23/10/2012

Zettai Kareshi - Hayalimizdeki Sevgili

Image and video hosting by TinyPic


 

Izawa Riiko, ideal erkek arkadaşını arayan sevimli bir kadındır. Birgün barda bir adamla tanışır, adam ona; “Hayatını değiştirecek bir erkek arkadaşla tanışmak ister misin?” diye sorar. Kafası karışan Riiko, adamla beraber istenilen yere gider. Orada kendisine ideal erkek arkadaşın kişiliğiyle ilgili birkaç soru sorulur, görünüşüne karar vermesi istenilir. Ne olduğunu anlamayan Riiko aceleyle sorulara cevap verir ve gider. Bir kaç gün sonra evine bir paket gelir. Paketi açan Riiko, içinde çıplak bir erkeğin uyuduğunu görür, yanındaysa bir kullanım talimatı vardır. Onu şirketten anlayıp durumu anlatırlar, gördüğü erkek, aslında Riiko’nun ideal erkek arkadaşı olması için programlanmış bir robottur!



Öncelikle Hayami Makomochi için bile izlenir bir dizi olduğunu söylemek isterim. Konusu kabaca yukarıda yazıldığı gibi. Riiko önce bu robotu evinde istemez. Daha sonra ev işlerinde bile mükemmel olduğunu görünce, kalmasına izin verir. Başlarda evdeki diğer elektronik eşyalardan bir farklı olmayan Night zamanla Riiko'ya karşı program dışı, insani duygular geliştirmeye başlar. Riiko Nightın hayatının anlamı, bütün hareketlerinin sebebi. Bütün eylemlerinin öznesidir.

Bir yere kadar çok romantik, çok sevimli ilerliyor dizi. Öyle bir adam düşünün ki hayatının tek amacı sizi mutlu etmek, sevmek olsun. Bir kadın böyle birinden etkilenmezse zaten taş olur. :)

Riiko hiç beklemediği bir andan kendisini patronu ve Knigt arasında bir aşk üçgeninde bulur. Partondan hoşlanmaktadır ama Knigt'ın koşulsuz sevgisi (ve taş gibi fiziği tabii :P ) karşısında o da kayıtsız kalamaz ve Knightı seçer.


Bir de elimiz de böyle bir şey var :) Kadın şansız demişlerdi sanki değil mi? Nasılllllllll yalannnnnnnnnn :)


Knightın saf aşkı falan güzel ama ben istemezdim sevgilimin bütün dünyasını benim üzerime kurmasını. Çok sıkıcı. Gerçek olsa da bana çok cazip gelmedi. Tabii her zaman olduğu gibi kalbim ikinci adam için ayrıca çarptı. Tamam Knight mükemmel ötesi ama robot neticede :) Müdür/Patron ve Riiko arasında da güzel bir ilişki var aslında. Riiko'nun yaptığı Krem puflar Soushi'yi çok eskilere, mutlu olduğu zamanlara götürür. Riikoyu bu alanda kendini geliştirmesi için destekler. Tabii kendisi ikinci adam olduğu için ne yapsa boş :) Yazık, günahh :) Sonu beklediğimiz gibi bitiyor neticede. Yani benim beklediğim gibi bitti. Sadece başrol erkek oyuncuların şirinliği için bile izlenir.

BU DİZİDEN NELER ÖĞRENDİK KISACA ÖZETLEYELİM



 

Mükemmel sevgili yoktur.


 

Olsa da robottur.


 

Mutlu aşk yoktur.


 

Yaşadığın ilüzyondur.


 

Riiko bir salaktır. Elinde-evinde Knight gibi bir adam varken, nasıl kullanacağını bilememiştir. Anlıyorsunuz değil mi? ;)


02/10/2012

Düşler Krallığı - Judith McNaught


Bir İskoç dükünün kızı olan Jennifer Merrick, Kurt lakabıyla anılan İngiliz Claymore Dükü Royce Westermoreland tarafından manastırdaki okulundan kaçırılır.

Dük, düşmanlarının yüreğine dehşet salan, adını duyan herkesin dudağını uçuklatan bir savaşçıdır, ama Jennifer de onun ününü umursamayacak kadar inatçı ve yürekli bir kızdır.

Ailesine saldırmak üzere olan savaşçı kendisini tutsak aldığında, ondan kurtulmak için akıl almaz bir zeka kıvraklığı ve özgüvenle, küstah, alaycı ve yakışıklı düşmanını şaşkına çevirir.

Ancak onun güçlü kollarında aşkı bulduğu andan itibaren Jennifer için hayat; gururun, ailesine karşı hissettiği vefa ve koruma duygularının, karşı koyamadığı bir aşkla çatıştığı tehlikeli bir tuzağa dönüşecektir

 

Türü sevenlerin çok aşina olduğu benim de Miss. Nefertiti sayesinde tanıdığım bir yazar Judith Mac Naught. Okuduğum ilk ve tek kitabı 'Düşler Krallığı' yazarın en ünlü kitabı olsa gerek. Neden derseniz internette biraz araştırma yaptım.  Ortalık yıkılıyor Royce diye. Aşk romanları hakkında geçmişte kesin-keskin ve pek 'entelektüel' fikirlerim vardı. Tabii okuyanlar hakkında da benzer düşüncelerim mevcuttu. Arkadaşım yana yakıla, kelimenin tam anlamıyla şiddetle tavsiye edip, bir de e book bulunca, okumak şart oldu.

Bir  ön yargıyı parçalamak, atomu parçalamaktan daha zor olsa da, ben bıraktım düşüncelerimi kenara okudum. Kitaptaki benzetmeleri zaman, zaman çok komik buldum. Hatta açtım telefonu sordum. Bu ne demek istiyor diye. Bana çok etkileyici gelmedi. Fakat düşündüğüm kadar kötü de değildi. Hoş zaman geçirmek, yeni bir kitaba başlamadan önce okumaya ara verdiyseniz, zihninizin pasını silmek için ideal.

Royce benim hayal edebileceğim bir erkek modeli değil. Tabii ben de bir Jennifer değilim o ayrı bir konu. Önerip, önermeme konusuna girmiyorum. Okunur mu? Okunur. Yine de 20 TL falan etmez. İkinci el bulun alın. KORSAN ALMAYIN!