29/07/2011

Gong Yoo -Biraz ara verelim-



 GONG YOO'ya AÇIK MEKTUP YA DA


ULTİMATOM :)


Sevgili Gong Yoo; seni nasıl sevdiğimi cümle alem biliyor. Her haberini, attığın her adımı, aldığın her nefesi, merakla, ilgiyle takip ediyorum. Askerdeyken en çok beklenen, en çok özlenen ünlüler arasında ilklerdeydin. Dönüşün fanlarını sevince boğdu. Sen önce gezeceğim, sonra film, sonra dizi çekeceğim dedin. Hakkıdır dedik. Gezsin Oppamız... İstediği projelerde yer alsın dedik. Ama EL İNSAF! Askerden döneli neredeyse 2 yıl oluyor sen hala 1 romantik komedi, bir kaç reklam filmi ile, ağzımıza birer parmak bal çalıyorsun. Beklemekten kuruduk kaldık :) Madem öyle ben de bir karar aldım.


Yeni bir dizi çekene kadar, ilişkimize bir müddet arar vermeye karar verdim. 30 yaşı geçtiğin için mi? Yoksa gerçekten farklı roller denemek istediğin için mi? Bilmem. Bir Dram çektin. Ne gerek vardı bilmem ama olsun. Biz seni her şekilde izlemeye razıyız. Bunda da başarılı olacağında kuşkumuz yok. Ne yazık ki; vizyona girdikten sonra ancak nete düşerse izleme şansımız olan bu film için de epey bir süre bekleyecek gibi görünüyoruz. Millet askerdeyken bile iş bağlayıp, döner dönmez yeni projelerde yer alıyor. Üstelik sen onların yanında 'sunbae' sayılırsın. Üzülerek söylüyorum ki seni bir dizi ile görene kadar aramıza mesafe koyuyorum. Yanlış anlama sorun bende değil SENDE :) En kısa sürede görüşmek dileğiyle diyorum.


Seni çok seven


La Fea :)


NOT: Sözümde duramazsam başıma kakmayın. Aşk bu netice de, bir gülüşü unutturabilir herşeyi :P


27/07/2011

Güney Kore'ye Dair Her Şey

Sanıyorum benimle beraber diğer arkadaşların bloguna da yorum olarak bırakılmıştır bu metin. Bence çok uzun ve yorumdan ziyade bir tanıtım yazısı olduğu için. Ayrı bir başlıkta tanıtmayı uygun gördüm.


Herkese Merhabalar;


Öncelikle kendimi tanıtmakla başlamalayım sanırım.. Ben Denizli’den 17 yaşında lise öğrencisi Kerem CİHANGİR. Yayın hayatına yeni başlayan http://koreyedair.wordpress.com/ adlı blog sayfasının kurucusu ve yöneticisiyim.. Geçen seneye kadar 16 altı yaş altı basketbol yıldız milli takımda oyanmaktaydım.. Fakat geçirdiğim sakatlığın ardından 1 sene uzak kaldım ve derslerimin de oldukça iyi olması sebebi ile yolumu eğitime çevirdim.. Buna rağmen basketbol benim için hala çok özel ve aynı zamanda tam bir spor delisiyim.. Futbol’dan Buz Pateni’ne kadar..


..........


Gelelim Kore’ye.. Benim Kore ile ilgim okuduğum kadarıyla sizinkilerden farklı bir aşama süreci geçirdi.. İyi bir öğrenciydim ve yurt dışında bir üniversite eğitimi almayı düşünüyordum.. Sonrasında çokça nedenden dolayı Güney Kore’yi tercih ettim.. Hala da bu yolda çalışmaya devam ediyorum.. Bu kararı aldıktan sonra yavaş yavaş Kore ile daha fazla içli dışlı oldum ve Korece öğrenmeye başladım.. Dil öğrenme sürecinde kişisel olarak en önem verdiğim şey de o dille ilgili olarak sosyalleşmektir. Yani film, dizi izlemek ve dergi gazete okumak gibi.. (Ki bu sayede henüz küçük bir yaşta İngilizce de Ana Dil seviyesine geldim.. Bu söylediklerim Korece öğrenmek isteyen arkadaşımıza nacizane bir tavsiye yerine de geçebilir..) Hal böyle olunca Kore dizileri ve diğer medya yayınları ile aramda bir bağ kurulmuş oldu.. Sonuç olarak sizler gibi birçok Kore Dizisi izledim. Yalnız sanırım ben yolu tersten geçmişim..


