31/12/2009

Image and video hosting by TinyPic


2009 yılının son aylarında yayına girip bu kısa sürede fenomen olmuş bu dizi.  Ben o kadar da sevmedim. Evet çok eğlenceli bölümleri vardı. Oyuncular her zamanki gibi çok genç ve çok yetenekli. Görsel olarak tatmin edici ama konu oldukça tanıdık. Hatta ilk başta en sevilen dizilerden ortaya bir karışık yapmışlar gibi geldi. Yine de söylemeliyim ki keyifle izledim. Biraz Coffee Prince, biraz Boys Before Flowersı anımsatıyor. Eğer her iki yapımıda izlediyseniz bunu da sevmeniz olası. Dizinin konusu kısaca şöyle: Mi Nam zaten meşhur olan üç kişilik ANJELL adlı bir pop grubuna dördüncü olarak alınır. Ancak, ciddi bir kaza geçirince, Mi Nyeo kardeşinin kimliğini ve yerini almaya zorlanır.En başta isteksiz olsa da daha sonra erkek kardeşinin şarkıcı olmak istemesinin sebebinin annelerini bulmak olduğunu öğrenince. Kardeşi dönene kadar bu oyunu sürdürmeyi kabul eder.

Image and video hosting by TinyPic


Yalnız bir problem vardır ki;  Min Nyeo hayatı boyunca manastırda yaşamıştır ve dış dünya hakkında çok fazla bilgiye sahip değildir. Her Kore dizisinde olduğu gibi, kızımız aşırı derecede masum, aşırı derecede sevimli. Bütün bu özelliklerden ötürü ANJELL grup üyelerinin üçü de kendisine aşık oluyor.

Karakterlere gelince; Tae Kyung grubun lideri, sert ve biraz da öfkeli bir çocuktur. Biraz BBF de ki Gu Jun Pyu anımsatıyor. Hatta Gu Jun Pyu rolü, Hwang Tae Kyungı canlandıran aktör Jang Geun Suk'a önerilmiş ama daha deneyimli aktörler var diye Bethowen Virus de oynamayı tercih etmiş bu yakışıklı. Allkpop sitesinin kim daha iyi Gu jun Pyu olurdu? Anketinde Lee Min Hoo ile %49 %51 gibi bir rakamla başa baş gidiyorlardı. Tabiiki Min Hoo önde. Harika bir performans sergiledi geçen yıl ve bütün ödülleri sonuna kadar hak etti. Yine de Jang Geun Suk da kötü bir seçim olmazmış. Neyse devam edelim. Tae Kyun da aynı Gu Jun Pyu gibi sert kabuğunun altında sevecen ve kırılgan bir ruh barındırmaktadır. Temizlik delisi, takıntılı ve sinirli bir tip olmasına rağmen son derece sevimli. Go Mi Nam deyişine de ayrıca hastayım :)  Go Mi Namı en başlarda kabul etmek istemese de aralarında zamanla bir yakınlaşma olacağını söylememe gerek yok sanırım. Geun Suku da diğerlerini de ilk kez  izliyorum. Fakat Geun Suk ta sevimli gülüşüyle beğendiğim gençler arasına katıldı. Senin beğenmediğin var mı? Demeyin. :P VAR! Sayamam belki ama çok var ha ha ha.

Image and video hosting by TinyPic


Bir diğer grup elemanı Shin Woo grubun sağ duyulu ismi. Aynı Boys Before Flowers daki Ji Hoo gibi. Şefkatli, sabırlı, anlayışlı yakışıklı. Bir kızı mutlu edebilecek bütün özelliklere sahip. Bölümleri izlerken adını bir türlü ezberleyemediğim için kendisinden sürekli 'ortanca' diye bahsediyordum. Go Min Nam'ın kadın olduğunu daha ilk günden anlıyor. Farkettirmeden onu koruyup, kollamaya başlıyor. Tabiiki aşık oluyor bu erkeğe hiç benzemeyen güzel kıza. Fakat her zaman olduğu gibi bu karakterinde kalbinin kırılmasına hiç bir şey engel olamıyor :(


Image and video hosting by TinyPic


Yine ben bu oyuncuyu da hayranlıkla izlerken, bakayım dedim kaç yaşında neyin nesi? Öğrendiğim rakam hoşuma gitmedi :P ama bu benim onu beğenmeme tabiiki engel değil. Yine de zaman zaman düşünüyorum. Bunun bir cezası olmalı ha ha. Bu kadar genç ve yakışıklı çocukları beğenmek yasaklanmalı :P Amaa 18 yaşından büyüklerse kim ne diyebilir!! Ben de o kadar yaşlı değilim ama malum Kore kültüründe bir kaç yaşın bile önemi büyük.


Image and video hosting by TinyPic


Veeeeee Jeremmy. Grubun haşarı  çocuğu. Şirinlik abidesi. Onu sevmeyen yok. Ben de sevdim ama o kadar çok değil. Olmasa benim için büyük bir kayıp olmazdı. Go Mi Nama yaptığı şirinlikler kız olduğunu öğrendikten sonra sevinmesi falan eğlenceliydi. Göz yaşlarını içine akıtan bir tip ama genelde pozitif bir portre çiziyor. Ben çok beğenmedim bu karakteri ama ciddi bir hayran kitlesi var.


Image and video hosting by TinyPic


Tabiiki her şey böyle güllük gülistanlık ilerlemiyor. Bir de kötü karakterimiz var. Korenin iyilik perisi olarak bilinen ünlü bir star Yoo He Yi. Yüzüne sahte bir gülümse yerleştirerek, ya da başı sıkıştığında ağlayarak, gerekirse bayılarak herkesi kandıran bu kız; Anjell tarafından hiç sevilmiyor. Tae Kyun kıza sürekli 'sahtekar' diyor. Go Mi Namın kız olduğunu öğrenmesi de işleri iyice karıştırıyor. Fanatik hayranlar, çıkarcı menejer, saf yönetici ve stil danışmanının da diziye ayrı bir dinamik kattığını söyleyebilirim.


Image and video hosting by TinyPic


11. bölüme kadar biraz sıkıldım ama sonrası izlenmeye değerdi. Tae Kyun kıskançlıkları, Go Mi Nam için domuz burunlu bir tavşan yapması bunu yaparken de bir cerrah edasıyla davranması çok şekerdi. Menajerleri kıza insan vücudunda bir takım baskı noktaları vardır.  Onlara basınç uyguladığında duygularını kontrol edebilirsin diyor. Açlık hissini bastırmak için şuraya, susuzluk için buraya falan derken, birine karşı kontrol edemediğin yoğun duygular hissedersen de burnuna dokun diyor. Tabiiki tamamen sallıyor. Bizim saf kızda buna inanıyor. Bunun üzerine ne zaman Tae Kyug u görse burnuna dokunuyor. : ) Dizinin müzikleri çok güzel. Oyuncuların hepsi şarkı söyleyebiliyor. Hatta pek çok fan keşke Anjell grubu gerçek olsa diyormuş. Vaktiniz varsa izleyin diyorum. Bir şey kaybetmezsiniz ama çok yüksek beklentiler içine girmeyin. Yeni bir şey anlatmıyor You are Beautiful. Zamanın da Buffy, Angel gibi çok iyi dizileri izlemiş biri olarak, şimdiki yeni yetme kızların Twilight filmine bayılmalarını nasıl anlayamıyorsam bu dizinin de hit olmasını anlamıyorum. Kötü mü? DEĞİL ama izlerken ben bunu zaten biliyorum hissi veriyor insana. Dizi ile ilgili beğendiğim iki blog arkadaşımın yorumlarını okumanızı tavsiye ederim bölümler hakkında daha detaylı bilgi ve güzel resimler bulabilirsin. Koresintisi ve Chibi.


Türkçe alt yazı ile izlemek için buraya. İngilizce için buraya tıklayın.


23/12/2009

Angelica Vale ve Hediyeler

Bildiğiniz gibi 2006 dan beri Meksikalı oyuncu Angelica Vale'nin hayranıyım. Kendisine doğum günü hediyesi yolladım geçen sene ve bu yıl. Sağolsun değer vermiş, kabul etmiş. Yetmemiş fotolarını göndermiş hediyelerimle. Eh bu kadın sevilmez mi? :)





21/12/2009

Bütün kızlar toplandık...

