NOT: Daha yüksek kalite de resim bulan varsa benle paylaşır mu lütfen?
29/09/2011
Gong Yoo Moda Öncüsü-Stil İkonu
NOT: Daha yüksek kalite de resim bulan varsa benle paylaşır mu lütfen?
27/09/2011
26.09.2009 Bir Çitlembikle Tanışma Öyküsü
İzlediğim çok şey var ama hiç yazmak gelmiyor içimden. Bugünün anlam ve önemine binaen iki çiziktireyim dedim.
Normalde arkadaşlarınızla tanıştığınız günleri hatırlar mısınız? Hatırlanmaması normal fiziksel hayatta (reel demiyorum) her hangi bir günde, okulda, işte, belki yolda tanıdığınız birilerinin arkadaşınız olacağını tahmin edemeyebilirsiniz. Şu yazıya yaptığı yorumla ağıma düşen :) Miss. Nefertiti kaderin ağlarını ördüğünden haberdar mıydı acaba? Aslında önce gelen, geçen herhangi bir yorumcu diye düşündüm. Uzun yazdı ama bir daha gelmez sandım. Hepsinden öte o kadar güzel şeyler söylemişti ki; mahçup oldum ne diyeceğimi bilemedim. 3 paragraf yoruma iki satır yanıt yazdım. Ama ne yapayım alışık değildim ben hem daha yeni blogger sayılırdım...
Neyse biz yorumlaştıkça farkettik ki çok fazla ortak beğenimiz var bugün ve geçmişte. Sonra baktık ki beğeniden öte çok fazla ortak yönümüz var. Mailleşmeye başladık ama ilk mailim bir ilkokul çocuğu edasında 'Benim adım La Fea, seninki ne?' Tabii burada gerçek adımı yazdım :) Bunların hepsi yaklaşık 1 ay içinde oldu. Hatta bizi beraber Gong YOO'ya mektup yazma projesi bile yaptık yüz yüze gelmeden güvendik birbirmize... Ben tanışmalıyız dedim çekinerek.... Nefim mutlaka tanışmalıyız diyerek içimi ferahlattı.
Biz 2009'un 26 Eylülünde Cevahir AVM de buluştuk... Tanrım bu kocaman cümleleri o kız mı yazıyor? Samimiyeti ilerletmek gibi bir durum olmadı sanırım bizde. Tanıştık ve aynı gün samimi olduk. Bir çok kişiye normal gelebilir bu söylediklerim ama benim kadar keskin çizgileriniz ve kalıplarınız varsa bunları aşması kolay olmuyor.
Seçilmiş bir yalnızlıktı benimki okul yıllarından beri, vardı bir kaç arkadaşım ama kimisi şehir dışında okulda, kimisi yoğun iş temposunda biraz benden, biraz onlardan ayrı düştük... Öyle bir döneme denk geldi Miss. Nefertiti ile arkadaşlığım, doğru zaman, doğru kişi muhabbeti vardır ya aynen öyle :) Bu iki kız benim buzlarımı çözdü. 10'lu 20'li yaşlarımın başında tanısaydınız beni eminim pek sevmezdiniz :)
Yani hayatımda kimse ama kimse için bu kişiyi kim sevmez diye düşünmedim. Sevmeyen olabilir herkesi. Fakat aynı şeyi Nefi için diyemeyeceğim. Tanıyıp da sevmeyen birine rastlamadım ben daha. Öyle birinin varlığını hayal bile edemiyorum. Bilmiyorum ben belki sevmekten öte zaman, zaman alıp kalbime sokmak istiyorum. Belki de o yüzden böyle düşünüyorumdur. O kadar tatlı bir kız ki sadece kişilik olarak değil, fiziksel olarak da bir çocuk enerjisi ve şirinliğinde olduğundan ne kızabilirsiniz ne küsebilir. Ben herkese uyuz olabilirim zaman, zaman bu benle alakalı. Ancak Nefertiti'ye bir kez bile sinir olmadım. Hem de sonsuz bilmişliğine rağmen :D Bu şirinliği sonuna kadar kullanmaktan hiçç çekinmiyor kendisi. Ben daha konuşmadan ne söyleyeceğimi anlayan, kalplerimizden geçenlerin, aklımıza takılanların bile neredeyse aynı olduğu Gong YOO'yu paylaşmaktan hiç gocunmadığım yegane insan :)
Bugün blog vasıtasıyla çok değerli insanlarla tanıştım. İnternet insanı asosyalleştirir derler kısmen doğru ama garip olan ben İnternet sayesinde sosyalleştim. Yarın Uzakdoğu sevdası bitebilir, Gong YOO evlenip, hayatımızdan sonsuza kadar çıkabilir. :P Aynen 10 yıl önce bir forum vasıtasıyla tanıştığım şimdi farklı şeylerden hoşlansak da dostluğumuzun baki kaldığı arkadaşım Nagihan gibi, Miss. Nefertiti, Tarih84 ve tanıdığım diğer blogdaşlar, uzun yıllar arkadaş kalmayı diilediğim isimler. İyiki blog varmış ve ben iyi ki bu bıcırık kızla tanışmışım. Google aramasıyla hayatıma giren ama kolay, kolay çıkmayacak biricik çitlembiğim.
