31/10/2009

Kore-Türkiye Dostluk Konseri

Bir kaç gün önce aldığım bir e maili sizinle paylaşmak istiyorum. Biliyorum çok geç ama belki gidebilen olur.

Merhabalar

Bu cumartesi akşam "Ekim'in güzel bir günü" diye 2009 Kore-Türkiye Dostluk Müzik Konseri olacaktır. Buradaki Koreliler ile İstanbul kent orkestrasının iş birliğiyle konser olacaktır. Müsait olursanız arkadaşınız ya da aileniz ile gelip izleyebilirsiniz.

Saati şöyledir.

Tarihi: 31 Ekim akşam saat 7 (saat 6 buçukta kokteyl partisi)
Yer: Aya İrini Müzesi (Topkapı Sarayı 1. Avlusu)


Konser ücretsizdir.

Gönül ister ki Güney Koreden sevdiğimiz sanatçılar gelsin ama şimdilik bununla idare edeceğiz :(



30/10/2009

Buluşma ya da buluşamama sorunsalı :)

Selamlar arkadaşlar, GongYoo sevenler, sevmeyenler. Evvelce bir buluşmaya iştirak etmemiş, Kore seven ya da sevmeyen,  arkadaş canlısı olan, olmayan bir katılımcı aranıyor. 80 li yılların bir yarışma programından uyarladığım bu replik size şunu söylüyor: Uzun lafın kestirmesi; İstanbulda yaşayan arkadaşlar ben ve Mss. Nefertiti bu Pazar Eminönü civarlarında buluşmak istiyoruz. Gelmek isteyen olursa biz sizinle beraber zaman geçirmekten mutluluk duyarız. Yeri ve zamanı öğrenmek için loveyoo.turkishfanclub@gmail.com a mail atmanız yeterli :)

SEVGİLER

17/10/2009

My Fair Lady/Lady Castle

Image Hosted by ImageShack.us









































Ya da Take Care of Young Lady ya da Take Care of My Lady ya da Take Care of Agashi :) İsmi konusunda bir türlü karar varılamadı. En son My Fair Lady isminde mutabık kalındı. Yoon Eun Hee'nin dönüş projesi olan bu dizi Kore'de KBS2 de TÜRKİYE'DE KBS WORLD de yayınlanıyor. Aslında dizi 2 hafta önce bitti. Büyük umutlarla başlayıp kocaman bir hayal kırıklığı ile sona erdiğini söylemek isterim. Elbette Kore dizilerinde görmeye alışık olduğumuz bütün unsurlar mevcuttu My Fairy Lady de. Dizinin konusu kısaca şöyle:  Kang Hye-Na zengin bir ailenin genç,  güzel ve bir o kadar da şımarık kızıdır. Erkeklerin sevgilisi kadınların korkulu rüyasıdır. Nezaketten yoksun olan bu kızın en çok kullandığı kelimeler 'kaybol' ve 'kapa çenenidir' Hayatta isteyebileceği her şeye sahiptir tek bir şey dışında 'aşk'. Sözlerini tekrarlamaktan nefret eden, en ufak bir hatada çalışanları gözünü kırpmadan kovan, herkesi karşısında titreten bu kızın çekindiğin bir tek kişi vardır; o da büyükbabasıdır.


Çok küçükken anne ve babasını bir kaza da kaybetmiştir. Hayır hırçınlığının sebebi bu değil. Yıllar önce ilk aşkından ayrılmış ya da terkedilmiş tam hatırlamıyorum. Onu ve aşk acısını hiç unutamamış bu yüzden NEDENDİR bilinmez hayata ve çevresindekilere karşı huysuz biri olup çıkmıştır. Tabii ki Seo Dong-chan hayatına girdikten sonra her şey değişmeye başlar. Yine bir dizi olay sonucu Seo Dong Chan Kan Hye Nan'ın kahyası olarak işe başlar. Dong Chan geçmşite annesinin hastane parasını çıkarmak için Jigololuk yapmış annesi öldükten sonra da bu işi derhal bırakmış, namusuyla annesinin arkadaşı olan Ajummanın yanında çalışmakta ve yaşamakta hayırlı bir kısmet beklemektedir :)