..........


Anlattığım üzre sadece dizi ve filmler değil, Güney Kore’nin politikasından ekonomisine kadar her şeyi ile çok yakından ilgiliyim.. Eğitim almayı planladığım ve ileride işi ilişkilerini Türkiye ile birlikte üzerine kurmak istediğim bir ülke ile ilgili ne kadar çok şey öğrenebilirsem ve ne kadar çok şey anlatabilirsem benim için o kadar iyi demektir..


............


Sizlere bu mesajı yayınlamamın sebebi, Kore’ye Dair adlı blog sayfamız hakkında sizlere bilgi vermek ve davet etmekti. Ayrıca ilgili arkadaşlarla blog sayfamızda yazarlık yapmaları konusunda buradan bir teklifte bulunuyorum.. Eğer mutabakata varabilirsek, sıfırdan başladığımız bu yolculukta sizleri de takım arkadaşlarımız arasında görmekten mutluluk duyarız…


Evet arkadaşlar, blog sayfamız hakkında bilgi vermeye çalıştım. Ancak zaman darlığından dolayı 6-7dk içinde yazdığım bu bilgilendirme yazısında, anlatım ve yazı açısından yığınla hatam olmuş olabilir. Bunun için sizlerden özür diliyorum.. Daha iyi bir bilgi alımı için http://koreyedair.wordpress.com/2011/07/20/baslangic/ adresinden sayfamızın ilk yazısını okuyabilirsiniz yada http:www.facebook.com/pages/Koreye-Dair/143552075723862 ve http://twitter.com/#!/KoreyeDair'a bakabilirsiniz..


Yazarlık konusunu düşünen arkadaşlar; düşündükleri alanı ve kendilerini anlattıkları kısa bir mail’i koreyedair@hotmail.com‘a gönderebilirlerse çok kısa bir zaman dilimi içerisinde sayfamız kendilerine döneceklerdir.


Sayfamız açılışının ardından sıkı bir biçimde çalışmaya başladı.. Sizlere dünyanın en kaliteli blogları ile eş değer bir içerik sunmak için yerli ve yabancı birçok kaynağı taradık ve tarıyoruz.. Koreye Dair’in bilinenin çok dışında olacağının taahaütünü sizlere veriyoruz. Gün içinde ikinci yazımızla karşınızda olacağız. Siz sadece arkanıza yaslanın ve bizi izlemeye devam edin.. umarım tekrar görüşürüz..



 

21/07/2011

Üçü bir arada Nescafe değil Film :)

Image and video hosting by TinyPic



HELLO STRANGER


İlki hepimizin içselleştireceği bir hikâye. 'Two Shadows in Korea' isimli kitaptan uyarlanmış. Kore dalgasına kapılan iki Taylandlı turistin yollarının Kore'de kesişmesi ve birbirlerine arkadaşlık etmelerini konu alıyor kısaca. Elbette bununla kalmıyor, beraber vakit geçirirken birbirlerine duygusal bir şeyler de hissetmeye başlıyorlar. Erkeğin aksine, kız tam bir Koresever. Dizilerin çekildiği mekânlara gidiyor. Her şeyin fotoğrafını çekiyor. Yani Kore'ye gitsek pek çoğumuzun yapacağı şeyleri tek tek o da yapıyor :) Bu arada başrol oyuncusu kızın biyografisinde 92'li doğumlu olduğu yazıyor.  Doğruysa ilginç, daha büyük görünüyor.


