08/07/2009

Arranged/Arkadaşlığın Dini Yoktur

 




Brooklyn’de Ortodoks Yahudi Rochel ve dindar Müslüman Nasira aynı okulda öğretmenlik yapmaya başlarlar. Rochel ve Nasira farklı dinlere inanmalarına rağmen hayat onları aynı çizgide buluşturur ve aralarındaki arkadaşlık her şeyin önüne geçer. Bu sırada iki aile de evlenme yaşı gelen kızlarını geleneksel yöntemlerle evlendirmeye çalışmaktadır. Kendi dünyalarında son derece bağlı ve sevecen olan bu iki aile ile yeni neslin istekleri başta bir çelişkiye yol açsa da, arkadaşlık ve sevgi bağları her zaman üçüncü bir yol olduğunu gösterecektir.

Bu filme nasıl denk keldim hatırlamıyorum sanırım afişini gördüm internette. Daha sonra tesadüf eseri korsan CD sini bulup izledim ama alt yazısız çıktı yine de filmin sonunda ki diyalogun ufak bir kısmı dışında her şeyi anladım kendimi tebrik ediyorum :) Arkadaşlığın dini yoktur sloganını kullanan film farklı dine mensup iki kadının farklılıklarına rağmen arkadaş olmaları ve birbirlerini oldukları gibi kabul etmeleri üzerine kurulu. Eski moda giysilerle geleneklerine uygun olarak giyinen Rochel ve Nasira elbette diğerlerinden ilk bakışta ayrılırlar. Arkadaşlıklarını başlatan da belki bu farklılıklarıdır. Ön yargılardan okuldaki çocuklar bile nasibini almıştır. Bütün Müslümanların bütün Yahudileri öldürmek istediğini düşünen çocuklar da vardır. Biri Müslüman ile Yahudinin arkadaş olamayacağını düşünen çocuklar da. Kendin bir şey zanneden okul müdüresini de unutmamak lazım. Sınıfta çocuklarının sorduğu soruları öğrendikten sonra her ikisinide yanına çağırır ve kendince feminizm dersi verir. 'Uygar', 'Amerikalı', 'Hristiyan' bir kadın olarak. Yaptığı konuşma yeterince saygısızca değilmiş gibi bir de kızlara para vermeye kalkar gidin kendinize güzel kıyafetler alın diye.Tabiiki kabul etmezler.


Aslında hikaye olarak iyi bir çıkış noktası yakalamışlar ama anlatım daha iyi olabilirdi diye düşünüyorum. Her iki ailenin yaşam tarzınıda kendi bakış açıma göre çok uçta buldum. Sonuçta modern dünya kriterlerine ayak uydurup aynı zamanda inancından da taviz vermeyen insanlar var. Bir diğer nokta ise sanki görücü usulü evliliklerin tek alternatifi barda içki içerken ya da çılgın bir partide biriyle tanışmakmış bu da kızların yaşam tarzına ve dini inançlarına ters düşüyormuş -ki öyle- gibi bir izlenim verilmiş. Film akışı içinde çok altı çizilmese de biraz Müslüman aileye torpil geçilmiş. Bir anlamda günah çıkarıyorlar gibi. Tabiiki bu benim görüşüm. Siz izlediğiniz de farklı bir fikir edinebilirsiniz.



Müslüman ve Yahudi aile kıyaslamasına gelince Nasira'nın ailesi Rochel evlerine geldiğinde güler yüzle ve nezaketle karşılıyor. Ancak daha önce Rochel'in evine giden Nasiraya kibarca gitmesi söyleniyor. Daha doğrusu Rochel'ın annesi bunu istiyor ve Nasira da gitmesi gerektiğini anlıyor. Bunun sebebi ise evlenme çağına gelmiş kızlarının çevre tarafından yanlış anlaşılmaması. Müslüman bir arkadaşının olması itibarını lekeler diye korkan annesi Nasira'ya hatırını bile sormuyor. Tüm farklılıklarına rağmen kadın olmanın, genç olmanın ve daha da ötesi iki ayrı dine inansalar da dindar birer kadın olmanın yakınlaştırdığı Nasira ve Rochel birbirlerini kimsenin anlamadığı kadar anlıyor belki de. Bir dizi görücü usulü tanışmaya giden Rochel kimseden elektrik alamazken ailesi sürekli yeni adaylarla tanıştırmaya devam eder. Nasirada ailesini nezaretinde birileriyle tanışır. Önlerinde fazla seçenek yok gibi dursa da bundan da şikayetçi gibi görünmüyorlar. Sonuçta ortada ailelerinin öğrettiği değerleri benimsemiş ve bu şekilde yaşamaktan hoşnut olan iki yetişkin insan var.  Film hakkında okuduğum yazılarda tercihleri kullanmadıkları, ailelerine itiraz etmeleri gerektiği gibi yorumlar vardı. Bana kalırsa hallerine bir itirazları yoktu. Sadece mevcut durumda olabilecek en iyiyi arıyorlardı. Ayrıca herkesin gerçekliği farklıdır. Bazı durumlarda uzaktan 'isyan et'  'kır zincirlerini' demek kolaydır ama bu her zaman işe yaramadığı gibi işleri daha da kötüleştirebilir. Ezbere konuşmamak gerek yani.


