2013 sezonunda izlediğim dizilerden bahsetmek istiyorum size. Bazıları yeni değil, ben yeni izlemeye başladım. Bazıları da yeni, henüz 2-3 bölüm yayınlandı.
REİGN: İskoçya Kraliçesi Marry Stuart'ın hayatını anlatan CW yapımı bir dizi. 15 yaşında nedimeleri ile beraber İskoçya'dan Fransa'ya tahtın varisi Francis ile evlenmek üzere gelen Mary, ülkesi, aşkı, entiriklar arasında kalır.
Hedef kitlesinin ergen genç kızlar olduğu söyleniyor. Diziye tepkiler büyük. İskoçya Kraliçesinin neden İngiliz aksanı ile konuştuğu bunlarda biri. Ortalama Amerikan izleyicisinin aşina olduğu tek aksan İngiliz aksanı olduğu için, genç kızlarda aradaki farkı pek bilmeyecekleri için uğraşmamışlar işte. Bu kadar yaygara neden çıkıyor bu dönem dizilerinde anlamıyorum. Tamam tarihi gerçekleri yansıtmak önemli ama neticede bu bir iş Tv dizisi. Tamamı olmasa da bir kısmının kurgu olmasına itirazım yok. Tamam bu dizi bahsettiği dönemle bağdaşmıyor ama olsun. Hem bu kadar tarihi doğruların peşindeyseniz gidin belgesel izleyin arkadaşım. :) Güzel kızlar, yakışıklı erkekler, göz alıcı kostümler var. Eh daha ne olsun. Henüz 3 bölüm yayınlandı. Tamamı 7-8 bölüm emin değilim ama sevdim ve izliyorum.
Witches of East End: Doğu yakası cadıları mı diye çevirilir yoksa bu kasabanın adı mıdır? Bilmiyorum. 5. bölüm yayınlanan yeni bir dizi bu da. Aynı isimli bir kitaptan uyarlanmış. Joanna ve kızlar İngrid ve Freya çok güçlü cadılardır. Fakat bir lanetten dolayı kızlar 20'li yaşlarında ölüp, kısa süre sonra yine doğuyorlar. Bu seferinde anneleri cadı kimliklerini gizlemeye ve kızlarını büyüden vs.de uzak tutmaya karar veriyor. Ancak kız kardeşinin kasabaya gelişi ve kendisini bekleyen tehliklerle ilgili uyarılarından sonra bu sırrı daha fazla koruyamıyor.
Küçük kızı Freya zengin ve yakışıklı bir doktorla nişanlı. Nişan gününden önce rüyasında yabancı bir adamla öpüştüğüni görüyor. Önemsemiyor ama rahatsız oluyor neden diye sorguluyor. Tam nişan günü tesadüf bu ki Dash'in uzun zamandır ortalarda olmayan kardeşi Killian ortaya çıkıyor. Yine tesadüfdir ki bu adam Freya'nın rüyasında gördüğü kişinin ta kendisi. Birbirlerine karşı güçlü bir çekim hissediyorlar. Henüz bir durum yok ama bizi bir aşk üçgenin beklediği kesin. Heyecanla izliyorum ve beğeniyorum tabii ki :) Bu arada adamlar resimdeki kadar donuk değil ya. Dizide daha iyi görünüyorlar.
Devious Maids: Los Angelesta yaşayan Latin kökenli hizmetçilerin hikayesini anlatan dizinin yapımcısı Mark Cherry. Kendisi aynı zamanda Desparate Housewifes'ın yapımcısıydı. Bu sebeple izlemeye karar verdim. Eh nickimden belli Latinleri severim. Tanıdık yüzlerde vardı geçmişten diye izlemeye başladım. Biraz Amerikan rüyasının iç yüzünü anlatıyor. Bu anlamda iyi. Başrol oyuncuları gerçekten Latin bu anlamda da bir ilk. İlk sezonu bitti. Bölümlerin çoğu bir cinayet ve onun aydınlatmakla, suçluyu aramakla geçti. 2. sezona devam etmem sanmıyorum.
REVENGE: Emily Throne/Amande Clarke babasını suçsz yere mahkum etmiş ve ölümüne sebep olmuş Greysonlardan intikam almak için elinden gelen herşeyi yapmaya hazırdır. Konusunu bilmeyen varsa buraya tık tık. Aslında ben bunun Türk versiyonunu izleyecektim sonra bir bakayım dedim orjinaline... Ve bakış o bakış. Tabii ki orjinali 5 basar Türkiye'deki İntikam dizisine. Valla bazı olaylar duruluyor, bazıları tekrar alevleniyor. Biraz durağanlaştı, zorlama sahnelerin olduğu zamanlar var. Yine de 3. sezonunda da zevkle izletiyor.