Image and video hosting by TinyPic


Coffee Prince'in çekildiği cafeye gidip, kahveyi yerinde tatmayı ve bu sırada fotoğraf çekmeyi ihmal etmiyor.


Image and video hosting by TinyPic


Adamımız kızın bu Turist halleri ile pek eğleniyor. İkisinin de Kore'ye geliş amacı farklı. Tanıştıklarında birbirlerine isimlerini söylemiyorlar. Eğer söylerlerse, birbirlerini tanıyacakları, dolayısıyla önemseyecekleri gibi bir sebep ileri sürüyorlar. Yabancı ülkelerde bazen, insan normalde yapmayacağı ya da hep yapmak istediği şeyleri yapabilir. Garsonu çağırıp, gülümseyerek yemek berbattı demek gibi :) Sokaklarda çılgınca koşmak gibi. Örnekler çoğaltılabilir. Suç işlemediğiniz sürece ne sorun olabilir ki? Nasıl olsa kimse sizi tanımıyor ve ayıplasalar bile bir daha o insanlarla karşılaşma şansınız çok düşük. Ben bu rahatlığı, sonuna kadar hissettim karakterlerde. Hem Turist olmanın getirdiği yabancılık duygusu ve heyecan, hem de 'hadi bir çılgınlık yapalım' ruh hali :)


Image and video hosting by TinyPic


Kızımız tam bir Bae Yong Jun hayranı. Filmin ilerleyen kısımlarında bununla ilgili hoş bir sürprizle karşılaşıyor. Kalbi kırık bir adam, öküzün Tayland'daki karşılığı olan biri ile beraber olan kız. Seul'de yolları kesişiyor ve gerisini tahmin etmek güç değil. İzlemesi çok keyifli. Çok eğlenceli, Tayland yapımları içinde 3. izlediğim film bu ve üçünü de beğendim. Pişman olmazsınız izleyin derim.


Image and video hosting by TinyPic



MY BLACK MİNİ DRESS


Yoon Eun Hee şekerinin oynadığı bir film diye aldım izleme listeme. 4 kız arkadaşın dostluklarını ve yaşamlarını konu alıyor. Zengin bir ailesi olan, dışarıdan sorunsuz bir hayat yaşıyor gibi görünen Min Hee. Secret Gardenle yıldızı parlayan, The Greatest Love ile bu ünü cilalayan Yoon In Ha oynuyor bu rolü. Oyuncu olmak isteyen idealist Soo Jini, Cha Ye Ryun canlandırıyor. (İsimleri kopya çekiyorum :P) Grubun en güzel ve popüler ismi Hye Ji karakterine Seven'ın uzatmalı sevgilisi Park Han Byul hayat veriyor :) Kız cidden hepsinden güzel. Vee Yu Mi (Yooun Eun Hye) grubun daha aklı başında, toparlayan, daha az karmaşık olan üyesi. Yazar olmak istiyor.


Kız filmi, arkadaşlık üzerine bir fim eğlenirim diye izlemeye başladım. Umduğumu bulamadım desem, abartmış olmam. Yoon Eun Hee ön plana çıksa da, kanımca onun varlığı bile filmi kurtarmaya yetmemiş. Tanıtımlarında 'Sex and the city' benzetmesi yapılmış ama bence yanından bile geçmiyor.


Image and video hosting by TinyPic


Tek beğendiğim şey bu ayakkabı. İstiyorummmm :)


Image and video hosting by TinyPic


Görsel olarak tatmin etmedi beni. 4 tane birbirinde güzel kadının bir araya geldiği bir filmde, en azından güzel giysiler, mekânlar görürüm demiştim ama olmadı. Yağ var, un var, şeker var ama ortada lezzetinden damak çatlatacak bir helva yok maalesef. Yine de izleyin siz karar verin diyorum. Ben bazen, herkesin beğendiği dizi ve filmleri beğenmeyebiliyorum. Terslik işte.