Image and video hosting by TinyPic

Bugün Kore seven kızlar bir araya geldik. Bol bol sohbet ettik, çok güldük, çok eğlendik. Kore yemekleri yedik her zamanki gibi. Her zamanki gibi ben nefret ettim yemeklerden :p Asıl önemlisi sevgili arkadaşım Mss. Nefertiti'nin yarın doğum günü olması. Bugün buluşacağımız kesinleşince onun doğum gününü de kutlayalım dedik. Hani sevdiğimizden değil, çıksın aradan diye :p ha ha ha. Şaka tabiiki. Hediyelerini günler önce sipariş verdiğim halde biri elime ulaşmadı. Talihsizlik.  Toruko, Sema*, Tuba, Rüzigar, Dilşah,Darkangel, Miss Nefertiti önce JinMi Restauranta sonrada Seoul Restorana gittik. Seoul restoranın yöneticisi Talat Bey 8 kişi geldiniz sadece iki kişi mi yemek  yiyor? diye ufaktan bir serzenişte bulundu. Neyse ki daha sonra nezaketi ile kendini affettirmeyi başardı : ) Güzel bir gündü. En kısa zamanda yeniden görüşelim  :)

15/12/2009

Ezel

Image and video hosting by TinyPic


Ezeli izleyen var mı? Kenan İmirzalıoğlu ne kadar yakışıklı ve ne kadar iyi oynuyor değil mi? Gerçi eline silah almadığı bir rolünü de görsem çok mutlu olacağım hep benzer karakterleri canlandırıyor ama teklifler o yönde olunca adam ne yapsın. Bu arada Cansu Dere dışında oyuncu kadrosu müthiş. Pazartesi gecelerinin vazgeçilmezi oldu. Uzun zamandır ilk defa bir Türk dizisi izliyorum hem de yayından kalkar mı korkusu olmadan. Ehh ne var canım biraz da bizim yapımlarımıza şans verelim. Ne demişler yerli malı, yurdun malı :)

11/12/2009

Capital Scandal/Başkent Skandalı

Image and video hosting by TinyPic



Uzun zamandır izlemek istediğim bir diziydi. Raquel tavsiye ettiğinden beri aklımda. Raquel kim? Benim Kore dizi alemine çektiğim, Coffee Prince izledikten sonra Uzak Doğu hayranı olan Brezilyalı arkadaşım. :) Artık o bana tavsiye veriyor :)

Dizinin konusu kısaca şöyle: 1930'ların Koresi ve Kore hala Japon boyunduruğu altındadır. Na Kyun Hun bir kitabevi sahibesi aynı zamanda gizli bir aktivisttir. Kore'nin yeninden özgür olması için çalışan gizli bir örgütün üyesidir. Sun Woo Wan Japonlarla iyi geçinen zengin bir ailenin en küçük oğludur. Devrim de, özgürlükte falan gözü yoktur. Tek istediği rahatının bozulmamasıdır. Bu mümkün mü? Tabiiki hayır. Söylersem spoilere girmez sanırım kızla aralarında bir yakınlaşma doğuyor. Allahın emri zaten. Yalnız duyguları o kadar güçlü ki ayrılmamak için Kyun'na 'Sen bana devrimi öğret, ben de sana aşkı öğreteyim' diyor.

Lee Soo Hyeon: Eğitim masrafları Woo Wan'ın babası tarafından karşılanmış. Woo Wan ile ağabeyinin çok yakın arkadaşıdır. Ancak Japon savunma (polis) birliğine katılınca ailede büyük bir hayal kırıklığı yaratmıştır.


Image and video hosting by TinyPic



Cha Song Joo: Çok güzel ve çok ünlü bir hayat kadınıdır. Şehir de bir genelev işletir. Wan ile yakın arkadaştır. Hatta Na Kyun Ha ile ilişkisin başlamasında payı büyüktür. Kimsenin bilmediği ise bu güzel kadının özgürlük mücadelesinde aktif ve önemli bir isim olduğudur. Bu aktristle ilk kez bu dizide karşılaştım. Çok ağır makyajlı olmasına rağmen çok duru bir güzelliği var. Hele giydiği kıyafetleri o kadar güzel taşıyor ki hayran olmamak elde değil. Bir de ses tonu sakin, huzur verici normalde de öyle mi konuşur bilmem ama Cha Song Joo olarak rolünün hakkını sonuna kadar vermiş.

Image and video hosting by TinyPic


Image and video hosting by TinyPic



Kang Ji Wan da beğendiğim Koreli aktörler arasına katıldı. Kendisini tebrik ediyorum buradan :P Neyse efendim, esas oğlanla kızın yolları garip bir tesadüf eseri kesişiyor. Bir noktaya kadar klişelerle ilerlerken belli bir yerden sonra sağ gösterip sol vuruyor. Klasik Kore dizilerinde olduğu gibi, romantik komedi izliyorum ben hah tamam artık rahat ederim derken ufaktan da olsa bir rahatsızlık hissettiriyor. Yine de ben çok keyif aldım izlerken. Jirashi üçlüsü dışında oyunculuklar, mimikler abartısız olması gerektiği gibiydi. Uzun zamandır hasret kaldığım gerçek performansa da bu dizi ile yeniden kavuşmuş oldum. 12.bölüme kadar buradan izleyebilirsiniz. Ben geri kalanını YouTube da İngilizce alt yazı ile izlemek zorunda kaldım. Dediğim gibi çok keyfili sonu sönük bitiyor bana göre ama buna da alışığız. İzleyin yani :) Bir de şunu eklemek istiyorum spoiler vermemeye ve kısa kesmeye çok dikkat ettim. Anlattıklarım hemen ilk bölümde görebileceğiniz şeyler 16 bölümün keyfini kaçırmaz.

10/12/2009

Rain ve Goo Hye Sun yine beraber

Kore'nin süperstarı ve BOF'un güzeli bir aradalar yine. Sözlere gerek yok. Bu güzelliği sizde görün yeter.


Photobucket


Photobucket


Photobucket


Bu da reklam filmi. Kıskanç olunca ne şeker oluyor değil mi Rain?



08/12/2009

Hoşgeldin Gong Yoo



Image and video hosting by TinyPic

Uzunca bir bekleyişten sonra nihayet kavuşma anı geldi. Hasretle, sevgiyle, sabırsızlıkla beklediğimiz güzel adam döndü. Bizden kilometrelerce uzakta olsa da internet sayesinde bu mesafeler bir nebze de olsa küçülüyor. Hoşgeldin en güzel gülümseyen adam. Hayatımıza renk katmaya devam et lütfen.

06/12/2009

Dünyanın öbür ucu

goruntulu_telefon



Yaklaşık 45 dk önce. İnternette tanıştığım ve arkadaş olduğum Güney Amerika kıtasında Şilide yaşayan bir  arkadaşım  beni aradı.  Evinde interneti olmadığı ve çok yoğun çalıştığı için görüşemiyorduk bir süredir. Benden numarımı istemişti ben de verdim. Beni unutmadığını göstermek istemiş. Belki bazı şeyler sanal ama bu ekranların arkasında gerçek insanlar var. Dünyanın öbür ucunda da olsa birileri nezaket, dostluk, sevgi gibi kavramları önemsiyor. ÇOK ŞÜKÜR :)

05/12/2009

Divan Edebiyatı ve İskender Pala

Bugün canımcım arkadaşım Rüzigarla buluşup İskender Pala'nın Üsküdar Divan Edebiyatı vakfında verdiği Divan Edebiyatı dersine gittik. Ders de denemez aslında çok keyifli bir konferans diyebiliriz. Mekan çok küçük gelen insan sayısı çok olduğundan ayakta beklemek zorunda kalanlar vardı. Sübyan Mektebiymiş eskiden. İskender Hoca en öndeki erkekleri yere falan oturttu. Bu sayede en arkadan en öne geçebildim ama yinede sıkışıktık. Çok rahatsız bir oturma pozisyonu olmasına rağmen müthiş zevk aldım orada geçen süreden. Ben bilmiyordum millet defter kalemle gelmiş. Notlar alıyorlar, yazıp çiziyorlar. Bir ara koptum mevzudan blogda yazmalıyım bunu diye düşündüm. Fakat çarpıcı bir başlık bulamadım ha ha. Ne anlatsam? Bilmiyorum ki. O kısacık zaman dilimine o kadar çok şey sığdıki ve bir o kadar daha anlatabilirdi İskender Hoca.  'Aşk evveldir dedi'  En çok aklımda kalan söz bu oldu sanırım. Yahya Kemal'in doğum yıldönümü dolayısıyla onun bir şiirini okudu ve yorumladı. Aklımda kalmadı ne yazık ki. Rüzigar tecrübeli olduğundan o notunu almış :)  Bir sonrakini sabırsızlıkla bekliyorum. Erkenden gidip en ön sırada yerimi alacağım.

Canım arkadaşım beni bu derslerden haberdar ettiğin için çok teşekkür ederim.

04/12/2009

JYP o bir dahi



Güney Kore'nin en sevilen sanatçılarının arkasında ki isim O,  Park Jin Young. Wonder Girls, 2 PM,  2 A.m.  gruplarının prodüktörü-menajeri. Asyanın süperstarı Rain'in  önceki prodüktörü ve her daim akıl hocası. Kendi adını taşıyan bir okulu var JYP akademi. Star adayları önce orada vokal, dans, dil gibi konularda sıkı bir eğitime tabi tutuluyor. Wonder Girls'ün üç üyesi JYP akademi mezunu. Bütün bunların ötesinde kendisi de bir sanatçı, besteci, söz yazarı, prodükter CEO. Kariyerinde 7 solo albümü var. En sonuncusu 3 Aralıkta yayınladı ve karşınızda JYP  :)

28/11/2009

Son 10-9-8-7....

27/11/2009

Life Style- Kızsal Blogum :)

Kokoş olma yolunda minik ama emin adımlarla ilerlerken bu blogumda açtığım kategorinin blogun genel havasına uymadığına karar verdim ve modaya uyarak kendime yeni bir blog oluşturdum. Bu olayın müsebibleri de ikinci blogda ifşa edildi :) Nasıl bir şey olacağına karar vermedim henüz kendimi kısıtlamayı sevmiyorum ama burayı güzellik gibi mevzulardan uzakta tutmaya karar verdim.

http://kizsalmevzular.blogspot.com/

24/11/2009

Mutlu Son

Arkadaşlar gördüğünüz gibi mektubumuz Güney Kore'ye ulaştı ve görevli kişi tarafından teslim alındı. Bu tarif edilmez bir mutluluk bunun ötesi ancak Gong Yoo'dan bir cevap almamızdır. ALAMAZSAK bile biliyoruz ki varlığımızdan haberdar olacak ve bu mektuplar mutlaka onun eline ulaşacak. FİGHTİNG GİRLS!!

