Onlar fırtınaya karşı koyabilir. Bu yüzden duvar olmak fırtına olmaktan daha iyidir.

서생원 : Fare, o duvarı oyabilir ve duvarı fırtınaya karşı zayıflatır. Bu yüzden fare olmak duvar olmaktan daha iyidir.

고양 : Kedi, o fareyi yenebilir Bu yüzden kedi olmak fare olmaktan daha iyidir.


바둑 : Köpek, köpek de kediyi yenebilir. Bu yüzden köpek olmak kedi olmaktan iyidir.

돌돌 : Köpeğin adı durlduri

11/02/2011

Hyun Bin Eşofmanları Ji Woon değil :)

Üst üste Hyun Bin yüklemesi yapıp aşırı doza sebep olmak istemezdim. Ama bu resimler ayrı bir postu hak ediyor diye düşünüyorum. Dizide giydiği parlak ve el yapımı eşofmanlardan sonra böyle bir teklif alması kaçınılmazdı. Bir spor giyim firması için yapılan çekim. İşte Hyun Bin ve eşofmanları. Yalnız 3. resimde acı mı çekiyor, yoksa 'Bakın ne kadar seksiyim' pozumu veriyor anlamadım :D





09/02/2011

Hyun Bin -Yeniden-




Secret Gardenla yine yeniden yıldızı parlayan Hyun Bin hakkında daha önce burada bir yazı paylaşmıştım. Güzel gülen, gamzeli ve yakışıklı oyuncunlara kadrosundan yer edinmişti kalbim ta o zaman. 'Yani her zaman dediğim gibi gelip koşulsuz aşkını ilan ederse reddetmeyeceğim biri ha ha ha :)' demişim o zaman. Çok özür dilerim ama şimdi durum değişti o yüzden düzeltmek zorundayım. Gelip koşulsuz aşkını ilan ederse KESİNLİKLE reddetmeyeceğim biri ha ha ha :) Bilgilere kısaca bir daha bakalım. Mesela ben isminin takma olduğunu unutmuşum.


İsim:현빈 / Hyun Bin (Hyeon Bin)
Gerçek isim:김태평 / Kim Tae Pyung (Gim Tae Pyeong)
Doğum tarihi:25 Eylül 1982
Doğum Yeri:Seoul
Boy:1.84
Kilo:74  - Bu kilo şimdi 60 falandır sanırım :)-
Burç:terazi
Kan grubu:B
Bitirdiği okul: Jungang üniversitesi
Hobileri:Yüzmek, basketbol ve televizyon oyunları oynamak

Secret Gardenle oyunculuğunu bir kez daha kanıtlayan Binie iki yıldır Aktris Song Hye Kyo ile beraber. Korenin Brangelinası diyorlar bu çift için. İkisi de 'güzel' olunca rüya bir çift diye görülmeleri çok normal. Güzel bir fiziğin olmasının bir avantajı da dizide giydiği o abuk sabuk eşofmanları bile kendine yakıştırıp fenomen haline getirmesi.

KBS ödül töreninde hem saç sitili hem de mavi- kadife takımıyla  farklı stilini ortaya koymasıyla oradaki bütün erkeklerden ve hatta kadınlardan çok, çok daha şık olduğunu söyleyebilirim.


Beraber çok az fotoğrafları var özel hayatlarının 'özel' olarak kalmasında çok başarılılar.


Sevgilisi ile ayrıldılar söylentileri çıkıyor ama ayrılmadıklarını söylüyor ajansları. En son 26 Aralıkta görüşmüşler artık sonra ne yaptılar bilemiyorum ama Hyun Bin gibi bir adamı fazla boş bırakmaya gelmez diye düşünüyorum. Mart ayında Deniz kuvvetlerinde 2 yıllık askerlik görevine başlayacak olan Binie :) gitmeden reyting rekorları kıran bir dizi ve festivallerde yer alan iki film sığdırdı programına.


Bu kız bütün yakışıklı aktörlerle film-dizi-reklam vs. çekmek zorunda mı? gırr : P


Bugün (10.02.2011) Late Autumun film tanıtımında da stilini konuşturmuş yine :) Gülüş şahane, dudaklar çok güzel ama ruj biraz fazla değil mi? Işıktan mı yoksa? :)



