17/12/2015

Yeni Yıl - Kış Filmleri Kitapları

Yeni Yıl yaklaşırken ve interneti kahve - kitap resimleri sarmışken sizlerle yeni yıl- kış filmleri ve kitaplarımı paylaşmak isterim. Özellikle yılın bu zamanında döndürüp döndürüp izlediğim filmler ve hiç okumazsam bile en az bir kaç sayfasını karıştırdığım kitaplar var. Bir de önereceklerim.

Öncelikle Noel ruhunu yansıtan bir film var. 1995 yapımı 'While You Are Sleeping'  Film yorumunu daha önce yapmıştım o yüzden tekrarlamıyorum. Son derece mutlu eden ( en azından beni) içinde aile ilişkileri, aşk ve umut olan sıcacık bir film.                                     

 

Image and video hosting by TinyPic

Vadim O Kadar Yeşildi ki, Şahane Hayat, Köşedeki Dükkan önereceğim klasik siyah-beyaz filmler arasında ve tabii ki Tiffanyde Kahvaltı yeni yılda ve kış aylarında içinizi ısıtması muhtemel filmlerden.


Kitap önerim ise geçen yıl Novella yayınlarından çıkan, kapak tasarımı ile konusu ile tam yeni yılda elinize almak isteyeceğiniz 'Kar Tanelerinin Bir Bildiği Var'

Konusu: Katherine O'Connor vaktinin çoğunu Blossom Sokağı'ndaki French Cafe'de başkaları için Yeni Yıl mektupları yazarak geçiren, bir taraftan da tamzamanlı iş arayan genç bir kadındır. Zamanla mektup yazma işi onun için yeni bir kariyere dönüşmeye başlamıştır.

Çocuk Psikoloğu Wynn Jeffries de tıpkı Katherine gibi, aynı kafede vakit geçirmekten keyif almaktadır. Genç kadın onunla tanışmamıştır bile ama kitabında Yeni Yıl geleneklerinin çocukları kandıran saçmalıklardan ibaret olduğunu savunduğu için Wynn'den hoşlanmamaktadır. İkisinin yolları, devamlı gittikleri bu mekânda kesişir. İlk başlarda, anlaşamadıkları konusunda anlaşırlar. Ancak onları yakınlaştıran asıl sebep birbirine zıt iki insan oluşlarıdır. Henüz fark edememiş olsalar da bunu anladıklarında aşk çoktan kapılarını çalmış olacaktır. Tabii eğer âşık olmaktan korkmayıp o kapıyı açmaya cesaret edebilirlerse…



 

Bir de yine geçen yıl okuduğum Nora Roberts'ın gelin serisinin ilk kitabı 'Beyaz Düşler'  Konusunu burada anlatıp, yorumladığım için tekrar yazmıyorum. Kısaca  Mac, Laruie, Parker ve Emma kendi düğün organizasyon şirketlerini kurmuş ve çocukluklarından beri arkadaş olan dört kadının hikayesini anlatıyor.



Konusundan anlaşılacağı gibi hafif, romantik ve bir çırpıda okunacak kapak resmi ile de baktıkça mutlu edecek bir kitap :) Kendini iyi hisset diye bir tür olmalı aslında. Kitaplarda filmlerde romans, dram, gerilim gibi. Etiketi gördüğünde hemen almalı. Ben bu listeyi uzun tutmak istemiştim aslında fakat taslaklarda fazla bekledi. Bir an evvel yazayınm diye şimdilik bu bir kaç öneriyi bırakıyorum size. Bir kaç gün sonra belki uzatırım listemi. Hala buradasınız değil mi?


05/11/2015

Hoşçakal CNBC-e Bir Devrin Sonu

Hayatımıza 2000 yılında Kanal E olarak giren Cnbc-e yıllardır açık ara en sevdiğim kanal olmuştur. Bir gün gelip de vedalaşacağımız hiç aklıma gelmezdi açıkçası. Ortamlarda yarı şaka yarı ciddi hep Allah Cnbc-e ye zeval vermesin derdim. Yerini TLC isimli bir kanala bırakacağı ve de sevilen dizilerin buradan devam edeceği söyleniyor ama yeni kanal bizim anılarımızı bilemez ki.

Benim için Cnbc-e Dawson's Creek demektir. Bu sayede interneti keşfedişim oradan edindiğim dostluklar demektir. Buffy The Vampire Slayer demektir, Rosewell, Smalwille, Gossip Girl, One Tree Hill, Gilmore Girls  demekti. Orjinal dilinde izleyebildiğimiz güzel filmler demekti. Ahhhh içimde bir hüzün sanki sevdiğim bir arkadaştan ayrılıyorum. Her ne kadar artık dizileri ve filmleri internette takip ediyor olsakta bir nesli yabancı dizi ve film kültürü ile tanıştıran yegane kanaldır Cnbc-e. 2000'lerin başında sosyal medya, bu kadar yaygın internet bağlantısı yoktu. Tekrar günleri ve saatleri dahil yayın akışını ezberler TV'nin başına geçerdik.

