Saşi iki çocuk annesi sevimli, anlayışlı bir ev hanımıdır. Güzel yemek yapar. Ladu denilen geleneksel bir Hint tatlısını yapıp, satar. Küçük de olsa kendi parasını kazanır. İngilizce bilmediği için kızı ve kocasının alay konusu olur sürekli. Yaşadığımız çağda dünya dili İngilizce. Ne yazık ki İngilizce bilmiyorsan, uluslararası alanda şansın yok. Hatta bazen kendi ülkende bile...
Görüntüsü biraz bizim lokmayı andırıyor.
Sashi Newyork'a kızkardeşinin kızının düğününe yardım etmek için gider. Orada da kötü bir günün ardından, gördüğü bir reklamdaki numarayı arar ve 4 haftalık bir İngilizce kursuna yazılır. Birbirinden renkli ve İngilizceyi Tarzanca konuşan diğer öğrenciler arasında bulur kendini :)
Yeni bir şeyler öğrenmenin keyfi, sadece kendin için bir şeyler yapmanın mutluluğu ve gururunu hissediyor Sashi. Anne-eş-ev hanımı üçgeni dışında bir alanda da var olabildiğini farkediyor. Bu his elbette hoşuna gidiyor. İnsanların ona saygı göstermesi, anlattıkları ile gerçekten ilgilenmeleri kendi iyi hissettiriyor.
Sashi'nin ailesi belki bilerek kalbini kırmıyor ama farkında olmamak da kötü. Çantada keklik olarak görülmek, nasıl olsa orada diye düşünmek insanların hep yaptığı bir hata maalesef. Ya bir gün olmazsa diye düşünen çok az. Belki de hiç yok. Kendi zekalarınca iltifat etmeye çalıştıklarında karşıdakini ne kadar kırdıklarını fark etmiyorlar bile. Hele kocası, varsa yoksa kendi işi, kendi sorunları. Günaydın bile demeden 'Sashi çay' demesi, beni sinir etti. Ben de dedim 'Öküz mutfak orada bak' :)
Yine de bazı sahneler çok sevimliydi örneğin; Sashi yola çıkmadan önce oğluna soruyor bensiz idare edebilecek misin diye? Çocuğun cevabı şahane: Pc oyunlarım, Bbladeim ve Ben 10 olduğu sürece sorun değil diyor. Ah zamane çocukları. 'Anneciğim gitme, seni özleyeceğim' falan yok. :)
Filmi izlerken; dedim sana zerre saygısı olmayan o kocayı boşa, kaç Fransızla dünyanın bir yerine :)
'Erkek yemek yaptığında sanat oluyor, kadın yemek yaptığında ise görevini yapmış oluyor'
İngilizce kursundaki öğrencilerden biri olan Laurent, Fransız bir aşçı. Sashi'ye ilk görüşte vuruluyor. Hayranlığını, ilgisini kibarca rahatsız etmeden belli ediyor. Ahh çok asil biri... Hele o bakışları... Laurent ve Sashi dillerin ötesinde bir iletişim kuruyorlar.
'Bana kendimle ilgili iyi şeyler hissetirdiğin için teşekkür ederim'
Yabancı bir ülkede günlük hayatın içindeki en basit şeyler bile, zaman zaman farklı ve zor olabiliyor. Sashi için bir bilet almak bile mesele. Fakat kısa süre içinde bütün engelleri tek, tek aşıp, kendi kendine de kanıtlıyor neler yapabileceğini.
İster genç, ister orta yaşlı, evli ya da bekar her kadının empati kurabileceği bir fim English Vinglish. Ama anne ve ev hanımıysanız biraz daha fazla. Ben çok beğendim. Yormayan, sıkmayan diğer Hint filmleri gibi saniye başı dans-şarkı sahnesi barındırmayan ama eğlendiren bir film. Kendini iyi hisset kategorisinde değerlendirilebilir.
Ufak bir bilgi: Filmin bir de Tamil dilinde seslendirilmiş ayrı bir versiyonu bulunuyor. Her iki versiyonda da konuk oyuncular farklı. Hint filmleri adını, eski ismiyle Bombay şehrinden aldığı için 'Bollywood' deniyor. Benim bilmediğim bir de 'Kollywood' dedikleri Tamil sineması varmış. Bu sektörde adını Madras (Cheanni) şehrindeki Kodambakkam bölgesinden alıyor. Neredeyse bütün Tamil film stüdyoları o bölgede bulunuyor. Hint (Bollywood) sinemasına nazaran daha gerçekçi ve özgün filmler çekildiği söyleniyor. Ayrıca pek çok filmde yarı İngilizce, yarı Hintçe konuşulduğuna şahit oldum. Bunun sebebi de; Hindistan'da birbirinden farklı pek çok dil ve lehçe olduğu için bazen, insanlar birbirilerini anlamakta güçlük çekebiliyormuş. Bu durumda ortak dil İngilizce iletişimi kolaylaştırıyor.
Film Torontoda festivalde gösterilmiş. Bu kıyafeti çok beğendim. Sridevi'nin kim olduğunu bilmiyordum ama iyi bir oyuncu olduğu muhakkak. Çok da seviliyor. 48 yaşında olmasına rağmen güzelliği ve zerafeti ile göz kamaştırıyor.
6 yorum:
Aldım listeye :) Ne zamandır Hint filmi izlemiyordum, iyi oldu bunu gördüğüm. Şu alıntı çok hoşuma gitti: ‘Erkek yemek yaptığında sanat oluyor, kadın yemek yaptığında ise görevini yapmış oluyor’ Ne kadar da doğru bir tespit! :')
Mydestiny: Çok sıcak, mutlu eden bir film. İzle bence de. Aynen ama erkek yapınca hoşluk, kadın yemek yapınca mecburiyet oluyor. O yüzden ünlü şefler hep erkek. Kadın başkasına değil, kendi kocasına ve ailesine yemek pişirsin diye ;)
''Çantada keklik olarak görülmek, nasıl olsa orada diye düşünmek insanların hep yaptığı bir hata maalesef. Ya bir gün olmazsa diye düşünen çok az. Belki de hiç yok.''
bende bu kısıma katılıyorum.
böyle güçlü kadınları her zaman sevmişimdir ve favorim olmuşlardır. izleyeceğim muhakkak :)
Birkaç ay önce izlemiştim tekrar anımsamış oldum filmden etkilenip ladoo tarifini araştırmışlığım bile var:))vaktiniz olursa Barfi filmini izlemenizi tavsiye ediyorum bu yıl izlediğim en güzel hint filmiydi
Seçil: Barfi aşkın dili yok. O film değil mi? Onu da izleyeceğim en kısa sürede listemde.
Yasoland: Bence de izlemelisin. Hem çok sevimli bir film :)
Yorum Gönder