Kadın ruhundan son derece iyi anlayan Dong Chan zamanında mesleğinde aranılan isimlerdenmiş. Bu eksi taktikleri ne kadar kızın üzerinde kullandı ne kadar kullanaMAdı izleyip görmek lazım. Sadece elini sıcak sudan soğuk suya sokmayan prensese toplum hizmeti cezası aldırttığını söyleyebilirim.


null


Kore dizilerinin vazgeçilmezi bütün klişeler hikayenin içine özenle yerleştirilmiş. Aşk üçgeni, zengin-fakir ayırımı. Biraz Küçük Hanım ve Şoförü filmini hatırlatmıştı başta ama alakası yok. Kang Hye Na'yı tanıtırken Kore'nin Paris Hiltonu Gu Jun Pyoo'nun dişisi olarak lanse etmişlerdi. Bana sorarsanız ikisi ile de alakası yok. Ne yazık ki Coffe Prince ile yeteneğinin doruğuna çıkan Yoo Eun Hee bu dizide sadece oynamaya çalışmış. O şirin-tatlı kız imajından sıyrılamamış bir türlü.


null


Fazla uzatmadan diğer karakterlerden bahsedeyim. Eui Joo 24 yaşında yetenekli bir ayakkabı tasarımcısıdır. Dong Chanı çok sever ama Dong Chan ona kardeş gözüyle bakar. Çünkü beraber büyümüşlerdir. Tea Yoon zengin bir ailenin genç ve yakışıklı oğludur. Beklenenin aksine aile servetini kullanmayı ve aile şirketinde çalışmayı reddederek kamu avukatı olmuş ve topluma faydalı bir birey olma çabasındadır. Kang Hye Na ile yollarının kesişeceğini bilmek için alim olmaya gerek yok sanırım :)


null



Bütün  oyuncular çok iyi olmasına rağmen ortaya çıkan iş ortalamanın altında. Queen Of House Wifes dizisi ile yıldızı parlayan ve 30'lu yaşların Gu Jun Pyosu olarak anılan  Yoon Sang Hyun bazılarına yaşlı gelsede bence içindeki çocuğu koruyan ve bunu ekrana yansıtabilen oyunculardan. Tae Yoon Jun II Woo oynayan aktör de henüz 22 yaşındaymış. O bile karakterinde ki tutarsızlıkları anlamamış şikayet ediyordu bir röportajında. :) Ah dizinin en önemli karakterini atladım. Ne yazık ki çok az görünüyor. Speed Scandal filminden tanıdığımız bir lokmada yenecek kadar şeker ufaklığı unuttuk. Soo Min, Kang Hye Na'nın kuzeni ve Nonaya çok hayran. Hakkında en ufak bir eleştiriye tahammülü yok. Tekne kazıntısı olduğu için son derece şımartılmış ama çok şirin. Bana küçük bey diyeceksin diyor Dong Chan ile ilk karşılaştığında. Küçük bey bir makas alabilir miyin lütfeeeen?


Image and video hosting by TinyPic


Image and video hosting by TinyPic



Herşey rağmen vakit geçirmek Yoon Hye Hee'nin güzel yüzünü görmek için izlenebilecek bir drama. Hikaye de o kadar çok boşluk var ki spoiler vermeden anlatmam mümkün değil. Bu arada farkettiniz mi? Gu Jun Pyo benzetmesi ne çok kullanılıyor son zamanlarda. Neredeyse literatüre geçecek :)

Türkçe ya da İngilizce alt yazı ile izlemek için tıklayın.

16/10/2009

Lee Min Hoo bana da bir çörek ver N'OLUR :P

Photobucket


Boyuna posuna, gülüşüne 41 kere maşallah dediğimiz güzel çocuk. Güney Kore de Dunkin Donutsun yüzü. En son reklamında biraz toplamış mı ne? Yavrularım Boys Before Flowersa helak oldular zaten.  :)  Kızlara göz ziyafeti çekeceğiz, reyting tavan yapacak diye iki de bir gömleksiz t.shirtüz bıraktıları Gu Jun Pyoo u o çocuk iyi zatürre olmadı kış ortasında :)) Neyse yeni reklam filmi burada. Afiyet olsun :P