I Love You, I Love You Not yarışma kategorisinde, Late Autumunda festivalde gösterilecek filmler alanında yer alacak. Askere gitmeden özel izinle Hyun Bin de Berlin'de olacak. Varsa eğer Almanya'da yaşayanlarınız koşun gidin belki görürsünüz bu Asya'nın yürek yakan yakışıklısını :) Allahım Gong aşkım çok sağlam ama Binie de o kadar tatlı ki sevgilisi falan olması önemli değil :D Zirveyi zorluyor allahtan askere gidecek yakında öyle iki sene bekleyemem ben :) Hyun Binin meziyetleri saymakla bitmez ama sen son güzel şarkı söyleyebildiğini de öğrendik. Secret Garden OST sinde yer alan ' That Woman' şarkısının erkek versiyonu olan ' That Man' i seslendirdi ki bence çok güzel olmuş. Dinleyin bakalım sizde bir kez daha. Bir kez daha sevdim seni Binie zaten Kim Sam Soon'da kalbimi fethetmiştin. Sağ salim git ve dön. Su gibi geçsin zaman ve biz hiç yaşlanmayalım.





07/02/2011

First Love - Aşk İnsanı Güzelleştirir



Aşk denen küçük bir şey; bazen tüm hayatınıza yön verebilir.


Uzakdoğu dolaylarında hep Kore üzerinde uçuyoruz :) Arada Japonya'ya uğrayanlarımız, bir Tayvan yapıp gelenlerimiz oluyor :D ama Tayland duraklar arasında en son sırada bile yer almıyor çoğunlukla. İşte bu zinciri kıracak bir film ile karşı karşıyayız. Lee'nin blogunda gördüm önce sonra Eymasar'a bana film tavsiye et dedim. Son 3 önerisi bende işe yaradığı için tereddütlerimi bir kenara bırakıp izledim bu elma şekeri kıvamında ki filmi. İyi ki de izlemişim.

İlk bakışta tipik çirkin ördek yavrusunun kuğuya dönüşmesi hikâyesi gibi görünse de aslında bundan biraz farklı. Ya da şöyle söyleyelim hepsinden biraz var. Bütün klişelere ufak dozlarda yer verilmiş. Çirkin kızlar ittifakından tutunda, evde kalmış öğretmenlere, zalim ve popüler kızlara ve elbetteki okulun yakışıklı delikanlısına, hatta ve hatta 'arkadaşımın aşkısın' sendromu; bir lisede olabilecek herşey var.


Nam annesi ve kızkardeşi ile yaşayan dikkat çekmeyen başarılı bir öğrencidir. Babası Amerika'da çalışıyordur. Babasının yanına gidebilmek için Liseyi birincilikle bitirmelidir. P-Shoen futbol takımındadır. Kızların hayallerini süsleyen beyaz atlı prenstir. Bir kantin vukuatından sonra Nam'ın kahramanı olur. Basketbol takımındaki çocuklar zorbalık yaparak kızların sırasını çalar. Biz sporcuyuz diye zırvalarlar. Tam bu sırada kahramanımız gelir, futbol takımı için diyerek kızlara pepsi alır burada film içindeki reklamı kör edercesine gözümüzün içine sokarlar :)



Filmde hoşuma giden şey mucizevi bir güzelleşmeden ziyade Nam'ın zamana yayılan değişimiydi. Ayrıca karakterlerin lisede olduğunu göz önünde bulundurursak. Değişimlerinde büyümenin de payı büyük. Bu da hikâyeyi daha gerçekçi kılmış. Ayrıca sevdiğim başka bir unsurd da kızın aşkını başarısı ile birleştirmesi. Yani P.Shoe'nun aşkı onun kendi güzelliğini, kapasitesini keşfetmesini sağladı.



Doğal güzellik anlayışımız epey farklı :) Ufak dokunuşlar her zaman 'ufak' olmuyor :P

Doğanın nimetlerinden faydalanma işi ancak bu kadar abartılabilirdi. Çok güldüm bu sahnede. Çok şekerler amaaaa :)



Çok fazla sürprize yer bırakmayan, kafanızı dinlemek istediğinizde seyredebileceğiniz, uzakta kaldıysa eğer sizi okul zamanlarınıza götürecek, ilk gençlik yıllarınızı anımsatacak lolipop kıvamında bir film. Beni şaşırtansa hem lise yıllarında ki, hem de yetişkin hallerini canlandıran oyuncuların aynı olması. Zaten kız 92'li çocuk 88'li imiş. Çok da imkânsız değil liseli gençleri oynamaları. Müzikleri de çok güzel. Bulunması zor olduğu için online izlemek için buraya, Filmin OST si için ise buraya tıklayın.