Image and video hosting by TinyPic

20/11/2009

Gong Yoo Mektup Projesi Sona Erdi (Çok şükür:))



Evet yine Gong Yoo ve yine mektup :=) Bildiğiniz gibi Eylül ayından beri Güney Kore'ye mektup yollama peşindeyiz. Bugün 20 Kasım itibariyle mektuplarımızı ve hediyelerimizi postaladık. Geriye yalnızca beklemek kaldı. Belirttiğimiz tarihlere bakıpta daha yeni mi gönderdiniz yuh :) diyecekler için hemen anlatayım. Aksilikler zincirleme kaza gibidir bazen diye bir şarkı vardı; sanırım o bizim için yazılmış. Proje aşamasında sevgili Mss. Nefertiti'nin başına gelebilecek en kötü şey geldi. 1 hafta arayla hem teyzesini hem de eniştesini ani bir şekilde kaybetti. Takdir edersiniz ki bu bir takım aksamalara yol açtı. Çok fazla bahsedip de ne ajitasyon yapmak ne de arkadaşımın acısını tazelemek istiyorum. Ee onun başına geleni anladık da sana ne oldu diyen olursa açıklayayım: Ben de 1 senedir süren kulak ağrılarım, baş dönmelerim için yazdan beri doktorlardaydım. En son dahiliyeye sevk ettiler. Çok şükür kilodan ve genetik yatkınlıktan kaynaklanan ufak tefek sorunlar dışında ciddi bir şey yok. Sonra bir arkadaşımızın postası kayboldu, sonra birileri bizde katılmak istiyoruz dedi onları bekledik ama hiç bir şekilde geri dönüş yapmadılar. (bu çok önemli bir zaman kaybıydı :( )Video çekmek istedik havalar bozdu, hediye seçmede zorlandık. Bütün masrafları ikimiz karşıladığımız ve belli bir bütçeye sahip insanlar olduğumuzdan, olabilecek en uygun, aynı zamanda orjinal bir hediye bulmak istedik. (bulduk) Ehhh biraz da zor beğeniyoruz :) ama YOOppam için hiç bir şey yeterince iyi değil biz ne yapalım :)


Neyse bunları anlattım çünkü sorumlu hissediyorum. Bütün bunlar olurken vazgeçmek, ertelemek aklımıza hiç gelmedi. Hem bir kaç kişi de olsa bize umut bağlayan arkadaşlarımıza saygımızdan, hem de Gong Yoo'ya olan sevgimizden EN ÖNEMLİSİ her ikimizinde başladığımız bir işi yarıda bırakmak gibi bir adeti olmadığından devam ettik. Bir takım şeyler dilediğimiz gibi olamadı ama biz elimizden gelenin en iyisini yaptık. Ortaya güzel bir iş çıkardığımızı düşünüyoruz. Dilerim bir geri dönüş alır sevinç çığlıkları ile burada paylaşırız. Yine de belirtmek isterim biz bu yola çıkarken sadece ve sadece sevgimizi göstermek, varlığımızdan haberdar etmek istedik. Her halükarda bunu başaracağımıza inanıyorum. Bu karşılıksız bir sevgi. Katılan bütün arkadaşlarımıza tek, tek teşekkür ediyoruz.


Ben özellikle sevgili Mss. Nefertiti arkadaşıma teşekkür ediyorum. Beni tek başıma bırakmadığı, işlerinin yoğunluğundan fırsat yaratıp, her aşamayla ilgilendiği için.


UZUN LAFIN KISASI HEPİMİZE GEÇMİŞ OLSUN. HERŞEYE RAĞMEN PROJEYİ BİTİRMEYİ BAŞARDIK. :)


OFORİ rahat nefes alabilirsin canım. Anladın sen beni :)









04/11/2009

Bitiremediğim Diziler

Bir heves başlayıp 11. bölümde bıraktığım dizilerden bahsetmek istiyorum. Neden 11 derseniz hiç  bir fikrim yok ancak o kadar dayanabildim.




Image and video hosting by TinyPic

1- Stars Lovers : Pek çok kişi tarafından sevilen ama benim başroldeki kadının mimiklerine dayanamadığım üç erkeğin birden bu gudubet kadının peşinde koşmasına anlam veremediğim bir dizi.  Aşk kaç geni vardı çözemedim. 17.  Bölüme kadar  bekleyemedim. Hepi End oldu zaten.


Image and video hosting by TinyPic


2- Queen Of Housewifes: Konusu için buraya tıklayın Oh Ji Ho için izlemeye başladım ama ona da böyle kılıbık pasif bir rol vermişler. Yüzü gamzelerden görünmeyen yakışıklı adam o sinir karısına nasıl aşık, kadın bunu terkedecek diye ödü kopuyor. Yani aslında eğlenceli başladı ama artık Kore dizilerinde ki bu AŞIRI sevimlilik hallerine o esnada çıkardıkları seslere dayanamıyorum. Neden bazı oyuncular bu kadar abartılı oynuyor bilemem. Vakit bulursam 30 lu yaşların Gu Jun Pyoo su dedikleri ismini unuttuğum aktör (Lady Castle da oynayan) için yeniden izleyeceğim.



Image and video hosting by TinyPic
3. Witch Amusement:  Atlya atlaya izlediğim ve yine ancak 11 bölüm dayanabildiğim bir başka hayal kırıklığı. Yine seveni çok fazla, çok eğlenceli bulan var.  Ben de büyük umutlarla başlamıştım ama istediğimi bulamadım. Başroldeki kızın elbetteki karakter gereği sıfır ifade ile oynaması sinir bozucuydu. Gram mimik yoktu yüzünde. Başı sonu belliydi bence. Tek artısı Dennis Oh yu tanımak oldu. Konusu için buraya tıklayın.

Image and video hosting by TinyPic


4. Silence: Tek kelimeyle özetleyecek olursak DEPRESİF.  I am sorry I love you tarzında bir hikayesi olduğunu okumuştum o yüzden başladım. Kasvetli olmak açısından benziyor ama oyunculuk, konu ve görsellik olarak yanına bile yaklaşamaz. Konusu için tıklayıverin.


Image and video hosting by TinyPic


5. Snow Queen: Kazık kadar Hyun Bin'i lise öğrencisi olarak izlemek dışında bir tuhaflık yoktu. Bitiremedim çünkü çok yavaş ilerliyor ve çok depresif. Aslında geri dönüp kaldığım yerden devam edeceğim ama mutlu son olmayan hikayeleri pek sevemiyorum :( Detaylı özeti için  tık tık   :)


02/11/2009

Gong Yoo bahane arkadaşlık şahane :)

Image and video hosting by TinyPic


Bir Gong Yoo, bir proje sevdasıdır almış başını gidiyor bizde. Bünye de gereksiz yere sinir yapıp bazı arkadaşlarımla aramda tatsızlıklara yol açsa da eğlenceli bir hadise. O benim sebepsiz kızdığım ve bana kırılan arkadaşım -ismi lazım değil :P o kendini biliyor- bunu okur mu acaba? Aslında iyi bana okkalı bir küfür sallamadı 'Gong Yoo ya da sana da defol git kızım başımdan' diye ha ha.  Neyse proje kapsamında Mss. Nefertiti le yine buluştuk. Kendisi çalıştığı için maalesef bu yağmurda çamurda gittik Sultanahmete istediğimiz hiç birşeyi yapamadık. Artık başka bir bahara kaldı. Mektuplar yollanmak üzere hazır. Mektuplarınızı iki zarfla yollayın ilkini kapatmayın dedik. Hepsi kapatılmış olarak geldi bir iki kişi hariç. APS dedik postada kaybolmasın diye yine normal postayla geldi. Bir arkadaşımız mektubunu normal posta ile yollamış bekledik ulaşmadı elimize. Sonra öğrendik ki mektubu kendisine geri dönmüş. Aksilikler bizi kovalarken moralimizi bozmadık. Biz de dün hazır buluşmuşken Kore Lokantasına gittik Sultanahmette.  Söylememe gerek var mı? Çok iyi zaman geçirdik. Tam ben Rameni attım ağzıma o da ne. Acı 'Ahh çok acıymış' diye sızlandım. Arka da oturan şeker bir Koreli kız vardı karşılıklı gülüştük. Muhabbet edemedik yemeğini yiyor rahatsız etmeyelim diye. Zaten yedi ve gitti. Biz en üst katta tecrit edilmiş gibi kendi yemeğimizi yedik. Alt katta Koreli bir grup vardı. Yukarı çıkarken de oradaydılar ama merdivenlerden inerken bizi bir sürpriz bekliyordu. Tam köşe de dramalarda oynasa kendine bir sürü hayran edinebilecek bir yakışıklı gördük. SON ANDA. Tam inerken, o bize baktı, kim bu gürültücüler diye biz ona baktık ama bakarken az kalsın merdivenlerden düşüyordum ha ha ha. Hiç bir Koreli ile konuşamadan döndük evlerimize. Halbu ki önceden farketseydik biz o yakışıklıya tarihi ve turistik bigiler verirdik. Gerçi yanında muhtemelen rehber olan bir adam vardı ama olsun. Maksat memlekete hizmet. Başka bir niyetimiz varsa... Bu cümleyi tamamlamamak daha doğru sanırım :p Eeeeeeeeee siz ne zaman geliyorsunuz bizimle buluşmaya?


Image and video hosting by TinyPic

31/10/2009

Kore-Türkiye Dostluk Konseri

Bir kaç gün önce aldığım bir e maili sizinle paylaşmak istiyorum. Biliyorum çok geç ama belki gidebilen olur.

Merhabalar

Bu cumartesi akşam "Ekim'in güzel bir günü" diye 2009 Kore-Türkiye Dostluk Müzik Konseri olacaktır. Buradaki Koreliler ile İstanbul kent orkestrasının iş birliğiyle konser olacaktır. Müsait olursanız arkadaşınız ya da aileniz ile gelip izleyebilirsiniz.