THE ORGİNALS: The Vampire Diaries'in acımasız köken vampiri Klaus ve kardeşlerinin dizisi. Spin Off dedikleri bir tür. Diziden yeni bir dizi türetmek yani :) Klaus 4. sezon sonunda New Orleansa dönüyor. Tek gecelik ilişki yaşadığı Kurt kız Hailey meğerse Klaus'un bebeğine hamileymiş. Vampirler çocuk yapamaz ama kurtadamlar yapabiliyor demek ki. Klaus yüzyılın en seksi melezi olduğundan, doğanın dengesinde ki açık, ya da güvenlik duvarındaki delik, böyle bir duruma sebep olmuş. Yalnız sorun şu ki, yokluğunda Klausun dönüştürdüğü vampirlerden biri olan Marcel şehri ele geçirmiş Krallığını ilan etmiş. Cadılara büyü yapmayı yasaklamış vs. vs. Şimdi Klaus, kardeşleri ile beraber zar zor kabullendiği bebeğini ve annesini korumak bu sırada da Marceli uyandırmadan, Krallığını geri almak için çabalıyor. Yani Klaus benim TVD sevdiğim bir karakterdi. Bir ısırık alayım dese hemen boynumu uzatacağım, seksi İngiliz aksanı da çekiciliğine, çekicilik katan bir yaratık :) İzliyorum, izlemeye devam edeceğim. Tabii ben Marceli de sevdim. Arkadaş olmak istiyorum kendisiyle çok cool bir abimiz :)
THE VAMPİRE DİARİES: İlk sezonlarına bakmadığım, burun kıvırdığım bir diziydi bu da. Ne kınıyorsam zaten şu hayatta başıma geliyor. KINAMAYIN. Diziyi bir kaç ay önce izlemeye başladım. Bir anda bütün bölümleri ve sezonları tek tek izler buldum kendimi. Beni bir içine çekti ki dizi sormayın. Damon, Klaus bu iki vampir azıcık içelim dese, hemen boynumu uzatacak kıvama geldim. Hatta Allah aşkına al çekinme diyebilirim o derece :)
Diziyi izlerken; bir şeyler tanıdık geldi. Çok önemsemedim sonra sezonlar ilerdikçe aşk üçgeni belirdi. Sağduyulu, sakin Stefan... Delifişek, asabi, 'kötü' Damon... Stefan-Elana-Damon aşk üçgeni bana fazlasıyla Dawsons Creeki hatırlatıyordu. Çok geçmeden öğrendim efendim sebebini. Meğer dizinin yapımcıları arasında Dawson's Creek'in yaratıcısı Kevin Willamson varmış. Bu durumda Stefan-Dawson, Damon-Pacey karakterine karşılık geliyor. Tabii ki Damon 2 katı romantik, 3 katı yakışıklı, 5 katı seksi :) Bu iki kardeş salak Elenaya aşık. Aptal talihi işte :) Bu sefer Delena çiftini destekliyorum. Damon ve Elena diyorum. Fakat yapımcılar DC de ne yaptılarsa, burada da yapıyor. Ben kanmıyorum tabii bu numaralara. Spoiler vermemek adına paylaşmıyorum. Ama bir o çifte göz kırpıp, bir diğerine umut verip her iki çifti destekleyen fanları bağlamak istiyorlar. Kevin bebeğim yemezler. Yılların dizi izleyicisiyim ben. Ama ben Delenayı destekliyorum ya, kesin dizinin sonunda Stelena olur :) Hayır ona da itirazım yok ama bir karar verin :)
Marry Him If You Dare/ Mi Raes Choice: Bu dizi ile ilgili ayrı bir tanıtım yazmayı düşünüyorum kısa keseceğim o yüzden. Yoon Eun Hye artık kendini kanıtlamış, tecrübeli bir oyuncu. Eskiden itici gelen her hangi bir özelliği varsa da, artık hiç biri yok benim açımdan. Güzelliği, tatlılığı, başarısı... Ne yapsa izletir. Özellikle romantik komedilerde çok başarılı. Mi Raes choice konusu birazcık fantastik. Gelecekten gelen Mi Rae'nin günümüzdeki Mi Raeyi uyarıyor. Kim Shin ile olacak evliliği felaketine ve çok sevdiği birinin ölümüne sebep olacak diyor. İkisini ayrı tutmak için elinden geleni yapıyor. Bu arada Yong Hwa YBS kanalının ve bütün şirketin tek veliahtı. VJ olarak çalışmaya başlıyor. Tabii ki kimliğini gizliyor. Ben çok eğleniyorum izlerken. Tavsiyemdir.
HEİRS: Recapini yapıyoruz blogcular olarak buradan benim yazıma Hikaru ve Supercel'in linklerine ulaşabilirsiniz. Ne diyeyim Lee Min Ho forever liseli olması dışında çok tatlı. Çok yakışıklı seviyorum. Her türlü izlerim :)
THE PARADİSE: Nihayet sevgili Tukyu el attı da çevirisine izleyemeyenler de seyredebilecek bu güzelim diziyi. 2. sezonu başladı ve de heyecan kaldığı yerden devam ediyor. Bununla da ilgili bir post hazırlarım belki ama söz vermeyeyim :) Konusunu burada anlatmıştım. Tekrar yazayım ( kopyala-yapıştır yapacağım tabii ki :P )
Sevgili Tukyu’nun önerisi ile izlemeye başladığım 8 bölümlük bir İngiliz dönem dizisi. BBC1′ de yayınlanıyor. Period Drama sevenlerin beğenerek izleyeceği bir yapım Paradise. 1870′lerin İngiltere’sinde Paradise isimli çok katlı bir mağazada çalışan Dennise, diğer çalışanlar ve sahibi Mr. Murray’in hikayesini anlatıyor. Dennise son derece zeki ve başarılı ve yenilikçi. Bu özelliği ile diğer çalışanlar arasından sıyrılmakta zorluk çekmiyor. Mr. Murray çalışkan, atılgan ve de hırslı. Dizi Fransız yazar Emil Zola’nın kitabından uyarlanmış. Mekan, kostümler, eşyalar son derece göz alıcı. Ciddi bir prodüksiyon ve emek harcanmış.
Türklerden, Çalıkuşunu, Merhameti ve Aramızda Kalsını, bir de yeni başladığım ergen dizisi Güneşi Beklerkeni izliyorum :)
İzlediklerim, önerdiklerim bu kadar. Bir de izlemeyi bıraktıklarım var. Beauty and The Beast, Dowtown Abby ve yeni başlayan dizilerden Once Upon A Time Wonderland. Alice Harikalar Diyarında. Sarmadı nedense. Once Upon a Time tık tık kadar iyi değil.
0 yorum:
Yorum Gönder