03/02/2011

Dizi Film Mimi

Bildiğiniz üzere çok eğlenceli ve de kısa olmadığı sürece mim yanıtlamaktan haz etmiyorum. Sıkıcı buluyorum. Ama Sermin öyle bir mim yanıtlamış ki üzerime aldım zorla gönderttim kendime. Ancak Kore-Uzakdoğu dizileri ile sınırlanamayacak kadar uzun bir dizi geçmişim var. O yüzden, aklımda kalan yerli-yabancı bütün dizi repliklerini mümkün olduğunca kısa tutmaya çalışarak yazmaya başlıyorum :)


Önce gerek gerçek, gerekse sanal hayatımda çok özel bir yeri olan Dawsons Creek dizisi..




Joey: Önce arkadaştık, sonra sevgili, sonra tekrar arkadaş sonra yine sevgili. Peki şimdi neyiz?


Dawson: Sadece Dawson ile Joey


Joey: Her Dawson'ın bir Joeysi her Joey'nin bir Dawsonı var mıdır?


Dawson: Öyle umarım.


Dawson ve Joey üniversite mezuniyetinden 5 yıl sonra. Joey editör, Dawsonda Los Angeles'da yönetmen olmuştur. Creek isimli oto biyografik bir dizi yazıyordur.


Joey: Yazıyor musun?


Dawson: Ahh, hayır yazılamayan sonların lanetini yaşıyorum


Joey: Mutlu son yap lütfen daha fazla üzücü hikâyeye katlanamayacağım. Yaşam ölüm gibi konulardan uzak dur.


Dawson: İnsanların bu tanımı kullanması ne kadar enteresan. Sanki ölüm direk yaşamın zıt anlamlısıymış gibi. Oysa doğum, ölümün zıttıdır. Yaşamın ZIT ANLAMI YOKTUR.



Hard To Say I love You



Ben de yeniden doğmak istiyorum.
Yeni bir isim istiyorum.
Çünkü şu anda olduğum kişiden memnun değilim.
Japonya’ya yeni bir hayata başlamak için gelmiştim.
Ama ne arkadaş edinebildim, ne de işimi doğru düzgün yapabildim.
Güvenebileceğim insanlar bulmak istediğim için Twitter’ı kullanmaya başladım.
Aklınızdan geçenleri açıkça söyleyebildiğiniz bir mekan var mı?
Gerçek arkadaşlarınız var mı?



MY GİRL FRİEND İS A GUMİHO



Woonga nomu nomu nomu çuhaye. :)




Coffee Prince




Choi Hyun Kul: Bunu sadece bir kez söyleyeceğim. O yüzden iyi dinle. Senden hoşlanıyorum. Erkekte olsan uzaylı da olsan artık umurumda değil. Duygularımdan kurtulmaya çalıştım ama yapamadım. Gittiği yere kadar götürelim. Bu ilişkiye bir şans verelim.



ROSE OF VERSAİLLES



Andre: Rengi kırmızı da olsa beyaz da olsa, gül , güldür. Bir gül asla bir leylak olamaz.



"Sanki
Bir ben var benden içeri
O davranıp kalkmakta sanki yükselmekte göğe..
Böyle mi olurmuş ölmek dedikleri
Ah Sultan hancıların Sultan!
Böyle boylu boyunca uzanıp yatmakta varmış kaderde..
Şu karıncaya can veren rabbim bağışlar mı ki seni?
Hey mübarek şunun çalımına bak hele…
Yaz geliyor zaar..
Yaz gelmekte sen gitmektesin..
Ah Sultan.. hancıların Sultan!
Hele dön de bir halına bak şimdi.


Hele dön de bir bak!


Yurdanur : Türkiyeyi sevmeyi anlat birilerine. Birileri hep yanlış anladı bunu çünkü!



ÇALIKUŞU





.... bunlar benim elimin marifeti. Adına da gülbeşeker diyorlar. Beğendin mi?
Kamuran: Beğendim.
Feride: Sevdin mi?
Kamuran: Sevdim.
Feride: bir daha söyle, n'olur bir daha söyle...
Kamuran: sevdim, çok sevdim.
Feride: Öyle değil Kamuran. Ben gülbeşeker'i sevdim, de...
Kamuran: Ben gülbeşeker’i çok, çok sevdim.
Feride: Ben gülbeşeker'i çok, çok, çok sevdim, de.
Kamuran: Ben gülbeşeker'i çok, çok, çok sevdim. Ben gülbeşeker'i senin tahmin edemeyeceğin kadar çok sevdim.

MY NAME İS KİM SAM SOON



Jin-hun: Sen ne kadar çekici olduğunun farkında değilsin, bu da seni daha çekici yapıyor.


Hadi hiç kimse bakmıyormuş gibi dans edelim.

Hadi daha önce hiç incinmemiş gibi sevelim.

Hadi hiç kimse bizi dinlemiyormuş gibi şarkı söyleyelim.

Hadi paraya ihtiyacımız yokmuş gibi çalışalım.