Wonder Girls, SNSD, Brown Eyed Girls

Gün geçmiyor ki Güney Korede bir kız pop müzik grubu türemesin. Mantar gibi maşallah her yerden bitiyorlar. Özellikle 2009  bu kızların yılı olmuş. Eskilerin yanı sıra yeni çıkış yapan ya da yıldızını bir kez daha parlatan birbirinden güzel ve yetenekli kızlar bu yıla damgasını vurdu. Şarkıları çok eğlenceli, dile dolanan cinsten. Her biri birbirinden farklı ve hepsinin kendine has hayran kitlesi var. Anlamadığım tek şey Korece şarkıların için İngilizce nakaratlar serpiştirilmesi. Modadır belki de ya bütün Asyayı hedef aldıklarında böyle bir 'numara' yapıyorlardır.  Bir de her  grubun bir rapperı var. Hiç de sevmem.  İşte benim en beğendiklerim:


Glitter Text Generator


Sun, Mimi, Yenny, Yoobin, Sohee isimli 5 genç kızdan oluşan bu grup Korenin en sevilen sanatçılarından. Hepsi çok genç 21 yaşın altında. Bütün yaz Amerikada Joanes Brothersın alt grubu olarak sahne aldılar. İngilizcelerini geliştirdiler. Ben en çok bu kızları seviyorum.  Hepsi çok güler yüzlü ve yaşlarına göre hareket ediyor. :) Müzikleri yumuşak ve hareketli.




Glitter Text Generator


9 kızdan oluşan bu grub hem masum hem seksi kategorisinde sanırım. Yine hepsi çok genç. Üyelerin isimlerini ezberleyemedim merak eden bakar ama şarkıları çok eğlenceli. Sesleri zaten güzel, dansları da öyle. Dileyin bu kızlardan ne dilerseniz :)




Glitter Text Generator


En az grup üyesi olan ve yaşları da BENCE NORMALE en yakın olan kızlar bunlar.  Narsha, Ga-in , Jea, Miryo isimli 4 kızdan oluşuyor. Zannediyorum seksi ve sert imajlarından ötürü yaşlarının büyük olması iyi. Yeni keşfettim bu grubu. Sahne performansları ve dansları tabiiki çok iyi ve ÇOK SEKSİ. Müzikleri de diğerlerinden farklı. Daha elektronik diyebiliriz sanırım.



14/10/2009

Katre-i Matem

katrei-matem-iskender-pala


Katre-i Matem (Matem Damlası) ilk kez  Rüzigarın blogunda görüp okumaya karar verdiğim bir kitaptı. Uzun zaman satın almayı, satın aldıktan sonra da okumayı bekledim. Neden bekledin derseniz bir fikrim yok :) İnternet insanı esir alıyor. Ha bugün ha yarın derken sonunda başladım ve bir solukta okudum. Tam da artık kitap okuyamıyorum ne biçim biri oldum çıktım ben diye kendi kendime kızdığım ama yine de elime kitap almadığım bir döneme denk geldi.


İskender Pala'nın daha önce hiç bir eserini okumadım. Dürüst olmak gerekirse kaç kitabı var onu bile bilmiyorum ama Katre-i Matem ile doğru bir başlangıç yaptığımı düşünüyorum. Roman müzayeden alınmış el yazması bir kitap ile başlıyor. Yazar bu kitabı sadeleştirerek bizlere sunuyor. Tabiiki bu başlangıcın hikayenin kurgusuna dahil olup olmadığını bilemiyoruz.


Evlendiği gecenin sabahında karısını yanı başında ölü bulan ve bundan daha da kötüsü onun katil zanlısı olarak suçlanan Şahinle başlıyor hikayemiz. Bu cinayetin ardındaki sırrı araştırıken İstanbulun dört bir tarafına uzanıyoruz. Aşıktan çok aşka aşık insanların devrinde 18. Yüz Yılın Osmanlı Sarayına, İstanbulun lale bahçelerine yol alıyoruz.


Tarih kitaplarında Lale Devri olarak anılan, halkın sefaletten kırıldığı ama üst tabakanın zevk, sefa eğlence içinde yaşadığı bu dönem Patrona Hali İsyanı ile sonlanıyor. Bu hepimizin hatırlayacağı bir bilgi olduğu için yazmakta sakınca görmüyorum. Bu isyan ve öncesinde ki olaylar gösteriyor ki zenginin daha zengin, fakirin daha fakir olması çağdaş dünyaya ait bir özellik değil. Gelir dağılımındaki eşitsizlik o günde kendini tüm çıplaklığıyla gösteriyordu bugün de. Tabii ki 'batılılaşmak' kavramı da.


