Delilik ile dahilik arasındaki ince çizgiyi sorgulatan bu eğlenceli filmi nihayet bende izledim. Canımcım Rüzigarcım Cd ye çekmişti benim için. Baktım Uzakdoğu dizi-film aleminde yorumlamayan kalmamış, dedim kuş konduracak değilim, eksik kalsın benim fikrimde. Fakat Rüzigar YAZ :) deyince elim mahkum daha fazla bekletemedim. Yalnız uyarayım bu yorum Raine uzunca övgülerin döşendiği bir yazı olacak. Sıkılacak olanlar derhal gidebilirler :)
Filmin konusuna değineyim kısaca Young-goon kendisi fare zanneden ve sürekli turp yiyen büyükannesinin yanında kala kala delirmiştir. Bir gün annesi ve akrabaları büyükannenin profesyonel yardım alması gerektiğine karar verip apar topar hastaneye yatırırlar. Gider ayak büyükannesinden Cyborg olduğu gerçeğini öğrenir :P Büyükannesinin geride bıraktığı takma dişlerini taktığında elekronik eşyalarla konuşabildğine inanır. Kendisi üstün teknoloji ürünü bir Cyborgdur ama küçük ev aletlerini, mikserleri falan kıskanır çünkü onların var oluş amacı bellidir. Kendisi ise bu dünyadaki asli görevini hala bilmemektedir. Robot olduğundan yemek yiyemez, yerse bozulacağına inanır, bunun yerine kendisini şarj eder. Bir gün 'kablolarını' yani damarlarını dışarı çıkarıp şarj etmek ister ve bileklerini keser bu olayın neticesinde kendisini akıl hastanesinde bulur.
Burada kendi gerçekliklerini yaratmış birbirinden 'deli' hastalarla bir arada kalır. Nezaketin muhtemelen sadece dezavantajlarını yaşamış bir adam, çocukluktan beri şarkıcı olmak isteyip olamayan bir kadın, kendini dünya güzeli sana obez başka bir kadın, hayatın eğlencesini yalan söylemekte bulan başka bir kadın daha veeee Il-sun Perşembeyi çalabilecek kadar maharetli bir hırsız, küçülüp yokluğa karışmaktan korkacak kadar çocuk ruhlu bir 'deli'. Bizim kızla aralarına önce arkadaşlık sonra da bir aşk başlıyor. Bunun öncesinde Il Sun Young Goon merhametini çalıyor ki büyükannesini hasteneye kapatan doktorlardan intikam alabilsin. 7 Ölümcül Günahtan biri merhametli olmak çünkü. Diğerleri; minnetarlık duymak, boş hayaller kurmak, suçluluk duymak, üzgün olmak, sönük ve hareketsiz olmak ve tereddüt etmek.
Gelelim Rain performansına, bir insan aynı anda hem seks sembolü, hem de şirinlik abidesi olabilir mi? Rain olmuş valla. Üstelik GERÇEKTEN şarkı söyleyebiliyor :) Tamam biliyorum kendisi Kore'nin süper starı bir şarkıcı ama konserlerinde iki çığırttıktan sonra gömleğini çıkarıyor, gösteriye yarı çıplak devam ediyor. Bu da bende dikkat dağıtıyor izlenimi uyandırdı. Ha kızlar için görsel bir şölen mi kendisi? EVET!
Filmi yönetmen 12 yaşındaki kızı seyredebilsin diye yapmış. Çok şirin, renkli bir film. Ancak yine de ufaktan da olsa deli mi? Dahi mi? Kime göre, neye göre gerçek? sorgulatması yapıyor. Kendi dünyalarında yaşadıkları gerçek. Mesela Il Sun hırsızlık yeteneğine herkes inanmış durumda. Sadece kendisi değil : ) Hekimden sorma çekenden sor diye bir laf vardır ya aynen o felsefede ikilinin ilişkisi. Sen hastasın yemek yemelisin, normal değil bu yaptığın demek yerine ve bunu diyenlere inat kendince bir çözüm buluyor Young Goo'nun sorununa gerçekte elektronik dehası olan Il Sun kızın vücuduna bir alet yerleştiriyor ve bu alet yemekleri enerjiye dönüştüryor. Üstelik ömür boyu garantili :) Delinin halinden ancak başka bir deli anlıyor yani.
Yine Raine dönecek olursak kendisinin hayranı olmamama rağmen, yanakları sıkasım geldi bu filmde. Hatta bağırmak istedim 'Rain bana da Yodile ne oluurrrrr' diye :) Özetle Rain sevenler için kaçırılmayacak bir film. Eğlenmek istiyorsanız izleyin, ama beklentilerinizi çok yüksek tutmayın ki hayal kırıklığına uğramayın. Ne olur ne olmaz :)