Küçükken birbirleriyle çok iyi anlaşan iki kardeş Elsa ve Anna birgün oyun oynarken Elsa'nın güçlerini kontrol edememesinden dolayı Anna yaralanır ve Kral ve Kraliçe onu büyü yapan cücelerin yanına götürür. Cüceler sihirin kalbe gelmediği sürece çıkarılabileceğini söylerler. Anna'yı iyileştirirler fakat zihninden Elsa ile geçirdikleri güzel anıları siler. Yıllar geçer ve büyürler. Kral ve Kraliçe geçirdikleri bir kaza sonucu ölür. Birkaç yıl sonra Elsa büyür ve Arendelle Kraliçesi olmak için ülkede Taç Giyme Töreni düzenlenir. Yıllar sonra ilk defa sarayın kapıları açılır fakat törende Anna ve Elsa'nın kavgası sonucu herkes Elsa'nın güçlerini öğrenir. Elsa ülkeyi terk eder. Macera da burada başlar. (Alıntıdır)
Çizgi filmlerin çocuklar için olduğunu düşünenlerden misiniz? Ben değilim. Diziler televizyonları bu kadar esir almamışken, tatillerde çizgi filmler gösterilirdi. Ben de onları büyük bir keyifle izlerdim. Hatta erken kalkmaktan hoşlanmasam da, Şeker Kız Candy, Lady Oscar gibi animeleri izlemek için sabah uykumdan feragat ettiğim zamanlar olmuştur.
En iyi animasyon dalında oscar alan Karlar ülkesi bir Disney filmi olarak, Disney'in o alıştığımız sıcaklığını ekrana taşıyor. Bir dakika sıcaklık mı dedim ben? :) Pek 'sıcak' bir film olmadığı başlıktan belli zaten :D Ama siz anladınız beni. Elsa sürekli gücünün fark edileceği korkusuyla yaşıyor. Bu korku onu daha içe kapanık biri yapıyor. Aynı zamanda sahip olduğu farklılığı kabul edemediği için de kontrol etmekte zorlanıyor.
Gücünü kucaklayıp, yapabileceklerini gördüğünde zincirlerini kırıyor. Bu sahneler öyle güzel anlatılmış ki, elbisesinden yürüyüşüne kadar içinde yansıyan enerji, dışarıya taşıyor. Kendini ve çevresindekileri korumak için kendini buzdan bir kuleye hapseden Elsa, yalnızlığı hem bir ceza, hem bir kurtuluş olarak yaşıyor. İyi güzel de, kızcağız bütün gün o buzdan şatoda ne yapıyorsun ki sen? Sıkılmaz mı insan? Nereye kadar buzdan oyuncaklarla oynacaksın? :)
Son zamanlarda filmler de ve animasyonlarda bağımsız, güçlü kadın profilleri görüyoruz. Bu Karlar Ülkesi/Frozenda da böyle. Ülkenin Veliahtı iki kadın. Kurtarılmaya ihtiyaç duymayan, özgüvenli, cesur ve özgür ruhlu biri. Fedakar, güçlü, sessiz ama iradeli bir diğeri.
Film hakkında bazı enteresan bilgiler.
- Elsanın buzdan şatosunu çizmek için 50 kişi sadece görsel efektler üzerinde çalışmış. Yönetmene göre bu iş neredeyse sonsuza kadar sürecek gibiymiş.
- Sahneye ve açısına bağlı olarak, tek bir sahne için 4.000 bilgisayar 30 saat süren bir çalışma gerçekleşmiş.
- Filmin gelişmesi ve ilk yapım aşaması 4 yıl sürmüş ama hikayenin tam anlamıyla netleşmesi ve hayata geçmesi 1.5 yıl önceye dayanıyormuş.
- Olaf; Anna ve Elsa'nın çocuklarının ve çocuk masumiyetlerinin karışımı bir sembol.
- Filmdeki kostümler için 1800'lü yılların modasında esinlenilmiş.
Görsel ve teknik olarak başarısı ödüllerle taçlandırılmış bu duygusal animasyon, her yaştan izleyiciye hitap edebilmesi açısından da, artı bir övgüyü hak ediyor. Filmin müzikleri ise kendisi kadar iyi. Türkçe versiyonu çok beğenmedim ama orjinal versiyonu ve İspanyolcası çok hoşuma gitti. Annayı Kristen Bell, Elsayı İndina Mendez seslendiriyor.
Özetle beğendim ve fırsatınız varsa büyük ekranda izleyin diyorum :) Ve işte o muhteşem şarkı.
2 yorum:
Kardeşlerim yarıyıl tatiline girdiğinde izlediğimiz animasyonlardan biriydi. Gerçi onlar 2-3 kez çoktan izlemişti ama birlikte izlemiş olmak için benimle de izlediler :) Enteresan bilgiler kısmı film için ne kadar emek harcandığını gösteriyor. Verdikleri emeğe değmesi sevindirici. Dünya çapında epey ilgi uyandırdı bildiğim kadarıyla.
Ben de beğenerek izledim. En sevdiğim şey de Olaf'ın şapşallığıydı. Çok sevimli bir karakter olmuş :)
Yazı için eline sağlık~♥
Kendisi: Hem çocuklar hem de büyükler için eğlenceli bir animasyon film Frozen. Enteresan bilgiler 50 maddelik bir listeydi aslında ama ben bu kadarını çevirebildim. Olaf masumiyet sembolüydü filmde şirindi tabii ki hem de çok. Teşekkür ederim senin de yorum için ellerine sağlık :)
Yorum Gönder