Saati şöyledir.

Tarihi: 31 Ekim akşam saat 7 (saat 6 buçukta kokteyl partisi)
Yer: Aya İrini Müzesi (Topkapı Sarayı 1. Avlusu)


Konser ücretsizdir.

Gönül ister ki Güney Koreden sevdiğimiz sanatçılar gelsin ama şimdilik bununla idare edeceğiz :(



30/10/2009

Buluşma ya da buluşamama sorunsalı :)

Selamlar arkadaşlar, GongYoo sevenler, sevmeyenler. Evvelce bir buluşmaya iştirak etmemiş, Kore seven ya da sevmeyen,  arkadaş canlısı olan, olmayan bir katılımcı aranıyor. 80 li yılların bir yarışma programından uyarladığım bu replik size şunu söylüyor: Uzun lafın kestirmesi; İstanbulda yaşayan arkadaşlar ben ve Mss. Nefertiti bu Pazar Eminönü civarlarında buluşmak istiyoruz. Gelmek isteyen olursa biz sizinle beraber zaman geçirmekten mutluluk duyarız. Yeri ve zamanı öğrenmek için loveyoo.turkishfanclub@gmail.com a mail atmanız yeterli :)

SEVGİLER

17/10/2009

My Fair Lady/Lady Castle

Image Hosted by ImageShack.us









































Ya da Take Care of Young Lady ya da Take Care of My Lady ya da Take Care of Agashi :) İsmi konusunda bir türlü karar varılamadı. En son My Fair Lady isminde mutabık kalındı. Yoon Eun Hee'nin dönüş projesi olan bu dizi Kore'de KBS2 de TÜRKİYE'DE KBS WORLD de yayınlanıyor. Aslında dizi 2 hafta önce bitti. Büyük umutlarla başlayıp kocaman bir hayal kırıklığı ile sona erdiğini söylemek isterim. Elbette Kore dizilerinde görmeye alışık olduğumuz bütün unsurlar mevcuttu My Fairy Lady de. Dizinin konusu kısaca şöyle:  Kang Hye-Na zengin bir ailenin genç,  güzel ve bir o kadar da şımarık kızıdır. Erkeklerin sevgilisi kadınların korkulu rüyasıdır. Nezaketten yoksun olan bu kızın en çok kullandığı kelimeler 'kaybol' ve 'kapa çenenidir' Hayatta isteyebileceği her şeye sahiptir tek bir şey dışında 'aşk'. Sözlerini tekrarlamaktan nefret eden, en ufak bir hatada çalışanları gözünü kırpmadan kovan, herkesi karşısında titreten bu kızın çekindiğin bir tek kişi vardır; o da büyükbabasıdır.


Çok küçükken anne ve babasını bir kaza da kaybetmiştir. Hayır hırçınlığının sebebi bu değil. Yıllar önce ilk aşkından ayrılmış ya da terkedilmiş tam hatırlamıyorum. Onu ve aşk acısını hiç unutamamış bu yüzden NEDENDİR bilinmez hayata ve çevresindekilere karşı huysuz biri olup çıkmıştır. Tabii ki Seo Dong-chan hayatına girdikten sonra her şey değişmeye başlar. Yine bir dizi olay sonucu Seo Dong Chan Kan Hye Nan'ın kahyası olarak işe başlar. Dong Chan geçmşite annesinin hastane parasını çıkarmak için Jigololuk yapmış annesi öldükten sonra da bu işi derhal bırakmış, namusuyla annesinin arkadaşı olan Ajummanın yanında çalışmakta ve yaşamakta hayırlı bir kısmet beklemektedir :)


Kadın ruhundan son derece iyi anlayan Dong Chan zamanında mesleğinde aranılan isimlerdenmiş. Bu eksi taktikleri ne kadar kızın üzerinde kullandı ne kadar kullanaMAdı izleyip görmek lazım. Sadece elini sıcak sudan soğuk suya sokmayan prensese toplum hizmeti cezası aldırttığını söyleyebilirim.


null


Kore dizilerinin vazgeçilmezi bütün klişeler hikayenin içine özenle yerleştirilmiş. Aşk üçgeni, zengin-fakir ayırımı. Biraz Küçük Hanım ve Şoförü filmini hatırlatmıştı başta ama alakası yok. Kang Hye Na'yı tanıtırken Kore'nin Paris Hiltonu Gu Jun Pyoo'nun dişisi olarak lanse etmişlerdi. Bana sorarsanız ikisi ile de alakası yok. Ne yazık ki Coffe Prince ile yeteneğinin doruğuna çıkan Yoo Eun Hee bu dizide sadece oynamaya çalışmış. O şirin-tatlı kız imajından sıyrılamamış bir türlü.


null


Fazla uzatmadan diğer karakterlerden bahsedeyim. Eui Joo 24 yaşında yetenekli bir ayakkabı tasarımcısıdır. Dong Chanı çok sever ama Dong Chan ona kardeş gözüyle bakar. Çünkü beraber büyümüşlerdir. Tea Yoon zengin bir ailenin genç ve yakışıklı oğludur. Beklenenin aksine aile servetini kullanmayı ve aile şirketinde çalışmayı reddederek kamu avukatı olmuş ve topluma faydalı bir birey olma çabasındadır. Kang Hye Na ile yollarının kesişeceğini bilmek için alim olmaya gerek yok sanırım :)


null



Bütün  oyuncular çok iyi olmasına rağmen ortaya çıkan iş ortalamanın altında. Queen Of House Wifes dizisi ile yıldızı parlayan ve 30'lu yaşların Gu Jun Pyosu olarak anılan  Yoon Sang Hyun bazılarına yaşlı gelsede bence içindeki çocuğu koruyan ve bunu ekrana yansıtabilen oyunculardan. Tae Yoon Jun II Woo oynayan aktör de henüz 22 yaşındaymış. O bile karakterinde ki tutarsızlıkları anlamamış şikayet ediyordu bir röportajında. :) Ah dizinin en önemli karakterini atladım. Ne yazık ki çok az görünüyor. Speed Scandal filminden tanıdığımız bir lokmada yenecek kadar şeker ufaklığı unuttuk. Soo Min, Kang Hye Na'nın kuzeni ve Nonaya çok hayran. Hakkında en ufak bir eleştiriye tahammülü yok. Tekne kazıntısı olduğu için son derece şımartılmış ama çok şirin. Bana küçük bey diyeceksin diyor Dong Chan ile ilk karşılaştığında. Küçük bey bir makas alabilir miyin lütfeeeen?


Image and video hosting by TinyPic


Image and video hosting by TinyPic



Herşey rağmen vakit geçirmek Yoon Hye Hee'nin güzel yüzünü görmek için izlenebilecek bir drama. Hikaye de o kadar çok boşluk var ki spoiler vermeden anlatmam mümkün değil. Bu arada farkettiniz mi? Gu Jun Pyo benzetmesi ne çok kullanılıyor son zamanlarda. Neredeyse literatüre geçecek :)

Türkçe ya da İngilizce alt yazı ile izlemek için tıklayın.

16/10/2009

Lee Min Hoo bana da bir çörek ver N'OLUR :P

Photobucket


Boyuna posuna, gülüşüne 41 kere maşallah dediğimiz güzel çocuk. Güney Kore de Dunkin Donutsun yüzü. En son reklamında biraz toplamış mı ne? Yavrularım Boys Before Flowersa helak oldular zaten.  :)  Kızlara göz ziyafeti çekeceğiz, reyting tavan yapacak diye iki de bir gömleksiz t.shirtüz bıraktıları Gu Jun Pyoo u o çocuk iyi zatürre olmadı kış ortasında :)) Neyse yeni reklam filmi burada. Afiyet olsun :P



Wonder Girls, SNSD, Brown Eyed Girls

Gün geçmiyor ki Güney Korede bir kız pop müzik grubu türemesin. Mantar gibi maşallah her yerden bitiyorlar. Özellikle 2009  bu kızların yılı olmuş. Eskilerin yanı sıra yeni çıkış yapan ya da yıldızını bir kez daha parlatan birbirinden güzel ve yetenekli kızlar bu yıla damgasını vurdu. Şarkıları çok eğlenceli, dile dolanan cinsten. Her biri birbirinden farklı ve hepsinin kendine has hayran kitlesi var. Anlamadığım tek şey Korece şarkıların için İngilizce nakaratlar serpiştirilmesi. Modadır belki de ya bütün Asyayı hedef aldıklarında böyle bir 'numara' yapıyorlardır.  Bir de her  grubun bir rapperı var. Hiç de sevmem.  İşte benim en beğendiklerim:


Glitter Text Generator


Sun, Mimi, Yenny, Yoobin, Sohee isimli 5 genç kızdan oluşan bu grup Korenin en sevilen sanatçılarından. Hepsi çok genç 21 yaşın altında. Bütün yaz Amerikada Joanes Brothersın alt grubu olarak sahne aldılar. İngilizcelerini geliştirdiler. Ben en çok bu kızları seviyorum.  Hepsi çok güler yüzlü ve yaşlarına göre hareket ediyor. :) Müzikleri yumuşak ve hareketli.