En zor anlarında bile o kadar pozitif, o kadar hayat dolu, o kadar güçlü ki... Ben ona yeni bir isim verdim artık: 'Küçük Dev Kadın' :) Canımın Seul köşesi :) Dilerim, bütün sıkıntıların geride kalsın artık, bundan sonra herşey çok güzel olsun senin için.
Bu da ikimize gelsin :)
22/09/2011
Gong YOO ayaklarıma kapandı :P
Bir kaç ay önce ilginç bir blog keşfettim. Sevgili Özlem'in bana bıraktığı yorumdan bloguna bakayım dedim. Dünyayı gezen bir seyahat bloggerı Özlem Pansiyon. Günün birinde Kore dizilerini keşfetmiş :) ve gidilecek, görülecek yerler listesine Koreyi de eklemiş. Maceralarını blogunda okuyabilirsiniz. Ayrıca İngilizce biliyorsanız Korean Herald ile yapılmış bir röportajına buradan ulaşabilirsiniz. İşte Özlem Kore dönüşü bir güzellik yapayım dedi ve bloguna eklediği bir kaç mekân fotoğrafının hangi dizilerde geçtiğini doğru bilene, Gong YOO çorabı hediye edeceğini söyledi. Ben ne yaptım? Direk atladım, bilemediğim bir taneyi arkadaşlara sordum. Veeee benim oldu çoraplar :) Alnımın akıyla kazandım valla :) Yanında bonus olarak Sukie'nin modelliğini yaptığı bir yüz maskesi göndermiş. Açmaya kıyamadım henüz. Buradan bir kez daha teşekkür ediyorum Özlem'e. Gong YOO'yu ayaklar altına almayacağım ama ayaklarıma kapanıp aşkını itiraf etmiş varsayacağım ha ha ha :)
Kore'nin kültürü diye bik bikleyenlere de Özlemin gezisi kapak olsun :) Demek ki bir ülke dizilerden, filmlerden, AKTÖRLERDEN, şarkıcılardan ötürü DİKKAT ÇEKEBİLİYORMUŞ :) Bunda da bir sakınca yokmuş :)
20/09/2011
The Greatest Love - Devlerin Aşkı
Bir zamanlar çok sevilen bir kız müzik grubu lideri fakat şimdi sönmüş bir yıldız olan Goo Ae Jung sevimli, uyumlu sakin biridir. Kaybettiği şöhreti yeniden kazanmak en azından biraz olsun adından söz ettirmek için çeşitli show programlarına katılıyor. Kariyerinin, ünün doruğunda bir yıldız Dokko Jin.. Kibirli, kasıntı ve bugüne kadar kendine başka hiç kimseyi sevmemiş. Kang Seri, aynı kız grubunun maknesi şimdinin sevilen tv sunucusu. Dokko Jin ile bir reklam aşkı yaşıyorlar. Yoon Pil Jo gösteri dünyası ile ilgisi olmayan, genç, yakışıklı bir doktor. Gözde bekârlardan. İşte bu dörtlünün yolları kesişiyor ve hikâyemiz böylece başlıyor.
Bu dizi blog camiasını sallayıp geçen yapımlardan. Herkes o kadar beğendi ki. Bana sorarsanız o kadar etkilenmedim ama sevimli bir diziydi. Artık Hong Sistersın tarzını anlamış buluyorum. Absürd komedi yazıyorlar ve bu konuda çok başarılılar. Şu ana kadar izlediğim dizilerinde eğlenmediğim olmadı diyebilirim. Gerçi ben karikatürize edilmiş karakterleri, abartılı jest ve mimiklerle desteklenen oyunculukları sevmiyorum ama işte bazı oyuncular bunu bile göze sokmadan izleyiciye aktarmayı başarıyor.