Image and video hosting by TinyPic



WE TEACH LOVE


Aşkı öğretiyoruz. İddialıyız üç seansta sevdiğiniz kişi size aşık olacak... Demeseler de, hatırı sayılır bir başarısı olan bir 'çöpçatan şirketi' sadece erkeklere hizmet veriyorlar. İlk başta bana 'Cyrano Agency' i hatırlattı. Kulaklıkla talimat vererek, söyletilen aşk sözleri... Aynı şekilde talimat vererek ayarlanan hal ve tavırlar... Yaratılan tesadüfler, mizansenler.. Bir gün kapılarını bir kadın çalıyor. Kadınlara hizmet vermeyen şirket müdürünün inadını kırıyor çalışanlar. Bunun iyi bir fırsat olacağına, kadınlara da yardım ederlerse, çok daha fazla para kazanacaklarına ikna ediyorlar.


Image and video hosting by TinyPic


Dizi olarak planlanmış önce ama daha sonra film olmasında karar kılmışlar. Film son dakikalara kadar klişelerle ilerliyor. Yakışıklı ve kibirli bir adam salak, sarsak masum bir kadın. Fenalık geçiriyordum izlerken sevgili Hikaruivy'in ve Kore Delisi'nin bloglarında gördüm filmi. Bizim kızlar beğendiyse vardır bir bildikleri dedim. Sonuna gelene kadar anlamadım bu filmde ne bulduklarını :)


Yakışıklıyım, bunun son derece  farkındayım duruşu yapan adamımız :)



Kadın tam bir çiçek sever. 10 yıldır aynı adama aşık ve artık onunda kendisini farketmesini istiyor. Bu yüzden gidip bizim kibirli müdürden yardım istiyor. Yardım etmeyi kabul ettikten sonra elbette kadına şekil yapıyorlar. Seni böyle kim ne yapsın, bir saçını başını düzeltelim diyerek değiştiriyorlar :) Kızın hep söylediği bir şey var: 'Benim aşkım sadece benim anılarımda -hafızamda- onun anılarında yok.' Dikkatli gözlerden kaçmayacağını düşündüğüm bir ayrıntı var. Kız evinde telefonla konuşurken Tv'de 'Eternal Sunshine of the Spotless Mind' (Sil Baştan) filmi oynuyor. Kız, müdüre her seferinde bir çiçek götürüyor ve hepsinin bir anlamı var. Son ana kadar ne olduğunu anlamadım. Sonunda ise 'hadi canımm' oldum :) Tamam Kore filmlerinin sağ gösterip, sol vurmasına alışmıştık ama bu cidden sürpriz oldu. Bizim blogdaşların varmış bir bildiği dedim. Oysa ki film boyunca karakterlere sövmüştüm. Hepsini geri aldım. İzleyin diyorum ama sabredin.


19/07/2011

Seul'den İstanbula -Blog Tanıtımı-

Hıımm nasıl başlasam bilemedim. Az önce büyük bir tesadüf eseri keşfettim kendisini. Türkiye'ye okumak için gelmiş. 8 yıldır burada yaşayan bir Koreli. Makinosev arkadaşımız görmüş beğenmiş :) Önerdi. Takip etmeye başladım hemen. Çok eğlenceli. Türkçe'ye küfür edecek ve espiri yapacak kadar hakim :) Belli ki çok zeki. Çok komik.. Paylaşayım istedim hemen.



http://seuldenistanbula.blogspot.com/


 

18/07/2011

Dua/Dua :(

Arkadaşlar daha önce de söyledim arkadaşımız Sevda'nın annesi önemli bir hastalık geçirdi. Şimdi durumu çok kritik. Doktorlar çok acımasız konuşur. O yüzden ben umudumu kesmedim. Lütfen dualarınızı, destekleriniz esirgemeyin.