Glitter Text Generator


9 kızdan oluşan bu grub hem masum hem seksi kategorisinde sanırım. Yine hepsi çok genç. Üyelerin isimlerini ezberleyemedim merak eden bakar ama şarkıları çok eğlenceli. Sesleri zaten güzel, dansları da öyle. Dileyin bu kızlardan ne dilerseniz :)




Glitter Text Generator


En az grup üyesi olan ve yaşları da BENCE NORMALE en yakın olan kızlar bunlar.  Narsha, Ga-in , Jea, Miryo isimli 4 kızdan oluşuyor. Zannediyorum seksi ve sert imajlarından ötürü yaşlarının büyük olması iyi. Yeni keşfettim bu grubu. Sahne performansları ve dansları tabiiki çok iyi ve ÇOK SEKSİ. Müzikleri de diğerlerinden farklı. Daha elektronik diyebiliriz sanırım.



14/10/2009

Katre-i Matem

katrei-matem-iskender-pala


Katre-i Matem (Matem Damlası) ilk kez  Rüzigarın blogunda görüp okumaya karar verdiğim bir kitaptı. Uzun zaman satın almayı, satın aldıktan sonra da okumayı bekledim. Neden bekledin derseniz bir fikrim yok :) İnternet insanı esir alıyor. Ha bugün ha yarın derken sonunda başladım ve bir solukta okudum. Tam da artık kitap okuyamıyorum ne biçim biri oldum çıktım ben diye kendi kendime kızdığım ama yine de elime kitap almadığım bir döneme denk geldi.


İskender Pala'nın daha önce hiç bir eserini okumadım. Dürüst olmak gerekirse kaç kitabı var onu bile bilmiyorum ama Katre-i Matem ile doğru bir başlangıç yaptığımı düşünüyorum. Roman müzayeden alınmış el yazması bir kitap ile başlıyor. Yazar bu kitabı sadeleştirerek bizlere sunuyor. Tabiiki bu başlangıcın hikayenin kurgusuna dahil olup olmadığını bilemiyoruz.


Evlendiği gecenin sabahında karısını yanı başında ölü bulan ve bundan daha da kötüsü onun katil zanlısı olarak suçlanan Şahinle başlıyor hikayemiz. Bu cinayetin ardındaki sırrı araştırıken İstanbulun dört bir tarafına uzanıyoruz. Aşıktan çok aşka aşık insanların devrinde 18. Yüz Yılın Osmanlı Sarayına, İstanbulun lale bahçelerine yol alıyoruz.


Tarih kitaplarında Lale Devri olarak anılan, halkın sefaletten kırıldığı ama üst tabakanın zevk, sefa eğlence içinde yaşadığı bu dönem Patrona Hali İsyanı ile sonlanıyor. Bu hepimizin hatırlayacağı bir bilgi olduğu için yazmakta sakınca görmüyorum. Bu isyan ve öncesinde ki olaylar gösteriyor ki zenginin daha zengin, fakirin daha fakir olması çağdaş dünyaya ait bir özellik değil. Gelir dağılımındaki eşitsizlik o günde kendini tüm çıplaklığıyla gösteriyordu bugün de. Tabii ki 'batılılaşmak' kavramı da.


Hikaye de Lale bir çiçek olmaktan öte bir yaşam biçimi, bir felsefe, estetik bir var oluş biçimi olarak tasvir ediliyor. Bu da tarihi bir gerçek aslında. Kitapta anlamadığım ama internette yorumları okurken öğrendiğim bir bilgiyi paylaşmak istiyorum. 'Lale' 'Hilal' ve 'Allah' (c.c.) kelimelerinin ebced alfabesindeki değeri 66 imiş. Bu nedenle Osmanlı-İslam aleminde laleye ayrı bir değer verilir ve farklı bir sevgi beslenirmiş. Yazarın bize aktardığı kitabın başlığı da '66 Soruda Cinayet'


Hafız Efendi, Topaç Yeye, Höri Kız ve tarihte yaşamış diğer gerçek karakterler ile yazar bizi heyecanlı bir maceraya çıkarıyor. Bir sonraki olayı merakla bekleten, şaşırtan, peşinden sürükleyen ve yüzyıllarca öteden gelip sizi yakalayan bir hikaye ve son derece heyacanla ilerleyen akıcı bir konusu var. Kıssadan hisse tadında söylenen sözler 'darkenar' adı verilen küçük öyküler de cabası.


Bazıları için dili ağır gelebilir (Aslında yazar mümkün olduğunca sadeleştirip, anlaşılır kılmış) ama benim gibi edebiyatı çok seviyor ve liseden kalma bilgileriniz hala hatırlıyorsanız bazı kelimelerin size tanıdık geldiğini göreceksiniz. Mutlaka okumanızı öneririm. Okuduktan sonra fikirleriniz benimle paylaşmayı unutmayın.


NOT: Ebced hesabı ne olaki diyorsanız buraya online satın almak istiyorsanız buraya tıklayın.

11/10/2009

Gong Yoo, Mss. Nefertiti ve Ben

Image and video hosting by TinyPic



Merhabalar Gong Yoo mektup projesinin ilk aşamasında sona geldik. Katılan bütün arkadaşlara teşekkür ediyoruz mektuplar 15 ine kadar elimizde olacak umuyoruz. O tarihten sonra en hızlı şekilde Güney Koreye postalayacağız gelen mektupları ve her hangi bir geri dönüş alırsak önce projeye katılan Gong Yoo hayranlarını haberdar edeceğimizi söylemek istiyoruz.

Gelelim diğer mevzuya; bu proje kapsamında yakından tanıma fırsatı bulduğum Miss. Nefertiti arkadaşımla hem birbirimizi tanımak hem de proje ile ilgili konuşmak için bir kaç hafta önce buluştuk. Yazılarının ciddiyetine karşın :P kendisi son derece neşeli ve sevimli bir insan. Çok da enerjik  söylemeden geçemeyeceğim :) Bir kez daha tanıştığımıza memnun oldum arkadaşım. Bazı şeylerin sadece konuşmakla olmayacağının canlı örneğisin. Anladın sen beni ;) En kısa zamanda tekrarlayalım diyorum. Hatta biz İstanbulda yaşayan ya da İstanbula gelebilecek olan bütün arkadaşlarla tanışıp kaynaşmayı istiyoruz. Siz ne dersiniz? Eğer buluşalım derseniz herkese uyan bir tarih belirleyelim. Çok iyi vakit geçireceğimize ve gelemeyenleri kıskançlıktan çatlatacağımıza eminim :) Cevabınızı bekliyorum.

NOT: Bu güzel çalışma için ve açılacak fan clubümüz bannerlarını hazırladığı için sevgili Darkangela kocaman teşekkürler.

04/10/2009

Çok Değerli Gong Yoo Hayranları

Çok Değerli Gong Yoo Fanları,



Beraberce yola çıktığımız bu mektup projesinde sona doğru gelmeye başladık. Katılımcılar ve izlenecek yollar belirlendi. Katılımcı sayısı umduğumuzun çok altında olmasına rağmen biz hevesimizi kaybetmedik. Katılmak istediğini, projemizin harika olduğunu, her aşamada bize destek olacağını söyleyen birçok arkadaşımız yaptığımız işin ciddiyetiyle karşılaşınca kendi köşelerine çekildi ama sanmayın ki bu satırları sitem için yazıyoruz. Hayır, bu satırları yazmamızın sebebi destekleriyle ve bizleri yani bu projeye kalkışan bu iki insana desteğini esirgemeyenlere teşekkür etmek. Nihayetinde biz bu projeye kalkışırken gücümüzü sadece Gong Yoo' ya olan sevdimizden aldık.

Şimdi gelelim esas güncelleme amacımıza. Katılım tarihini 10 Ekim'e kadar uzattık. Katılım tarihi için uzatmaya gitmemizin sebebi birkaç Asya Forumunun projemizden geç haberdar olmaları. Sonuçta bencil olamayacağımıza karar verdik. Bu sebep 30 Eylül tarihine kadar ve o tarihten sonra katılmaya karar veren arkadaşlar; mektuplarınızı ya da kartlarınızı 10 Ekim'e kontrol edilmesi ve İngilizceye çevrilmeleri için loveyoo.turkishfanclub@gmail.com adresimize mutlaka gönderiniz. Mektuplarınız çevrilerek ve kontrolü yapılarak hemen size geri gönderilecek ve artık son aşamaya geldiğimiz an: Mektupların postaya verilmesi. Daha öncede belirttiğimiz gibi mektuplar APS (Acele Posta Servisi) yolu ile bize iletilecek. Her ne kadar acele desekte mektuplar en geç 1 hafta sonra alıcının eline ulaşıyor. Bu sebeple gecikmelere engel olmak için ve ana mektubumuzu göndermek için yeterli zaman kalması için tüm mektupların 15 Ekim tarihine kadar postaya verilmiş olması gerekiyor. Mektupların geç postaya verilmesi ya da mektupların postada kaybolması sebebiyle projeye katılımın yapılamaması yüzünden hiçbir sorumluluk kabul edilmeyecektir.

Mektuplarınızın elimize ulaşıp ulaşmadığından haberiniz olması içinde mektuplar elimize ulaştıkça katılımcılara bilgi maili gönderilecektir. Küçük bir detay vardı hatırlatmadan geçmeyelim. Mektuplarınızı 2 adet mektup zarfı ile göndermeyi unutmayınız. Mektupları postalayacağınız adres size çevrinin yapıldığı maille beraber bildirilecek. Bu sebeple çevrilecek bir metin ya da katılım isteği belirtmeyen arkadaşlar lütfen bizden adres talebinde bulunmayınız.