Dünyayı böyle kadınlar yönetse, her şey daha kolay olurdu dedirten bir film. Bir kaç ödül almış ve oyunculuklar da gayet başarılı. Hayatta sadece siyah ve beyazın olmadığını düşünenlerdenseniz mutlaka izleyin derim. Buradan seyredebilirsiniz. Torrenttende indirebilirsiniz sanırım. Türkçe alt yazı internette mevcut.

8 yorum:

ruzigar dedi ki...

bu filmi yazdığına sevindim gerçekten, okuduğum en detaylı yazıydı, henüz izlemedim filmi La Fea ama merak ettiğim bir yapımdır, farklılıklar her yerde pek hoş karşılanmıyor anlaşılan, filmin sadece görücü usulüne dayandığını düşünüyordum ben ama yazına bakılırsa sosyal boyutu da varmış, hımm daha da ilgimi çekti şimdi :) çok teşekkür ederim, verdiğin linkten en kısa zamanda izliyorum :)

not: dün gece çok uykum gelmişti, daha fazla bekleyemedim La Fea kusura bakma olur mu :(

ofori dedi ki...

Az önce Ruzigar'ın bloguna bir göz attım da; bensiz ne işler karıştırmışsınız öyle, valla çok haset oldum çok, bir de buradan belirteyim dedim :P

Bu arada; o nasıl bir tanıtımdır öyle; su gibi aktı geçti valla, çok güzel okutturuyor kendini.Bu filmi vakti zamanında online sinema sitelerinde görmüştüm, hatta o zaman kafama yerleştirmiştim; "izleyeceğim" diye ama dönüp daha hiç bakmamıştım.O yorumları bende okudum, filmi izlemeden bir ton yorum okumuş olduk yani..

Ama bu kadar detaylı ve hoş bir yorum okumamıştım, aç parantez söyleyeyim..Farklılıkları kabullenen az oluyor gerçekten; bunun için o kadar uzağa bakmamızada gerek yok; herkes bir şekilde ak ve kara gibi birbirini sınıflandırıyor zaten..Belki de böyle filmler izlemey çok ihtiyacımız vardır; doğru olanı yönelndirmesi, göstermesi açısından.Bu arada; kızlar evleniyor mu peki..

admin dedi ki...

Kızlar evleniyorlar Ofori aslında söylemeyecektim ama sen sordun. Rüzigarla ben Oscarı izledikten sonra seni daha da çatlatacağız hasetinden :P Valla çarpıcı bir tanıtım yazısı tasarlıyorum kafamda buna rağmen etkilenmezsen kalpsizsin ha ha ha şaka tabii. Ayrıca iltifat içinde teşekkür ederim. Elimden geldiğince düzgün yazmaya çalışıyorum.

ruzigar dedi ki...

sonunda izledim filmi, aslında güzel de ne bileyim şanslılarmış ki hem ailelerin hem de kendi istedikleri birilerini buldular, o müdireye de sinir olamamak elde değildi, "gidin marka bir şeyler alın" dedi, kendine baksa ya :s

admin dedi ki...

Beğendin mi arkadaşım? Senden de detaylı bir yorum beklerim.

ruzigar dedi ki...

beğendim filmi de ne bileyim, oyunculuklar süper hele Rochel'le tanışmaya gelen erkeklere çok güldüm, bir tanesi hiç nefes almadan konuştu yaa haha :d yani şunu beğenmedim sanırım, aileler evlen diye baskı yaptı Rochel kuzeniydi sanırım onun evine gitti, sonra parti falan filan, yani ikisinden birini seçecekti Rochel ve evine döndü haliyle, Rochel adamın adı neydi yaa unuttum, onunla karşılaşmasaydı, Nasira bir şeyler yapmasaydı yani ne olacaktı, istemediği biriyle mi evlenecekti, Nasira için de aynı durum söz konusu, ne şiş yansın ne kebap demiş senaristler, ama gerçek dünyada tam tersi de oluyor, dediğim gibi onlar şanslıydı sadece, bir de ikisi de evlendikten sonra ne oldu yani çalışmaya devam ettiler mi acaba, onu ya göstermediler ya da ben atladım :s bilmiyorum

syhn dedi ki...

sanırım bu film tam benlik.
ama sen olmazsan bu filmleri duymazdım bile heralde.
saol şekerim;)
ilk fırsatta izliyeceğim!

admin dedi ki...

Sen beni takip etmeye devam et pişman olmazsın :) Seni de çekeceğim bu alemlere sen hiç üzülme ha ha :)

Yorum Gönder