10/07/2011

Gong Yoo İYİKİ DOĞDUN

Gong Yoo, Gong Yoo, Gong YOO iyi ki doğdun. İyi ki varsın.. İyikidoğmuşsun.. Seni anan benim için doğurmuş ha ha ha :) Bir dizi çeksen 2011 bitmeden çok sevineceğiz :) NİCE  SAĞLIKLI UZUN YILLAR OPPA :) Gülen yüzün hiç solmasın dilerim .

Image and video hosting by TinyPic

08/07/2011

Mim Gelmiş Yine

Sevgili Kaktüs Çiçeği beni mimlemiş. Eh madem bir tek bana yollamış mimi yanıtlayayım dedim ben de :)



Takıntınız var mı? Varsa anlatıverin lütfen.


Öyle farkında olduğum belli bir takıntım yok ama yassı kaşık ve çatal saplarından hoşlanmam ve kullanmam.


Evde yangın çıksa kurtarılacaklar listenizin ilk 3 sırasında hangi eşyalarınız var?


Canımı kurtarmam garantiyse tabii ki bilgisayarım taşıyamam ama olsun :) HD ve KİTAPLARIM.


Pizzanızı neyli seversiniz?


Hımmm, Dominos Extragavanza, Pizza hut Super Supreme.


En çok hangi tür filmleri seversiniz?


Avrupa filmlerini severim ben. Romantik Komedileri severim tabiî ki. Dönem filmlerini de severim.


En sevdiğiniz çizgifilm kahramanı hangisi?


Rose of Versailles Manga-Animesinin kahramanı Lady Oscar.


Lakabınız var mı? Varsa bunu da söyleyiverin lütfen.


La Fea :D


Yapmayı çok istediğiniz, hep hayal ettiğiniz bir şey var mı?


Seyahat edebilmeyi, Gong YOO’yu görebilmeyi, ama galiba ben hayal kurmuyorum.. Maalesef gerçek bu. :(


Zaman makineniz olsa ve tek bir zamana/mekâna gidip gelme seçeneği verilse hangi zamanı seçerdiniz?


Yani bu ruh halime zaman ve mekâna göre değişir. Bir kitap okurum geçmiş zamandan o yıllara gitmek isterim. Bir film izlerim onun anlatıldığı tarihte olmak isterim. Mesela Katre-i Matemin geçtiği İstanbul’u görmek isterdim. Rönesans zamanında, sonraaaa 18.YY Saraylarında :D


Ama en iyisi lise yıllarıma geri dönüp, eğitim hayatımı farklı çizmek isterdim. Herşey çok başka olabilirdi o zaman.


Susmayıp da söylemek istediklerinizi söyleseydiniz acaba hayatınızda neler değişirdi?


Çok susmayı becerebilen biri değilim ama bazı durumlarda içimden geçenleri söyleseydim yakınlarımla bütün köprüleri yıkmış olurdum.


Aş Kendini programını siz sunsaydınız hangi ülkeye gitmek ve özellikle nereyi görmek isterdiniz?


Fransa, İngiltere, İtalya, İspanya, Güney Amerika, özellikle Meksika ve Brezilya son olarak da ayıp olmasın diye Güney Kore : )


Benim ekleyeceğim soru ise:


Bir günlüğüne ünlü biri (oyuncu/şarkıcı/politikacı vs) olma hakkı tanınsaydı kim olurdun?



07/07/2011

Bana bir masal anlat Gong Yoo :)

Image and video hosting by TinyPicBazen, sıradan bir hayatın tam ortasında, Aşk bize bir peri masalı armağan eder.


İçimden geldi öylesine. Paylaşayım istedim. Pamuk Prensimin doğum gününe 3 gün var. Unutmadım aklımda, İstanbulda olamayabilirim o gün. Zamanlanmış postalar da hata veriyor bende. Gitmeden kutlarım ama :)