Hikaye de Lale bir çiçek olmaktan öte bir yaşam biçimi, bir felsefe, estetik bir var oluş biçimi olarak tasvir ediliyor. Bu da tarihi bir gerçek aslında. Kitapta anlamadığım ama internette yorumları okurken öğrendiğim bir bilgiyi paylaşmak istiyorum. 'Lale' 'Hilal' ve 'Allah' (c.c.) kelimelerinin ebced alfabesindeki değeri 66 imiş. Bu nedenle Osmanlı-İslam aleminde laleye ayrı bir değer verilir ve farklı bir sevgi beslenirmiş. Yazarın bize aktardığı kitabın başlığı da '66 Soruda Cinayet'


Hafız Efendi, Topaç Yeye, Höri Kız ve tarihte yaşamış diğer gerçek karakterler ile yazar bizi heyecanlı bir maceraya çıkarıyor. Bir sonraki olayı merakla bekleten, şaşırtan, peşinden sürükleyen ve yüzyıllarca öteden gelip sizi yakalayan bir hikaye ve son derece heyacanla ilerleyen akıcı bir konusu var. Kıssadan hisse tadında söylenen sözler 'darkenar' adı verilen küçük öyküler de cabası.


Bazıları için dili ağır gelebilir (Aslında yazar mümkün olduğunca sadeleştirip, anlaşılır kılmış) ama benim gibi edebiyatı çok seviyor ve liseden kalma bilgileriniz hala hatırlıyorsanız bazı kelimelerin size tanıdık geldiğini göreceksiniz. Mutlaka okumanızı öneririm. Okuduktan sonra fikirleriniz benimle paylaşmayı unutmayın.


NOT: Ebced hesabı ne olaki diyorsanız buraya online satın almak istiyorsanız buraya tıklayın.

11/10/2009

Gong Yoo, Mss. Nefertiti ve Ben

Image and video hosting by TinyPic



Merhabalar Gong Yoo mektup projesinin ilk aşamasında sona geldik. Katılan bütün arkadaşlara teşekkür ediyoruz mektuplar 15 ine kadar elimizde olacak umuyoruz. O tarihten sonra en hızlı şekilde Güney Koreye postalayacağız gelen mektupları ve her hangi bir geri dönüş alırsak önce projeye katılan Gong Yoo hayranlarını haberdar edeceğimizi söylemek istiyoruz.

Gelelim diğer mevzuya; bu proje kapsamında yakından tanıma fırsatı bulduğum Miss. Nefertiti arkadaşımla hem birbirimizi tanımak hem de proje ile ilgili konuşmak için bir kaç hafta önce buluştuk. Yazılarının ciddiyetine karşın :P kendisi son derece neşeli ve sevimli bir insan. Çok da enerjik  söylemeden geçemeyeceğim :) Bir kez daha tanıştığımıza memnun oldum arkadaşım. Bazı şeylerin sadece konuşmakla olmayacağının canlı örneğisin. Anladın sen beni ;) En kısa zamanda tekrarlayalım diyorum. Hatta biz İstanbulda yaşayan ya da İstanbula gelebilecek olan bütün arkadaşlarla tanışıp kaynaşmayı istiyoruz. Siz ne dersiniz? Eğer buluşalım derseniz herkese uyan bir tarih belirleyelim. Çok iyi vakit geçireceğimize ve gelemeyenleri kıskançlıktan çatlatacağımıza eminim :) Cevabınızı bekliyorum.

NOT: Bu güzel çalışma için ve açılacak fan clubümüz bannerlarını hazırladığı için sevgili Darkangela kocaman teşekkürler.