Hakkında uzun, uzun yazıp konuşmak istediğim bir dizi değil. O adamın o sıradan kıza, nasıl ve neden aşık olduğunu sormayacağım. Hayır Kore dizilerin olmazsa olmazı olağanüstü durumu kanıksadım artık :) Dok Go Jin'in aşkını sanki bilinç altı, psikolojik bir yanılma gibi sundular başta bu aşkı ama sonradan klasik, aşkı için herşeyi yapabilecek bir Kore dizisi kahramanına döndü adamımız :) Çok tatlı mıydı? TABİİKİİ :) Daha detaylı bir tanıtım yazısı okumak isteyenleri buraya alayım. Hala izlemediyseniz, izleyin yormayan sıkmayan bir romantik komedi işte. Son olarak:
I LOVE HONG SİSTERS
12/09/2011
Japon işi / Hayami Mokomichi
Efendim Japon oyuncular ve Japon dizileri hakkında ki görüşlerim malum. Kendileri ile bir kaç başarısız denememiz oldu. Şans vermedim değil, verdim ama her seferinde karikatürize edilmiş oyunculuklardan, sıradan da öte görünen adamlardan ve kadınlardan sıkıldım.
Şeytanın bacağını Rebound dizisi ile kırdık. Kapattım idrak yollarımı öyle izledim. Ahhh birden herşey değişti :) Diziyi izlememe bir sebep de bu beyefendidir. O kaşları saymassak gayet yakışıklı bir Japon ve de dahası var bu aktör gerçek hayatında yemek pişirebiliyor. Müthiş değil mi? İkisi bir arada :) Böyle kaymaklı ekmek kadayıfı gibi bir şey :P Peki kimdir bu adam? Necidir diye soran olursa kısa biyografisi.
Adı: Hayami Mokomichi
Takma Adı: Moco
Doğum Tarihi: 10 Ağustos 1984
Doğum Yeri: Tokyo-Japonya
Boyu: 1,86 (Vayy çok uzun)
Burcu: Aslan
Kan Grubu: B
Babası Japon, annesi Filipinli ve evet ben yine bir melezi beğendim :) Yemek pişirmekten, yürüyüş yapmaktan, balık tutmaktan ve basketbol oynamaktan hoşlanıyor. Bir ağabeyi, bir ablası ve küçük erkek kardeşi var. Yemek pişirmekle kalmayıp, iki de yemek kitabı çıkarmış. Jdorama sevenlerin aşina olduğu bir aktör kendisi. Ne diyeyim takipteyim bundan sonra :) Ahh bu arada Hayami ne zaman istersen bana yemek pişirebilirsin ;)
Ama bu sofra bu kadar güzel görünmek zorunda mı?
06/09/2011
So Ji Sub'a Dokunan Eller...
Duyduk ki agresif, hüzünlü, romantik Oppa So Ji Sub film çekiyormuş. Hiç araştırma zahmetine girmedim. Neden? Makinosev arkadaşımız nasıl olsa kamera içindeki film kaç mm dire varana kadar ayrıntısıyla bizi bilgilendirecektir. Ama şu resim dikkatimi çekti. Dedim şu kızın yerinde olmak isteyen kaç kişi var acaba? Sahi kaç kişi? Bir sayın görelim. :))
04/09/2011
Pasaklı Tanrıça
Tahmin edilemez, unutulmaz ve son derece sevimli bir roman kahramanı olarak Samantha Sweeting, Pasaklı Tanrıça kodlu ilk macerasında tüm romantizmi ve komedisiyle sizlerle buluşmaya hazır. Samantha, Londra'da çalışan bir üst düzey avukat. Günün her saati iş başında, ev hayatı yok, tek düşündüğü şirkete ortak olabilmek. Üzerindeki baskı ve adrenalin onu fena halde coşturuyor. Ta ki bir gün, …bir hata yapana kadar. Öyle büyük bir hata ki bu, kariyeri mahvolabilir. Tamamen aklını kaçırıp Londra'daki ofisinden çıkıyor, bir trene binip hiç bilmediği bir yere gidiyor. Yol sormak için büyük, güzel bir evin kapısını çalınca iş görüşmesine geldiği zannediliyor ve o evde hizmetli olarak çalışması teklif ediliyor. Tabii ki bu evli çift ev işlerini halletmesi için bir avukatı işe aldığından habersiz. Fakat düşünün ki Samantha fırının nasıl çalıştırılacağını bile bilmiyor. Felaketler birbirini kovalıyor. Samantha çamaşır makinesiyle, ütü masasıyla, deterjanlarla müthiş bir savaş verirken; büyük şeflere özel yemekler pişirmeye kalkışırken tam bir kaos yaşanıyor. İyi de acaba işverenleri evdeki hizmetlinin başarılı bir avukat olduğunu öğrenebilecek mi? Eski hayatı Samantha'nın yakasını bırakacak mı? Bırakmasa bile, Samantha geri dönmek isteyecek mi? Göreceğiz!"