Hadi bugün kıyamet günüymüş gibi yaşayalım.”

“Doğruyu söylemek gerekirse,

Ben de öyle olmak istiyorum.

Daha önce hiç incinmemiş gibi davranıp,

İstediğim gibi ciddi bir şekilde bir kere daha sevmek isterim.

Ama madem sonu böyle oldu, yazıyı gerçekten değiştirmek isterdim.

İncinmek istemiyorsan, o zaman aşık olma!!”

PASTA


Yeeeeeeeeee şeppp :D


Eğer kesme tahtamdan kurtulmaya çalışırsan ölürsün!



BUFFY THE VAMPİRE SLAYER



Buffy: Ölmüş olabilirim ama halâ güzelim ( I am death maybe but I am still pretty)


Angel: ‘ O senin tanığın bütün avcılardan daha güçlü, onu incitebilmek için önce onu sevmelisin’

Spike: Biz Vampirler büyük konuşmayı seviyoruz. 'Dünyayı yok edeceğim'  Yarım litre kan eşliğinde arkadaşlarına hava atarsın. Maço erkek konuşmalrı. Gerçek şu ki; ben bu dünyayı seviyorum. Köpek yarışlarınız var, Manchester United var  ve insanlar milyonlarca insan. Ayaklı 'happy meal' gibi. Hepsi burada.

SPİKE: Arkadaş değilsiniz, asla arkadaş olmayacaksınız. İkinizi de öldürünceye kadar âşık kalacaksınız. Kavga edeceksiniz, sevişeceksiniz ve tükeninceye kadar birbirinizden nefret edeceksiniz ama ASLA arkadaş olamayacaksınız. Aşk beyinle ilgili değildir çocuklar. Kanla ilgilidir. İçinizde kaynayan kanın kendi arzusu doğrultusunda akmasıdır. Belki aşkın sürtüğü-kölesi olabilirim ama en azından bunu kabul edecek kadar erkeğim!

Wesley : Emir almaya alışık değil misin?
Buffy: Giles bana her zaman lütfen der ve daha sonra kurabiye ver
ir

-------------------------------------------------------------------------------


Bu mim bitmez :) En son olarak 2010 yılının sonuna 2011'in başına damgasını vuran bütün uzakdoğu sevenlerin favorisi Secret Gardendan derlediğim replikleri yazayım. Romantik olanları zaten biliyoruz ben komik olanlara yer verdim.



SECRET GARDEN




Ji Woon: Bu ne kılık pejmürdelik hobin, kirlilikte felsefen mi?


'Jecu adası hapishanesi nasıldı? İçeri tıkılıyken daha güzel görünüyordun:'

OSKA: 'Öyle mi? Zaman mekân farketmez güzelliğimi kontrol edemiyorum'

Yönetmen: Bu parlaklığı biraz azaltmalıyız

OSCA: Ahh bu imkansız gibi görünüyor o parlayan şey benim


Gazeteci. Sağ profilden resminizi alabilir miyim?

Osca: Ama ben soldan daha iyi görünüyorum

Sol profilden resmimi çekenler bana bir kopyasını yollasın

Joo Woon: Yollar çoğunlukla dağ yolu, engebeli, asfalt yok.

Gerçekten yapabilir misin?

Gil Raim: Yapamam dersem beni sırtında taşır mısın?

Joo Woon: Yüzünü görebilmek için kucağımda taşırım.

Gazeteci: Onunla konuşacaksanız..?

Osca: Hayır. Ne yoluna çıkan bir kadını reddetmeli, ne de seni terk edeni tutmalısın.

Sana dönerse şükretmeli, giderse daha çok şükretmelisin

Kadın erkek ilişkisinden öte yönetmen Im la aramda özel bir bağ var. Cinayet dürtüsü gibi :D

Gil Raim: Bir insan nasıl bir mağazada 100.000 $ harcayabilir? Onunla benim aramda ki fark ne?.....


Joo Woon: Banka hesabında ne kadar paran var?

Gil Raim: Fazla yok neden?

Joo Woon: İşte fark bu. Sen hesabında ne kadar para var bilirsin. Onlar bilmez. Banka hesaplarında ki para her an her saniye ülke çapında ve yurtdışında artar

....

Onlar aristokrasidir. Yılda 100.000 $ harcayarak sadece iki şey isterler. EŞİTSİZLİK ve AYIRIMCILIK.

Eğer uzun boylu, yakışıklı ve çok para kazanıyorsa oppadır! :)


Daha çok var ama burada keseyim. Bu mimi almayan yok sanırım. Benden de Eymasara, Tarih84e. Oforiye, Darkangela ve Maviye gitsin.