Yapacağımızı duyurduğumuz diğer bir etkinlikte video yapımıydı. Ancak katılımcıların isteksiz olması ve yeterli sayıda katılım sayısına ulaşamadığımız için genel bir video gönderimi yapmayacağız. Ancak fotoğrafını göndermek isteyen arkadaşlar mektup zarflarının içine 1 adet fotoğraflarını ekleyebilirler ve son olarak da açıklığa kavuşturmamız gerek bizim için çok önemli olan konu. Katılmak isteyenlerin birçoğu onlardan para talep edeceğimizi düşünerek bu işten vazgeçiyorlar. Kesinlikle ve kesinlikle böyle bir şeyin olmadığını ve olamayacağını son bir kez daha burada da sizlere duyuruyoruz. Bu projeye katılanların cebinden çıkacak olan tek para mektuplarını postaya verirken ödeyecekleri ücret olacak. Sizlerden kesinlikle başka bir ücret talebinde bulunulmayacak. Bu projenin maddi yönünün tamamı Lafea ve Miss_Nefertiti tarafından karşılanacaktır. Mektupların bir arada koyulacağı özel mektup kutusu, özel kargo (PTS, TNT ya da DHL) ile Güney Kore'ye mektupların gönderim bedeli ve proje bitimine kadar oluşacak tüm maddi konular tarafımızdan karşılanacak.

Sizden hiçbir maddi talebimiz yok arkadaşlar. Yapacağınız tek şey mektuplarınızı-kartlarınızı yazmak ve bunları küçük bir ücret ödeyerek postaya vermek. Bu bilgi güncelleştirmesini bitirirken tek dileğimiz Gong Yoo sevgisiyle kalın.

30/09/2009

Son Katılım Tarihi 10 EKİM

Arkadaşlar 30 Eylül 10 EKİM Gong Yoo  Mektup projesine katılmak için son gün. 15 Ekime kadarda mektuplar çeviri aşamaları dahil olmak üzere bitmiş elimizde olmuş olmalı.

AJA AJA FİGHTİNG GİRLS :)

21/09/2009

Gong Yoo Mektup Projesi Detayları

GONG YOO MEKTUP PROJESİ PLANI:

MySpace Layouts


  • KATILIMCI SAYISI : Tüm katılımcı ve katılmayı düşünen arkadaşların dikkatine. Son katılım tarihi olan 30.09.2009 tarihine kadar tüm katılmak isteyen arkadaşlar katılmak istediklerine dair maili loveyoo.turkishfanclub@gmail.com adlı mail adresine bildirmek zorundadır. Bu tarihten sonra katılım tarihi kesinlikle kapatılacaktır. Kesin sayının belirlenmesi için tüm katılmak isteyen arkadaşlara projeye katılımlarının onaylandığına dair bir bilgi mesajı gönderilecektir. Böylelikle tüm katılmak isteyen arkadaşlar acaba mailim ulaştımı sorun oldu mu acaba diye bir düşünceye kapılmayacaktır.



  • KATILIM TARİHİ: Katılım için belirlenen son tarih 30.09.2009' dur. Bu tarihten sonra katılım kapatılacaktır. Burada amacımız projenin zamanı için gereken sürenin bu olmasıdır. Aşağıda belirteceğimiz işlenmerin zamanında tamamlanabilmesi için kesin tarihler çok önemlidir. Tüm arkadaşların bu süreye uymalarını rica ederiz.




  • MEKTUPLARIN-KARTLARIN YAZILMASI: Katılımcı arkadaşlar belirlendikten ve kesin liste oluştuktan sonra tüm arkadaşlar mektuplarını veya kartlarını yazıp bize maille göndereceklerdir. Mektup ve kartlar tabii ki belli kurallara uygun olarak yazılacaktır. Gong Yoo' ya duyduğumuz sevgiyi belirtmek için sevgi ifadeleri kullanacağız ve bizce kullanmalıyızda. Fakat bu ifadelerin aşırıya kaçmaması en önem verdiğimiz konu. İfadelerimize, kullanış tarzımıza çok dikkat etmenizi özellikle rica edeceğiz. Mektup yazmak hakkında pek tecrübesi olmayan arkadaşlarada bu konuda yardımcı olacağız.


ÖRNEK MEKTUP 1: HATALI ÖRNEK



Sevgi Yoo nasılsın iyimisin. İnşallah iyisindir. bende iyiyim. Askerdesin burada şafak sayıyoruz şuanda. En kısa zamanda tekrar coffee prince gibi dizilerini tekrar izlemek istiyouz. senin gibi yakışıklı ve hoş bir aktörü izlemek çok güzel. seni seviyorum. dua ediyorum hep sağ salim dön diye.


ÖRNEK MEKTUP: DOĞRU ÖRNEK



Sevgili Yoo,


Öncelik merhaba. Ben ... (isminiz) . Bu mektubu sana Türkiye / ...... (şehriniz) ilinden yazıyorum. Orada uzaklarda umarım iyisindir. Bu kadar uzakta bile sevenlerin olduğunu bilmek umarım seni mutlu eder. Heyecanlı ve mutluyum. Çünkü bu mektupla sana ulaşabildim artık. Dizilerini ve filmlerini Türkçe alt yazılı olarak severek izledim ve çok beğendim. Oyunculuğuna ve başarılarına hayranım. Gülüşüne, duruşuna ve o güzel karakterine bayılıyorum. Hep böyle kal. Doğal ve içten. ..........


Burada amacımız en yakın arkadaşımıza mektup yazarmışçasına değilde hayran olduğumuz ve beğendiğimiz birine yazdığımız birine hazdığımız mektup olduğunun anlaşılmasıdır. Bu mektubu sevgilimize yazmıyoruz yada askerdeki abimize-akrabamıza. Bu sebeple aşırı sevgi ifadeleri ve aşırı samimi ifadeler kullanılmaması, okuyanı da rahatsız etmemsi en önemli konudur. Lütfen kullandığımız kelimeleri dikkatli seçelim. Aynı konu yazılacak olan kartlar için de geçerlidir.






  • MEKTUPLARIN KONTROLÜ VE İNGİLİZCEYE ÇEVRİLMESİ: Katılımcılar tarafından yazılan mektup ve kart taslakları loveyoo.turkishfanclub@gmail.com adlı mail adresimize göndereceklerdir. Mektuplar Miss_Nefertiti ve Lafea tarafından kurallara uygunluğu kontrol edildikten sonra gönüllü olarak İngilizce çeviri yapacak arkadaşlara gönderilecektir. Kurallara uygun olmayan mektuplar katılımcıya danışılmadan kesinlikle değiştirilmeyecek, ortaklaşa fikir paylaşımına gidilip gerekli düzenlemeler ve hatalar giderildikten sonra mektubun çevrimi yapılacaktır.




  • MEKTUPLARIN YAZIM FORMATI: Katılımcılar hazırladıkları mektup taslaklarını mail adresimize gönderirken yazılması istedikleri format seçeneğini belirteceklerdir. Burada 2 seçeneğiniz var arkadaşlar. Ya El yazınızla yazmak yada Word formatını seçmek. El yazımla göndermek istiyorum diyoranız eğer gönderdiğiniz mektup taslağınız İngilizceye çevrildikten sonra size mail yoluyla el yazınızla yazmanız için geri gönderilecektir. Word formatıyla yazılsın isteyenler içinde iki seçenek var. Birincisi ben uğraşmak istemiyorum, el yazım kötü word formatında olsun, çeviren arkadaş word formatında yazsın benim mektubumu o şekilde gönderin diyorsanız mektubunuzun yazıcı çıktısını alıp o şekilde dosyamıza ekleyeceğiz. İkinci seçenek ise benim yazım kötü ben word de yazılmış göndereceğim ama mektup sayfama süslemeler yapacağım derseniz mektubunuzun İngilizce taslağı yine size mail yoluyla iletilecektir.




  • MEKTUBUMU-KARTIMI BEN YAZACAĞIM: İngilizce bilgisine güvenen yada etrafında İngilizce yazım konusunda kendisine yardımcı olacak birileri olan arkadaşlar içinde küçük bir kuralımız var. Hazırladıkları mektup taslağını içeriğini kontrol etmemiz için yine bize maille göndermelerini rica edeceğiz. Burada amacımız hatayı en aza indirgemek. Sonuçta son aşamaya geldiğimizde yani posta aşamasına hatalı olan birkaç küçük şey için mektubunuzda sorun olmasını istemeyiz.







  • MEKTUPLARIN-KARTLARIN TESLİM TARİHİ: Hazırladığınız mektup ve kart taslaklarınızı en geç 10.10.2009 tarihinde teslim etmek zorundasınız. Bu tarihten sonraki talepler için katılımcı eğer çeviri yapılacak bir taslağı varsa bu işlem için kendisi başka kaynaklardan yardım istemek zorunda kalacaktır. Bu sebeple çeviri işlemlerinin zamanında yapılabilmesi için katılımcılar son gönderim tarihine çok dikkat etmelidir.




  • MEKTUP SAYFASI: Yazılacak olan mektup içeriği hiçbir şekilde 1 mektup sayfasının tek bir yüzünü aşmayacak şekilde olacaktır. Bu kural hiçbir şekilde esnetilmeyecektir. Çünkü hem çeviri yapacak arkadaş hemde okuyan kişiyi sıkmayacak bir etkinlik düzenliyoruz. Bu konuya önemle dikkat etmenizi rica ediyoruz.