Miss. Nefertiti sayesinde okuduğum bir kitap Pasaklı Tanrıça. 29 Yaşındaki genç bir kadının hayatın çılgın temposunda bir anda durgun, dingin başka bir hayata adım atması. Çıtır Edebiyatı deniyormuş bu türe. Filme çekilse gider izlerim hoşça vakit geçirmek için. Hatta keşke çekilse. Eğlenceli zaman, zaman güldüren. Başı sonu belli bir kitap işte. Kafa dağıtmak için birebir.
Samantha ev işinin 'e' sini bilmez. Elektrik süpürgesi görse uzay mekiği zannedecek bir genç kadın :) Ev işlerini öğrenmeye çalışırken sarf ettiği olağünüstü efor, beceremeyince hazır söylemesi 'çalışırken' para harcaması çok eğlenceli. Ayrıca sonradan görme ama iyi niyetli patronları ile olan sevimli halleri ve bahçıvan Nathainel ile arasında ki aşk okumayı keyifli kılan unsurlardan. Hele bir ahududu olayı var ki 'vayyyy canına' dedim ;) Online satın almak için tıklayın.
02/09/2011
Bloggerın Enleri
Metropol Günlüğü Lee, beni mimlemiş. 'Konu 'enler' N' İngilizce de 'en' diye okunduğunda 'N' yazmış mimi başlatan her kimse. Çok saçma buldum bunu söyleyeyim. Öncelikle bir Allahın kulunun bile blogumu 'en iyi tasarım' seçmemesine bozuldum. Ben ne kadar aradım bu temayı biliyor musunuz? :) Küstümmmmm oynamıyorum. Ayrıca Oppacı ne be? Ergen miyim ben? Oppacı değil YOOppacıyım ben ha ha ha :) Evet bu kadar cadılıktan sonra mimi yanıtlamaya başlayayım. Yine de okursunuz değil mi? :P
Bu arada önce şuraya bir bakın.
En İyi Tasarıma Sahip Blogger: Pudra Tozu, kolaj yapmaya başladığında beri daha keyifli oldu blogunu okuması.
En güncel blogger: Kişisel Depresyon Anları: yetişemiyorum film izleme hızına. Bu aralar sekteye uğrasa da Metropol Günlüğü ve Bunusevdim de sıkça güncellenen bloglar arasında.
En meraklı blogger: Hımm meraklı kelimesini de sevmedim ben :) Ama arkadaşlar araştırmacı ruhlu diyor :) O halde Makinosev So Ji Sub külliyatıyla bu sırada birinciliği almalı :)
En çok gezen blogger: Stil Direktörü :) Yaz gelmeye görsün leylek havada Stil Direktörü yollarda :) Seyhandan çalışma hayatına başlamadan önce o da İstanbulu tavaf ediyordu :)
En çok bilgilendiren blogger: Astrea'nın Atlası 'chuhaye ve saranghe' mevzuna açıklık getirdiği yazısı okunmaya değer :) Kimbapsuşi Kpop yazıları gerçekten faydalı. Bir de ondan önce keşfedeydim ben bu grupları :D
En Çok Eleştiren Blogger : Pudratozu, sebebi malum.
En Çok Kendini Anlatan Blogger : Çatı Katı: )
En Eğlendiren Blogger: Yolun Neresindeyim, herşeyden önce çok rahat, kompleksiz. Japonya'da yaşıyor. Diğer bloggerlarda rastladığım bir sinir harbi, bir ben daha iyi bilirim hali Sergülde yok. Kendi günlük hayatından, Japon eşinden, Japonya'daki tabelalara kadar geniş bir yelpazeden yazıyor. Çok sevdim ben.
En Akıcı Yazan Blogger: Bunusevdim, Astrea, Sermin
En Aşık Blogger: Benden başka değil mi? :) Tabii ki Pudra Tozu, Miss. Nefertiti, Chibi, Makinosev başka kim var bir de Astrea.
En Çok Güldüren Blogger: Hikaruivy, sevgili Hikaru geç keşfettiğim lakin çabuk kaybetmeyeceğim blogdaşlardan. En son Lie To Me özetini okudum hatta alıntıladım şahaneydi :) İkinci olarak, Seul'den İstanbula Türkiye'de yaşayan Koreli bir gencin kendini, yaşadıklarını esprili bir dille anlattığı bu bloga BAYILIYORUM :) Okurken, yanaklarım ağrıyor gülmekten.