04/10/2009

Çok Değerli Gong Yoo Hayranları

Çok Değerli Gong Yoo Fanları,



Beraberce yola çıktığımız bu mektup projesinde sona doğru gelmeye başladık. Katılımcılar ve izlenecek yollar belirlendi. Katılımcı sayısı umduğumuzun çok altında olmasına rağmen biz hevesimizi kaybetmedik. Katılmak istediğini, projemizin harika olduğunu, her aşamada bize destek olacağını söyleyen birçok arkadaşımız yaptığımız işin ciddiyetiyle karşılaşınca kendi köşelerine çekildi ama sanmayın ki bu satırları sitem için yazıyoruz. Hayır, bu satırları yazmamızın sebebi destekleriyle ve bizleri yani bu projeye kalkışan bu iki insana desteğini esirgemeyenlere teşekkür etmek. Nihayetinde biz bu projeye kalkışırken gücümüzü sadece Gong Yoo' ya olan sevdimizden aldık.

Şimdi gelelim esas güncelleme amacımıza. Katılım tarihini 10 Ekim'e kadar uzattık. Katılım tarihi için uzatmaya gitmemizin sebebi birkaç Asya Forumunun projemizden geç haberdar olmaları. Sonuçta bencil olamayacağımıza karar verdik. Bu sebep 30 Eylül tarihine kadar ve o tarihten sonra katılmaya karar veren arkadaşlar; mektuplarınızı ya da kartlarınızı 10 Ekim'e kontrol edilmesi ve İngilizceye çevrilmeleri için loveyoo.turkishfanclub@gmail.com adresimize mutlaka gönderiniz. Mektuplarınız çevrilerek ve kontrolü yapılarak hemen size geri gönderilecek ve artık son aşamaya geldiğimiz an: Mektupların postaya verilmesi. Daha öncede belirttiğimiz gibi mektuplar APS (Acele Posta Servisi) yolu ile bize iletilecek. Her ne kadar acele desekte mektuplar en geç 1 hafta sonra alıcının eline ulaşıyor. Bu sebeple gecikmelere engel olmak için ve ana mektubumuzu göndermek için yeterli zaman kalması için tüm mektupların 15 Ekim tarihine kadar postaya verilmiş olması gerekiyor. Mektupların geç postaya verilmesi ya da mektupların postada kaybolması sebebiyle projeye katılımın yapılamaması yüzünden hiçbir sorumluluk kabul edilmeyecektir.

Mektuplarınızın elimize ulaşıp ulaşmadığından haberiniz olması içinde mektuplar elimize ulaştıkça katılımcılara bilgi maili gönderilecektir. Küçük bir detay vardı hatırlatmadan geçmeyelim. Mektuplarınızı 2 adet mektup zarfı ile göndermeyi unutmayınız. Mektupları postalayacağınız adres size çevrinin yapıldığı maille beraber bildirilecek. Bu sebeple çevrilecek bir metin ya da katılım isteği belirtmeyen arkadaşlar lütfen bizden adres talebinde bulunmayınız.

Yapacağımızı duyurduğumuz diğer bir etkinlikte video yapımıydı. Ancak katılımcıların isteksiz olması ve yeterli sayıda katılım sayısına ulaşamadığımız için genel bir video gönderimi yapmayacağız. Ancak fotoğrafını göndermek isteyen arkadaşlar mektup zarflarının içine 1 adet fotoğraflarını ekleyebilirler ve son olarak da açıklığa kavuşturmamız gerek bizim için çok önemli olan konu. Katılmak isteyenlerin birçoğu onlardan para talep edeceğimizi düşünerek bu işten vazgeçiyorlar. Kesinlikle ve kesinlikle böyle bir şeyin olmadığını ve olamayacağını son bir kez daha burada da sizlere duyuruyoruz. Bu projeye katılanların cebinden çıkacak olan tek para mektuplarını postaya verirken ödeyecekleri ücret olacak. Sizlerden kesinlikle başka bir ücret talebinde bulunulmayacak. Bu projenin maddi yönünün tamamı Lafea ve Miss_Nefertiti tarafından karşılanacaktır. Mektupların bir arada koyulacağı özel mektup kutusu, özel kargo (PTS, TNT ya da DHL) ile Güney Kore'ye mektupların gönderim bedeli ve proje bitimine kadar oluşacak tüm maddi konular tarafımızdan karşılanacak.

Sizden hiçbir maddi talebimiz yok arkadaşlar. Yapacağınız tek şey mektuplarınızı-kartlarınızı yazmak ve bunları küçük bir ücret ödeyerek postaya vermek. Bu bilgi güncelleştirmesini bitirirken tek dileğimiz Gong Yoo sevgisiyle kalın.