19 Martta blogcular ve takipçiler olarak buluşacağımız söylemiştik. Nilü, Ben, Betül, Mukaddes, Burcu, Lee, Akira, Winpohu, Ebru, Seda, 9 çiçek bir böcek olarak :) Rotamızı Seoul restorana çevirdik her zaman ki gibi. Ben artık sıkıldıysam da ,yeni gelen arkadaşlar vardı ve Kore yemeklerini denemek istediler. Artık gönül rahatlığıyla söyleyebilirim; kimse alınmasın, kırılmasın ama Kore yemekleri tek kelimeyle BERBAT. Bazı arkadaşlar, - pek çok ilk gelen kişiye olduğu gibi- ağır kokudan çok rahatsız oldular ve iştahları kapandı. Ben alıştım artık ama yine de kötü bir koku tabii.
Ben yine assolist olarak son anda dahil oldum gruba :) Ama, ama 5dknın lafı olmaz değil mi? İndim tramvaydan Nilüyü aradım. Bekliyoruz tramvay durağındayız dedi. Yerini tarif etti, bir türlü göremedim grubu. Birden Nilü'cüm parlak bir fikir buldu... Şemsiyemi açayım yakındaysan, öyle bulursun bizi dedi. Dahiyane değil mi? Neyse :) Şeker pempe bir şemsiye gördüm birden bir kaç metre ileride :D Tam bir film karesi gibiydi. Hep beraber restorana gittik. Bir kısım ramen söyledi. Ben tatlı-ekşi tavuk sipariş ettim yine ama ekşi kısmını atlamışlar sanırım ha ha :D
Şaşırtıcı bir şekilde kalabılıktık 10 kişi olmuştuk ve Nilü dışında hepsi yeni yüzlerdi benim için. İçlerinden özellikle biri beni çok şaşırttı ve sevindirdi. Seda isimli bir arkadaşımız ta Bursa'dan kalkmış gelmiş. Zamanı dar ve verilmiş başka bir sözü olduğu için erken kalktı. Sohbet etme imkânı yakalayamadık fazla ama yolda iki çift laf etme şansını bulduğumuzda, bana 24 yaşında gösterdiğimi söylediği için kendisini pek bir çok sevdim :) Bu buluşmada Sevda'mın olmaması hem beni biraz üzdü, hem de acaba iyi vakit geçirir miyiz yeni gelenlerle diye endişelendim. Ancak, korktuğum gibi olmadı. Arkadaşların hepsi çok cana yakın, çok neşeli insanlardı. Bu arada her buluşmaya davet ettiğimizde, 'yağmur yağdı', 'şimşek çaktı' gibi bahanelerle gelmeyen Lee bu sefer aramıza katıldı. Merak eden varsa söyleyeyim tek parça halinde gitti evine. :D
Seoul restoranda yemeklerimizi yedikten sonra, günü henüz noktalamak istemediğimiz için, gidecek başka mekân arayışına girdik. 2 kişi zaten Seouldeyken gitmişti. Akira ve Burcuyu da tramvaydan uğurladık. 6 kişi kaldık. Geleneksel olarak Çiğdeme yöneldik fakat çok kalabalıktı, sığamazdık. Bir kaç mekân gezdik, hiç birine giremedik ve son olarak Betül'ün tavsiyesi üzerine Çemberlitaşta Kahve Dünyasına girdik. Çok güzeldi, ben orada sandviç söyledim. Sonra Lee'de aynından istemişti senin ki daha güzel diye mız mızlandım :) Gong Yoo ile ilgili yazısını silmesi için pazarlık yaptım :D :D Biliyorsunuz benden önce çıkıyor Google aramalarında ve ben bu konuda ki 'güzel' hislerimi saklamaya hiiiç gerek görmüyorum.
Bu yukarıdaki güzellik ağzımızın sularını akıttı. Nilü sipariş eder ama hepimize düşer gibi bir şey oldu :D Gerçi basit ki bunu evde de yaparım ben :) Bol kahkahalı, pozitif insanlarla tanıştığım çok güzel bir gün oldu. Bir de ergenleri çekiştirdik bir ara bol, bol Lee benim hiç bilmediğim fanficleri anlattı bize. Gülmekten fotoğraf bile çektiremediler. Yineliyorum, yeni arkadaşlara da sorabilirsiniz biz KESİNLİKLE adam yemiyoruz. O yüzden gelmek istiyorsanız çekimeyin :) Son olarak en kısa zamanda tekrarlayalım diyorum :)