N iyi yorumcu: Bu tabiiki sevgili Harang-Besradan başkası olamaz. Ben ne yazarsam okuyan, yorumlayan, beğenen. Herkesin yazdığı dizi-filmleri benim yorumumla okuduktan sonra izlemek istediğini söyleyen, benim ne farkım var bu kadar blog arasında saçmalıyorum dediğim anlarda, kendimi özel hissettiren yegane okuyucum :) Ayrıca Lee Min Ho'nun biricik aşkı. İkinci olarak elbette Pudra Tozu-Tarih84 dostum olmadan önce sadece okuyucum, online arkadaşım olan her daim beni takip eden, (biz yüz yüze tanışmadan çooook önce de takip ediyordu beni biliyorum :) ) objektif bir şekilde yorum bırakan, JWS'nin biricik aşkı :)
En çok özlenen: Rüzigâr blogunda yazı gören cennete gidecekmiş diyorlar ha ha ha :) Miss. Nefertiti şu anda mazereti olabilir ama bundan çok önce güncellemeyi bırakmıştı. Bir diğer özlenense Chibi aylardır tık yok blogunda.
En Sopalık: Bir ara kapatacağım bu blogu diye mız mızlanıp duran Mavi, tabii ve habersiz çekip giden sonra geri dönen Kendisi. İkisine de bir abla dayağı atmak şart :)
En Çok Taklit Edilen: Astreanın Atlası 'Hakkımda' bölümünde yazdıklarına kadar bire bir taklit ediliyor. İzlediği filmler neredeyse aynı sözcüklerle başka yerlerde yorumlanıyor.
En Rakipsiz: Darkangel, Japonya diyarlarından derlediği haberlerle, FanFicleriyle, Jpop ama daha çok Kattun ile ilgili postlarıyla ilgilenmeyenleri bile okumaya sevk ettiği için, Darkangelı tek geçiyorum. Kendisi zaten internet aleminde kendi çapında fenomendir :)
En Oppacı: Kimbapsuşi :) Kpop alemindeki bütün erkek gruplarını parsellemiş:) Elini sallasan Kimbap'ın beğendiği 'benimdir' diyerek sahiplendiği birine çarpıyor :)
En Faydalı: Metropol Günlüğü :) Sebebini kendi biliyor :)
En Yaratıcı: Ben hikâye okumuyorum malum her yerde söylüyorum ama şöyle bir göz attım. Lee, Astrea ve Makinosev en yaratıcı hikâye yazarları.
En Yeni Blogger: Masalevi yeni başlasa da sağlam bir blogger olma yolunda hızla ilerliyor.
En Üşengeç: Nilü Elinden gelse iki kelime ile bitirecek yazıyı :) Eymasar nette fıldır, fıldır dolanıyor ama blogunu örümcek bağladı haberi yok :)
En Akademik: Aslının Güncesi
EN YEŞİLCİ: Kimbap, Sermin, Hikaru, Hayal, ShinMin ;)
En, En,En :) Her bir şeyin en mikemmeli olan Miss. Nefertiti :)
Zor bir mimdi. Ben neden bu kadar kategori ekledim onu da bilmiyorum :) Bu mimi Darkangel'a paslıyorum.
Dogani/The Crucible Fragman
En özlenen bloggerlardan, biricik çitlembiğim Miss. Nefertitim geçen bir yorumunda Gong Yoo'nun Dogani filminin fragmanını hiç izlemediğinden bahsetmişti. Ben de durumdan vazife çıkaran bir blogger olarak, hemencecik 'aşkımın' :) yeni filminin fragmanını eklemeyi ve siz değerli blog okuyucuları ve blogdaşlarımla paylaşmayı bir borç bilirim :) Gong YOO bu sefer çok farklı bir rolle karşımızda olacak ama ben eminim ki her zaman, her yapımda olduğu gibi burada da şahane bir iş çıkaracak.
01/09/2011
Linkwithin Eklentisi
Taşıdığım blogumda linkwitin eklentisi vardı. Bu bloga geçince eski blogdaki Urleri gösteriyor diye kaldırdım. Bu seferde hep aynı 3 postu gösteriyor. Neden olduğunu bilen var mı? Bir kaç gün dursun bakalım bu sefer düzelir. Kaç tane mail attım geliştiricilere, yardım istedim siteden ama kimse kale almadı :(