bir ırmak kıyısında doğdum ben
bu yüzden
bir ırmak romandır bu özgeçmişsel
hem el yazması
elle tutulan
elde var ikinci cilt
sapını gülle donattığım kalem
başkaldırıyor
kurşun olarak dağlardan geliyor ırmak.
Ferhan Şensoy'un seri olarak yayınlamayı plandığı biyografisinin ilk kitabı 'Kalemimin Sapını Gülle Donattım'ı okumuş ve çok beğenmiştim. Çok güldüğümü, çok eğlendiğimi ve bugünün önemli isimlerinin de gençlik yıllarına az da olsa ışık tutması açısından, merakla okuduğumu hatırlıyorum. Kitabın sonunda Ferhan Şensoy usta bu otobiyografik romanın devam edeceğini söylemişti. Ancak bu kadar uzun süreceğini kimse tahmin etmedi.
11 yıl sonra gelen devam kitabı Başkaldıran Kurşun Kalem yine çok keyifli. Bu kadar uzun zaman beklemeye değdi mi? Tartışılır. Ferhan Şensoy'un satırlarında gezinirken, bir dönemede şahit oluyorsunuz. Bahsettiği ve ne yazık ki artık var olmayan mekanları görme istediği uyandırıyor bu satırlar.
Benim kişisel olarak dikkatimi çeken, her iki kitapda da eski eşi Derya Baykaldan bahsetmiyor. Belki o yıllarda Derya Hanım henüz hayatına girmemiştir. (öyle tahmin ediyorum) Okurken; Ferhan Şensyon ustanın tiyatroya olan sevdasını tekrar, tekrar anlıyor, bu tutkuyu iliklerinize kadar hissediyorsunuz.
Ferhan Bey'in anneannesi Rukiye Hanım başlı başına bir karakter. O kadar sevimli ki; herkesin biraz kendi anneannesi-babaannesinden bir şeyler bulabileceği, klasik anadolu kadını :) Ferhan Şensoy'un 70'li yıllarda yaşadıkları, anlattıkları ve olanlar sanki bugün yaşadıklarımız bir versiyonu. Ya da 'ön habercisi' gibi. Taksim Meydanında çıkan olaylarda ölen, politikayla uzaktan- yakından alakası olmayan arkadaşı Ercüment benzerlerinden sadece bir tanesi değil mi? Ercüment sevdiği kızın ısrarıyla oraya giden ve o kızı etkilemek isteyen, belki karşılığında romantik dakikalar bekleyen heyecanlı bir gençtir sadece. En büyük hatası, yanlış zamanda, yanlış yerde bulunmaktı. Aşık olmak gibi büyük bir suç işlemişti.
"şu an taksim'de korkunç bir patlama oldu. saat dokuzu çeyrek geçiyor. radyoda oyun havaları var. demek ki devletin bütünlüğü yerinde. korkunç bir patlamaydı. ruhun çınlasın ercüment, tam senin öldüğün yerden geldi ses. acaba maocular mı, leninciler mi? yarın hürriyet'te okuruz.
Bu satırlara bakıpta, bütün bir kitabın bu şekilde ilerlediğini sanmayın. Burası çok küçük bir bölümü. Hiç karamsar değil. Otbiyografik-roman mı denir bu türe emin değilim. Ama usta bu otobiyografik anlatımı 5 kitaplık bir seri olarak planladığını söylemiş bir yerlerde. Umarım diğer kitapları okumak için bir 10 yıl daha beklemeyiz. Öyle olursa buna ne kendisinin ne de bizim ömrümüz vefa eder :) Belki bir sonraki kitabı yazarken, kavuğu kime devredeceğini de bulur büyük usta ve böylece ardı arkası kesilmeyen sorulara da bir nokta koyar. Başkaldıran Kurşun Kalemi severek okuduğumu belirtip, diğer kitapları da merakla beklediğimi söylerek, yazımı burada bitiriyorum :)