  • RESİM VE VİDEO GÖNDERMEK: Projemizin bu aşamasına katılmak kesinlikle zorunlu değildir. Dileyen katılımcılar mektuplarına eklenmek üzere 1 adet resmini de gönderebilir. Yada resmini göndereceği mektubunun bir köşesine yapıştırabilir. Bu tamamen katılımcının isteğine bağlıdır. Kesinlikle bir zorunluluk yoktur. Projemizde uygulayacağımız diğer bir etkinlikle bir video göndermek olacaktır. Hazırlanacak videoya katılımcılar isterse resimlerinin eklenmesini isteyebilir yada kendi çektikleri maksimum 2-3 dakikalık (maksimum 5 dk)  ve 100 Mb aşmayan bir videonun hazırlanacak olan videoya eklenmesini isteyebilir. Yine bu aşamaya katılım zorunlu değildir. Videomuzun içeriği hakkında küçük bir ön bilgi. Video Türkiye'deki hayranları ve Türkiye'miz hakkında güzel video olarak düşünüyoruz. Eğer fikir hoşunuza gittiyse katılımınızı bekliyoruz.




  • MEKTUP VE KARTLARIN BİR ARAYA TOPLANMASI: Gönderilecek olan mektuplar katılımcılar tarafından yazıldıktan sonra belirlenecek olan 2 şekilde bir araya toplanacaktır. Birincisi İstanbul'da yaşayan katılımcılar için bir buluşma organizasyonu planlanıp mektuplar bir araya toplanacak. (ben gelemem veya istemem diyen olursa aynı şekilde posta yoluyla mektubunu iletebilir) İkincisi ise İstanbul dışında yaşayanlar ve buluşma organizasyonumuza katılamayacaklar için posta yolu ile bir araya toplama işlemidir. Mektuplarını posta yolu ile gönderecek olan katılımcılara sadece mail yoluyla bildirilecek olan adrese APS yani Acele Posta Servisi yolu ile gönderim yapmalarını rica edeceğiz. Aksi taktirde postada kaybolan mektuplarınız ve bu sebeple projeye katılamamanız sonucunda hiçbir sorumluluk kabul edemeyeceğiz. Ayrıca göndereceğiniz mektupları çift zarfla göndermenizi rica edeceğiz. Çünkü ilk olarak bize ilettiğiniz mektupları açıp kurallara uygunluğunu konrtol edeceğiz sonrada gönderdiğiniz ikinci zarfa koyup ana paketimize ekleyeceğiz.


Mektupların gönderileceği adres e-mail yoluyla katılımcılara bildirilecektir. Blogda adres paylaşımı  yapmayacağız.

Kafanıza takılan, sormak istediğiniz, eklemek istediğiniz herhangi başka bir şey varsa lütfen bizimle paylaşın.




20/09/2009

Bayramınız Kutlu Olsun

Image and video hosting by TinyPic



Bu benim bir blogger olarak ilk bayramım bir önemi var mı? Yok :) Olsun ben yine de belirtmek istedim. İnanan, inanmayan, oruç tutan,tutamayan herkesin bayramını kutluyorum ve uzun zaman önce nette gördüğüm bu yazıyı paylaşmak istiyorum. Güzel bir gün geçirmeniz dileğiyle.

Çok eskidendi belki el öpmeler, kenarı dantelli mendiller içinde şekerler,

avuca zor sığan kocaman 2,5 liralık bayram harçlıkları...

Postacının getirdiği, uzaktaki dostların bayramı kutlayan bayram kartları...

Aniden yok oldular, yittiler eskilerde bir yerlerde...

Yıllarca sadece seyahate gidenler tesadüfen karşılaştılarsa kutladılar birbirlerinin bayramlarını.

Artık bayramlar sadece birer "fırsat" oldu, yorgun bedenlerin dinlenmesi için...

Ve bir gün sanal âlemle tanıştık ve yeniden hatırladık bayramlaşmanın keyfini...

Kenarı dantelli mendiller, parlak kâğıda sarılı şekerler, madeni 2,5 liralık bayram harçlıkları yoktu belki

ama bir küçük haber vardı dostlardan; uzun süredir karşılaşmadığın, hala aynı adreste olup olmadığını bilmediğin...

Sanal da olsa hatırlandığını, unutulmadığını öğrendiğin...

...ve eski, tek yaprak bayram kartlarında yazıldığı gibi:

İYİ BAYRAMLAR

11/09/2009

Teledünya KBS World Aja Aja

Bir mutlu haberi siz değerli blogdaşlarımla paylaşmak istiyorum. :) İki gün önce eve teledünya kablolu tv paketi alındı. Kanallar içinde KBS world de var. Üstelik İngilizce alt yazılı. Türkçe alt yazılı olsaydı keşke ailece izlerdik. Benim için tek problem kutunun salonda olması ama ben yine de mesudum. Saatlerini öğrenince Take Care Young Lady i izleyeceğim TV de :)) Reklamını gördümde az önce.

04/09/2009

Gong Yoo'ya Mektup Fan Club Projesi Güncelleme 2

Photobucket


Merhaba Miss. Nefertiti arkadaşım bugün müthiş bir fikrini paylaştı bizimle.  Gong Yoo'yu ne kadar çok seviyoruz malum dedik ki bu sevgi içimizde kalmasın. Herkes bilsin ÖZELLİKE GONG YOO :) Bu sebeple bir fan club projesi yapmaya karar verdik.  Eğer yeterli istek, talep olursa uygulamaya geçeceğiz ama her halükarda mektup göndermeyi istiyoruz. Ben işi bir ileri boyuta taşıyıp scrapbook yapalım diyorum nasıl olur bilmem. O yüzden buraya yazıyorum ki fikirlerimizi paylaşalım hep beraber.  Lütfen ne düşündüğünüzü söyleyin :)




MssNefertiti: ....Dünyada özellikle Asya ülkelerinde yüzlerce fan clubu mevcut. Çin, Japonya, Taylan vb. Özellikle Taylan Fan Club inanılmaz organize çalışıyor. Kendileri Gong Yoo’nun şirketi ile temas halindeler. Sitelerine ücret karşılığı üye olanları gayette memnun ediyorlar. Gong Yoo takvimleri, t-shirtleri, posterleri, imzalı resimler üyelere ulaştırılıyor. Ayrıca eğer imza günü düzenlenirse organizasyon onlara salondan güzelde bir yer ayırıyor. Bu gibi çeşitli hizmetler veren bir çok fan club var ama Türkiye mde neden yok?

Evet bu soruyu çok içten soruyorum. İşin ticari boyutunda değilim. Hediye falan hikaye. Bu kadar çok sevdiğimiz bu aktörün güzel bir de paylaşım yeri olmalı düşünüyorum. Güzel bir sayfası olmalı, site bannerı da One Fine dizisinde çekilen kumsal fotolarından olmalı mutlaka :) Böylece paylaşım alanına gelen kişi daha ne olduğunu anlamadan klavyeye salyalarını akıtmalı :)

Fan Clublardan bahsetmişken düzenledikleri kapsamlı bir organizasyon daha var. Gong Yoo Letter Week. Gong Yoo’ya mektup gönderme organizasyonları düzenleniyor. Yazılan mektup ve düşünceler de Fan Club aracılığı ile Gong Yoo’ya ulaştırılıyor. Bende üye olduğum birkaç Gong Yoo paylaşım portalında gördüm böyle bir organizasyonu. Bu düşüncemi Lafea ile de paylaştım ve kendisi de bu konuda bir şeyler yapaileceğimiz kanısında. Yani sizin anlayacağınız ben Gong Yoo’ya mektup yazmak gibi deli bir düşünceye sahip frenleri patlak bir arabayım ve fikirlerimi paylaştığım Lafea’da beni arkamdan ittiriyor şu anda. Bana bu düşüncemi blogunda paylaşmamı ve arkadaşların tepkilerini ölçmemizi teklif etti. Gaza gelen ben bu uzun yazıdan sonra aklınızın yeterince karıştığını varsayarak bu düşüncemi sizlerle paylaşıyorum.

Lütfen düşüncelerini bizimle paylaşın. Azimle eminim böyle bir şeyi başarabiliriz. Ona, Yoo muza Türkiye’ de de hayranları olduğunu duyuralım...

Evet arkadaşlar fikirlerimiz yavaş yavaş netleşmeye başlıyor. Her zamanki gibi her türlü görüş ve öneriyi değerlendirmekten mutluluk duyacağımızı söylemek isterim. Bizimle ne düşündüğünüzü hatta ne istediğiniz paylaşın ki, ortaya çıkan sonuçtan hepimiz memnun kalalım.

1- Mektup Taslağı Belirlenecek: Mektupların el yazısıyla mı yoksa bilgisayar çıktısıyla mı gönderileceği ya da kart göndermek isteyenler mi daha çok oylamaya açılıp katılmak isteyenlerin fikirleri alınacak. Oy çokluğuna göre hareket edilecek. Bu çok önemli el yazısı mı yoksa word dosyasında hazırlanan bilgisayar çıktısı mı?


2- Mektupların Toplanması ve Sınırları: Mektupların bir araya toplanması işi halledilecek. Mektuplar el yazısı ile yazılacaksa eğer fanlar hazırladıkları mektup örneklerini mail yoluyla loveyoo.turkishfanclub@gmail.com a gönderecek, onlarda gerekli çeviriyi arkadaşa maille geri gönderecek. Kendi el yazımla olsun diyen arkadaşlar kendilerine gönderilen İngilizce taslağı -rahatsız edici- olmaması şartı ile diledikleri mektup sayfasına 1 sayfadan ibaret olmak şartıyla kendisi yazacak. Yazılan mektuplar da yine bizim belirlediğimiz adreste toplanacak. Yine ben mektup yazamam diyen arkadaşlar eğer kart göndermek istiyorsa çeviri aşaması aynen tekrarlanacak el yazısı ile yazılan kartlar -okuyan kişiyi rahatsız edici- olmamak şartıyla yine mektup toplanma yerine gönderilecek.