Hayatımda ilk ve son kez bir kanalın dergisine abone olmuştum ve keyifle okurdum. Cnbc-e benim için gerçekten bir birey, bir arkadaş, yokluk zamanlarında biricik eğlenme aracıydı. Bakalım yeni kanal bize neler gösterecek. Belki Cnbc-e den çok daha iyi ve popüler dizileri yayınlayacak ama eski dostumuz Cnbc-e kalbimizin bir köşesinde, ilk gençlik- çocukluk anılarımızla belleğimizin bir kıvrımında kalıp hep hatırlanacak. Gerçekten bizi bu kanalla tanıştıran vizyon sahibi yöneticilere, kanal sahiplerine ve dünden bugüne Cnbc-e de çalışan herkese gönülden teşekkür ediyorum. Çok güzel zamanlar geçirdik beraber.

13/04/2015

Kocan Kadar Konuş



Herkese merhaba dönüşümü beni çok eğlendiren bir kitap tanıtımı ile yapayım dedim. Şebnem Burcuoğlu geçen senenin en çok satan kitaplarından birine imza attı. Belli bir yaşı geçen her kadının çevresinde duyabileceği sorulara ve karşılacağı baskıları eğlenceli bir dille anlatıyor. Evlenmeyi başarılması gereken bir görev olarak gören, bu uğurda her yolu mubah gören kadınların var olduğunu biliyoruz. Bazılarına göre gerçekten kocan varsa varsın. Efsun bu grubun ve bu tarz düşüncelerin çok uzağında 30'una henüz merdiven dayamış entelektüel, dış görünüşüne çok takılmayan zeki bir kız.Son yaşadığı hayal kırıklığı sonrası belki de bu kadar insanın bir bildiği vardır diyerek, kendini baştan yaratarak evlenme yoluna girmeye karar veriyor. Ancak alışmadık bünyede tepkimeye yol açan bu haller Efsuna fazla geliyor ve komik hallere düşüyor :) Tüm bu arayış esnasında tesadüfler sonucu lise aşkı Sinanla karşılaşıyor ve kendi olmakla, olmaya çalıştığı kişi arasında kalıyor.

Çok satmasından dolayı kitabın edebi değeri, dili falan tartışılabilir ama bence gerek yok. Ben okurken çok eğlendim. Yaklaşık 2 saatte bitebilecek kolay okunan, hafif bir kitap. Türkçe çiklit örneği kabul edebiliriz sanırım. Hatta öyle. Sophie Kinsella, Maria Keyes yapınca oluyor da, Türk kızı yapınca olmuyor mu? Olmuş efendim hem de çok komik olmuş. Filmini de oldukça övüyorlar ama henüz izleme fırsatım olmadı. Benim bu aralar gülmeye ihtiyacım vardı ve bu kitap da bana istediğimi verdi. İkinci bölümü de çıkmış. Efsun ve Sinan'ın hikayesinin nasıl devam edeceğini merak ediyorum. Onu da okuyacağım en kısa sürede. Özetle okuyunuz, gülünüz tavsiyemdir :)

24/02/2015

Ben Bir Süre Daha Yokum

Herkese merhaba. Uzun zaman oldu görüşmeyeli. Herşey yolundayken biraz yorgunluk, biraz tembellikten yazmayı erteledim. İzlediğim, okuduğum çok fazla bir şey de yoktu. Yeni bir işe girdim ve genel kanının aksine çok yoğun bir çalışma temposuna sahibim. Ama uzak kalmamın sebebi ne yazık ki bu değil. Geçen hafta babamın beynine pıhtı attı. Ömrümüzden, ömür gitti ama çok şükür ki hayati tehlikeyi atlattı. Ancak sağ tarafına inme indi ve tek başına hareket edemiyor. Konuşma bozukluğu var. Çok korktuk ama pozitif düşünüyoruz. Olumlu gelişmelere, umutlu konuşmalara tanık oluyoruz. Bir süre sonra yürümeye, konuşmasını düzeltmeye başlayacak. Kendi kendine yetebilen bir adam olduğundan bulunduğu durum sinirlerini bozuyor. Oldukça huzursuz. Allahın izni ile hepsinin geçeceğini düşünüyorum. Bu sadece bir süreç. Yine de dualarınızı, iyi dilekleriniz esirgemeyin. Babam biraz toparlanana, ben biraz daha pozitif bir ruh haline bürünene kadar bir süre daha yokum. Beni özlediyseniz, özlemeye devam edin :) Dönüşüm muhteşem olacak diye iddialı bir cümle kurmayacağım. Ama 6 yılın sonunda seyrekte olsa yazıyorum ve buralardayım. Allah başka keder, sıkıntı vermezse bir süre daha bloglamaya devam etmek istiyorum. Beni takip eden, okuyan, bekleyen herkese yürekten kocaman  teşekkür ediyorum.