3- Mektup Toplanma Yeri: . Yazılacak olan mektuplar Miss Nefertiti ve Lafea adlı arkadaşlarımızda toplanacaktır. Bundan sonra Miss Nefertiti ve Lafea Proje Başkanları olarak anılacaktır. :D :D  Hehehehe yazarken bile hoşuma gitti. Ehem neyse konuyu toparlarsam mektupları belli bir adreste de toplayabiliriz. Ya da tüm mektuplar yazılıp tüm aşamalar planlandıktan sonra katılmak isteyenler arkadaşlarla -İstanbul'da ikamet edenler tabii-  bir buluşma organizasyonu düzenlenip mektuplar bu şekilde de bir araya getirilebilir. İstanbul dışındaki üyelerde mektuplarını posta yolu ile belirleyeceğimiz adrese gönderebilirler.

4- Mektup ve Katılımcı Süresi: Süre olarak 13 Ekim 30 Eylül son katılım tarihi olarak belirlendi. Eğer son anda ben duymadım, etmedim, katılmak isterim diyen olursa. En geç 15 Ekimde 10 Ekim de mektubunu göndermeli. Bu işlerin düzenlenmesi, bir araya gelip konuşmak, planlamak...vb. uzun sürecek zaman alacak işler. Katılımcı sayısı en kısa zamanda belirlenmeli. Aynı anda yüzlerce mektupta göndermeyiz (Peh sanki o kadar katılan olacak sanki) Neyse katılan sayısını belirlemek için bir süre koyarız. Atıyorum son gün 30 Eylül diyelim. Bu süreye kadar katılacaklarını bildiren arkadaşlar bu projede yer alır. O tarihten sonrada katılımları kapatırız. Çünkü her isteyen istediği tarihte katılırsa işin toparlanması bitmez. Katılımcı sayısı belirlenir, çeviriler yapılır mektup-buluşma yoluyla bir araya getirilir, gerekli düzenlemeler yapılır. Bunları yazarken bile Kasım ayına ancak yetiştiririz gibi görünüyor.

5- Bir Fotoğraf mı yoksa Cd mi? : Hepimizin bir arada olduğu kollarımızı başımızın üstünde bir araya getirerek kalp yaptığımız adeta Seni Seviyoruz dediğimiz bir foto düşündük ya da Yine buluşmada çektiğimiz fotoğrafları ve CD de fotoğrafının yer almasını isteyen İstanbul dışındaki katılımcıların gönderdikleri fotoğraflarla şöyle güzel Türkiyemin çeşitli karelerinin yer aldığı güzel bir slayt-video hazırlamak çok cazip geldi. Ya da sevginizi belirten bir fan video. Ya da eğer varsa kameranızla çektiğiniz Gong Yoo'ya iletmek istediğiniz  mesajınızın yer aldığı kendi görüntünüz olabilir. Aynı şekilde e mail yoluyla gönderirseniz alt yazıyı biz hallederiz. Videoların boyutu 100 MB geçmemeli.

Henüz bir taslak belirlememiş olsak da kullanacağımız sözcüklerin özenli ve nitelikli olmasına dikkat edelim. Hepimiz çok seviyoruz malum, kendimiz kaptırıp iki de  bir 'aşkım, canım, cicim, Seni  çok seviyorum' gibi kelimeleri tekrarlamayalım. Hiç yazmayalım demiyorum ama metnin akıcılığı ve kalitesi bakımından abartıya kaçmayalım derim ben.

Bu maddeler kesin değildir arkadaşlar. Sizlerden gelecek görüş, öneri, istek doğrultusunda son halini alacaktır.

Hala sorusu olanlar için kısaca özetleyelim :)
Gönderecekler belirlendikten sonra katılım kapatılacak. Kişiler göndermek istediklerini önce bize mail yoluyla iletecekler, biz  kontrol edeceğiz  ve çeviri yapacak arkadaşlara göndereceğiz. Çeviri yapıldıktan sonra mektup taslağını yine aynı kişiye kendi el yazısı ile yazması için geri göndereceğiz. EĞER EL YAZISI İLE YAZMAK İSTİYORSA  O kişide mektubunu yazıp İstanbul dışında ise aps  ile istanbula gönderecek işte bu kadar ;)


01/09/2009

Rain ve Goo Hye Sun Beraber ...

Image Hosted by ImageShack.us



Hayır sevgili falan değilller :) Sadece reklam filmi için bir araya gelmişler. Normalde böyle haberlere yer vermiyorum ama o kadar şekerler ki dayanamadım. Bütün reklam filmini boş ekranın önünde çekmişler. Rol yeteneklerini ve hayal güçlerini ortaya koymuşlar. Ortaya harika bir iş çıkmış.

27/08/2009

Sweet Lie – Yalandan Aşk

Image and video hosting by TinyPic



Konusu: TV yazarı Ji-ho (Jin-hie Park) on yıldan beri Min-woo (Ki-woo Lee)’yi gizli bir aşkla sevmektedir. Alkolün sular seller olduğu, şişenin dibine vurduğu bir gecenin ardından hayatının en berbat gününe ayılır ve izleyici reytinglerinin düşmesi sonucu işten sepetlendiğini öğrenir. Eve dönerken çantasını kapkaççı kapar, Ji-ho hırsızın peşine düşer. Derken aniden, sanki bütün bunlar yetmezmiş gibi, Ji-ho’ya bir de araba çarpar. Ancak bu talihsiz olaylar zinciri birdenbire mucizevi bir armağana dönüşür. Arabasıyla Ji-ho’ya çarpan adam onca yıldır aşık olduğu adamın, Min-woo’nun ta kendisidir. Böylece Ji-ho hafızasını kaybetmiş rolüne bürünür ve yalanlar silsilesi başlar…

Öncelikle belirmeliyim ki kopyala-yapıştır yapmaktan pek haz etmiyorum. Yine de filmin konusunu buraya aktarıyorum. Bütün sitelerde aynı tanıtım var ilk kim yazdıysa eline sağlık. İneternette aynı anda o kadar çok şey izleyip, o kadar çok şeyle ilgileniyorum ki filmi bir kaç günde bitirdim. Anlayın artık ne kadar beğendim :P Konusunda da anlaşıldığı üzere berbat bir gün geçiren esas kız, işteki problemler yetmezmiş gibi bir de üstüne çantasını çaldırır. Kapkaçcının peşinden koşarken bir araba çarpar. Tesadüf bu ya kendisine çarpan kişi yıllar önce aşık olduğu adam değil midir? Evet ta kendisidir :) Şaşkınlık ve sevinç arası çarpmanın da etkisiyle üzerinde şoku atlatmaya çalışarak şaşkın şaşkın ilk aşkının yüzüne bakar. Bu esnada 'adınız ne' 'kimsiniz'? gibi sorular karşısında hafızasını kaybetmiş rolü yapar. Neden? Ne alaka? Hiç bir fikrim yok. Yani elbette çocukla yakınlaşabilmek için ama saçma geldi bana neyse fazla kurcalamayayım. :)

Hastane-doktor faslında sonra gerçekten hafızasını kaybettiğine ama bunun geçici bir durum olduğuna kanaat getirirler. Kız hiç bir şey hatırlamadığı için Min Woo  alır  Ji Hu yu kendi evine götürür. Arkadaşının uyarılarını da (hırlımıdır-hırsız mıdır?) görmezden gelir. Geçmişte pek çok defa Min Woo'nun dikkatini çekmeye çalışan Ji Hu kötü tesadüfler sonucu bu amacını hiç gerçekleştiremez. Hafızamı kaybettim. Kimim? Neredeyim? Numarasına devam eden Ji Hu, adamın evine yerleşir. Zamanla birbirlerine alışırlar ve Min Woo kıza ilgi duymaya başlar. Bu esnada kızın çocukluk arkadaşı olan, aynı zamanda erkek kardeşi ve Ji Hu ile aynı evde yaşayan (adını hatırlamıyorum) bir diğer arkadaş Ji Hu ya yıllardan beri aşıkmış meğerse.

Image and video hosting by TinyPic



Ji Hu'nun hayatında bugüne kadar kimsenin olmamasının verdiği rahatlıkla, sessizce aşkının farkedilmesini beklemiş. Min Wo ve Ji Hu'nun yakınlaşması karşısında ilk kez sevdiğini kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya kalır sessiz kalamaz.  Kızın ve Min Woo'nun kafasını karıştırmak için, biz  aslında sevgiliydik der. Şöyle  mutluyduk, böyle aşıktık diye anlatır. Bunların hiçbirinin doğru olmadığını bildiği halde 'hafızasını kaybetttiği' için hiç bir şey diyemez. Min Woo defalarca tekrarlar. Hayatta tahammül edemediği tek bir şey vardır: YALAN ve Yalancılar. Ji Hu'nun arkadaşının da yalancı olduğunu düşünür ve Ji Hu'ya ondan uzak durmasını söyler. Asıl yalanı kimin söylediğinden habersizdir elbette.


Ji Hu en yakın kız arkadaşı ile konuşurken çocuğun adını unuttum X diyelim. X aslında sana çok uygun, seni çok seviyor aslında der arkadaşı. Ji Hu da kendince ezberlediği aşk tanımını yapar. 'Aşk aniden gelmeli,beklenmedik olmalı' vs. diye. Hiç yıllardır tanıdığı birine aşık olur mu insan diyerek, kendi saçma sapan kuramları yüzünden yalnız olduğunu anlamaz.

Film bir aşk üçgenin üzerinden devam edecek gibi görünsede sadece kıyısından geçiyor. Öyle tutkulu aşıklar, kavgalar falan yok. Beklentilerinizi minumumda tutarak, keyifli vakit geçirmek için izleyebileceğiniz bir film. Buradan izleyebilirsiniz.